Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Ben şükür etmesini bilen bir insanım…


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

 Yaşadığım ömre, sağlığıma, nasip edilen rızka, doğduğum topraklara, dinime ve kimliğime…
    Ve hatta dara düştüğümde dahi… Halime şükür eder, beterin de beteri var derim.
    Bu huyumu çevremdekilere de tavsiye ediyorum.
    Geçen gün çalışanım gece yarısı oda kapısının camında kazara bileğini kesince ona da şükret dedim. Ya kafan cama geçseydi?
    Fakat benim hayatta en çok şükrettiğim şeyin ne olduğunu merak eden dostlarıma şunları söylüyorum; “ Rabbim her devirde ailemden birinin devletim tarafından düşman bellenmesini nasip etmiş.” Aslında görünürde bu hoş bir şey değilmiş gibi görünür...            
    Ama şükür benim mayamda var… Ya devletim beni esamiye almasaydı, maraba yerine dahi koymasaydı ne yapardım ben?
    Değil mi ya, Hürmetli ve kudretli devletimin nazarında kimi zaman Solcu, kimi zaman Komünist, kimi zaman Milliyetçi, kimi zaman da İslamcı ve şimdi de “Paralelci” olup devlet düşmanlığından nasibimizi almak, ilgisine mazhar olmak ve şevketli devletimizin biz garip, gurabalarla didişmesi onurunu tatmak varken…
    Adam yerine konulmayıp kenara itilmek gücünüze gitmez mi?
    Çok şükür bereketli bir ailem var… Her devirde Devletinin düşmanı ya da potansiyeli olup sırasını bekleyen her fikirden ve zikirden aile bireyleri nasip etmiş Rabbim bana
    Geçen ay benim üç numara “baba ehh artık zamanı geldi… Ben hangi suçun potansiyeli olayım?” Diye mesaj çektiğinde “acele etme… Seçim sonuçlarını bekle” dedim.
    Çünkü ne olur ne olmaz… Kimin kazanacağını nereden bileyim? Tedbirli olmak lazım…
    Olmaz ya,
    Ya üç numaram seçimden sonra potansiyel olayım derken “yandaş” olma nasibine erişip ailemin itibarını iki paralık ederse ne yaparım ben?
    Üç numaram uyanıktır… Zamane uşağı… İleride vatan kurtaran adam olacağına adım gibi eminim.”Boş ver baba seçimden evvel –he- diyelim… Seçimden sonra da –hıı- deriz... Ne olacak yani.” Dediğinde az daha hücceden gidecektim. 
    Bu kadarına da pes doğrusu diyecek oldum… Belli ki huyu bana çekmemiş… Keratanın aklı-fikri hazret olmakta…
    Zamane sabisi bunlar… Çarıklı olmadan çarıklı erkânı olmak isteyenlerden... Bu işler o kadar kolay mı?
    Şiir okumasını öğreneceksin… Üç-beş ay mahpuslarda çürümenin kahrını çekeceksin… Az iş mi bunlar? Lakin benim uşak beceremez bunları… Anasının bir gün dahi elceğizinden lokmalarını yutmasa iğlek olup çıkar… O denli hazırcıdır. 
    Neyse;                                           
    Biz kendi memleketimizin pür-ü haline bakalım…
    Şirin Ünye gazetesi yazarı kadim dostumuz Musa Kıroğlu Ünye’mize geçmişte kırk kere sözler verilmesine rağmen hala verilen sözlerin yanından dahi geçilmediğini yazıp, serzenişte bulunuyor.
    Peşinden de bizi her zaman şu sorulara muhatap bırakıyor;”son otuz yılda onca 
milletvekili ve hem de önemli mevkilerde bakanlar çıkaran Ünye neden hala (ekonomik, sosyal ve imar yönüyle) sıradan bir ilçelikten öteye gidemiyor?” 
    A benim kadim dostum,
    Aslında biliyorsun da “mahsusçuktan” bilmez gibi davranıyorsun…
    Ne yani Barak Obamanın göbek adının Hüseyin olması ve öz babasının Kenyalı, üvey 
babasının da Endonezyalı Müslüman olmaları onu Müslüman ve hem Kenyalı hem de 
    Endonezyalı yapar mı?
    Kendilerinden aciz Kenyalılara sorarsan yapar… Hem de iliklerine kadar. 
    Lakin… Bir de Amerikalılara soralım bakalım?

 



Bu yazı 1553 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI