Hayatla iletişimimiz üç boyutta ele alınabilir Görsellik unsurları ağır basan kişiler,beyinlerinin arka kısmını daha çok kullanırlar.görüntü odaklı olarak yaşamlarını anlamlandırırlar. Genellikle söylenenleri ve söylediklerini unutup
gördüklerini önemserler İşitselliği ağır basanlar, beyinlerinin yan kısımlarını daha çok kullanırlar. Konuşmaları
tane tane, ayrıntılı ve akıcıdır. insanlardan işittiği her şey onlar için büyük önem taşır.Çoğu konuyu, kimin söylediğini unutmazlar.özellikle karşı cinsle kurdukları iletişimlerde en ufak kırıcı bir sözü dahi hafızaya atarlar.
Diğer bir öğe de dakunsallık. Dokunsallığı ağır basan kişiler için önemli olan ufak da olsa temas halinde bulunmaktır. Özellikle konuşurken yanındakine dokunarak konuşurlar. Beynin tepe kısmı daha yoğun çalışır. Yere bakarak düşünürler. Koku ve tat duyuları çok gelişmiştir.
Bu üç iletişim şekli tüm bireylerde bulunur. Hangisinin daha önemli olduğu kişiler arası ilişkiye göre belirlenir. Kişilerin ne yaptığı,nasıl yaptığı ve ne söylediği bireyin bu özelliklerine göre daha fazla önem taşır.
İletişim konusunda bir noktaya daha değinmek gerekir. Uyuduğumuzda bilinç kapanır fakat bilinçdışı hala çalışmaktadır. Hayatla iletişimini sürdürür. Bu kadar farklı özelliklerimiz olmasına rağmen ilişkilerde neden çok fazla genellemeci tavır sergiliyoruz,şaşılacak şey doğrusu. Ne kadar insan varsa o kadar subjektif yaşam tarzı var demektir.her insanın bakış açısı farklı olabilir.Çıkar çatışmaları,bilgi eksiklikler bulunabilir insanlarda.O halde egoyu
üstün çıkarmaya çalışılmamalı. insanlar kendi zihin haritalarıyla iletişimlerini güçlendirmeli...