115 milyar varil rezerv Şii Irak Hükümetinin elinde, 45 milyar varil rezerv Kuzey Irak yönetiminin elinde petrol kaldı o coğrafyada. G20 Ülkelerinin dev petrol şirketleri kuyuları tutmuş durumda. Çin bile gelmiş havaalanı yapıyor petrolü uçurmak için, Petrolün bir kısmı da IŞİD in elinde, el altında Esad rejimi ile petrolü ortak akıtıp nemalanıyorlar. Dünya her gün 88 milyon varil petrol tüketirken, Bu adamlar Antalya da hangi çözümü bulacaklar ki. Müslümanların elinde petrol kuyusu kalmamış. Doğalgaz rezervlerine hiç girmiyorum.

Gözü dönmüş emperyalist çakalların, orada Müslüman ölmüş, öldürülmüş, katliam yapılmış, evlerinden sürülmüş, mülteci kamplarında ölüm kalım savaşına girmiş ve sığınmak için avrupaya giderken, denizlerde boğulmuş, hiç umurlarında olurmu. Onlar oradaki petrole ve doğalgaza diktiler gözlerini. Bu ülkeler buraları son damlasına kadar sömürmeden ve tüketmeden, bu coğrafyada savaşı, kargaşayı, kaosu ve Terörü bitirmezler.

Amerika mesela, Saddamın devrilmesi müdahalesinde, harcadığı her kuruşu, Attığı her füzeyi ve her mermiyi son kuruşuna kadar kendi elleri ile kurduğu Şii Irak rejimine savaş tazminatı olarak fatura çıkartıp tahsil etti. Aynısını Suriyede de uygulayacaktır. Amerika için savaşmak, artık bir hasat gibidir. Ticaretin en ballısıdır. Ellerindeki yıllanmış malzemeyi en üst fiyattan satma imkanınıdır. Şartlar her ne tarafa dönerse dönsün hep Amerika kazanır.

Suriyede ki savaşın en ilginç aktörlerinden biri de Rusyadır. Ruslar G20 de Batılılarla aynı masaya otururken, buradaki kaosa karşı ortak müdahale kararı alırken, hava kuvvetleri ise tam tersini yaparak mazlumlrı vurur. Mevcut Suriye rejiminin özel koruması gibi, onların bütün düşmanlarına saldırır. IŞİD i vurdum derken, bir bakmışsınız Türkmenler ölüvermiş, ÖSO nun elindeki bölgeler havaya uçurulmuştur. Rusya zaten hep oradaydı. Orada tesisler kurmuş, üsleri devreye sokmuş ve tamamen Esadı 
kollamaktadır.

Çin Halk Cumhuriyeti de bölgede önemli Aktörlerden biri olma yolunda hızla ilerlemektedir.Bir zamanlar ukraynadan alınıp eğlence sektöründe kullanacağız diyerek İstanbul boğazından geçirilen ve geçiriliken de bir sürü rüşvet vererek götürdüğü uçak gemisini, turizm aracı değilde tam teşekküllü bir uçak gemisi haline getirerek burnumuza dayamıştır. Satın aldığı petrol sahalarını ve Petrolü taşımak için inşa ettiği havaalanını bu uçak gemisi vesilesiyle koruyacağını düşünerek çalışmalarını yürütmektedir.

Esad ise çok büyük badireler atlatıp büyük bedeller ödemesine rağmen hala ayaktadır. Artık bütün dünyaya buradaki huzurun ve barışın tek koruyucusu benim, bak beni yok etmeye çalıştınız, ortalık kan gölüne döndü, aklınızı başınıza alın der gibi arada sırada cılız da olsa kükremektedir. Kimse Esadın devrileceğini ve sahnelerden çekileceğini düşünmesin. Rusyanın çıkarları asla buna müsaade etmez.

Türkiye ye gelirsek bu savaşın gerçek mağlubu aslında bizleriz. İki milyon mülteci Demoklesin kılıcı gibi başımızda durmaktadır. Atsan atılmaz, satsan satılmaz derlerya, işte tamda bu durumdayız. Umuyoruz ki savaş bitsin, Esad gitsin ve yerine gelenlerle Suriyeyi yeniden inşa etme pazarlığı yapalım. İnşaat, Gıda, Textil vs ürünlerimizle büyük ve iştah açıcı

bir Pazar bizi beklesin. Yok öyle yağma hasanın böreği. Kol böreğini yedirdiler çoktan bize. Esad ordan gitmez, orda oturduğu müddetçe Türkiye ile hiçbir yatırıma gitmez. Bu sebeple de bizim umutlar artık başka bahara kaldı diyebiliriz. 8 milyar dolara yaklaşan maliyetiyle 2 milyon işsiz, evsiz, yertsiz ve yurtsuz insanımız oldu, yakında hepsini seçmen de yaparız. Vatana ve millete hayırlı olsun. İnanın işimizi hiçte kolay değil. Allah yar ve yardımcımız olsun.

Daha Almanya, Fransa ve İngiltere yi hiç saymadım. Gerisinin hesabını siz değerli okuyucularıma bırakıyorum. Sevgi ve Saygılarımla