Bundan yaklaşık 21 yıl önce Ünyeli gazeteci Şakir Gürel tarafından kurulan ve ilk yayınına 16 Ağustos 1993 tarihinde, “ORDU’NUN İLK, ÜNYE’NİN TEK TELEVİZYONU” sloganı ile başlayan Ünye Hizmet TV’NİN, kurucu ilk ortaklarından Ünyeli radyocu Ali Keskin başta olmak üzere birçok ortağı oldu. Hizmet TV’NİN kapanmadan önceki en büyük hissedarı ve Yönetim Kurulu Başkanı, Ünyeli işadamı Cevat Güven’di.

Kapandığı bilgisi üzerine kendisine ulaştığımız ve görüşlerine başvurduğumuz Hizmet TV kurucusu ve ilk Genel Yayın Yönetmeni, Ankara merkezli İletişim ve Medya Federasyonu (TİMEF) Genel Başkanı Şakir Gürel; “Hizmet TV’Yİ kapatanlar, medya sektörüne de, Ünye’ye de ihanet içinde olduklarının farkındalar mı” dedi.

Kurucusu olduğu ve kuruluşundan itibaren 15 yıl (1993-2008) Aralıksız Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı televizyonun kapatılmasından dolayı son derece üzgün olduğunu, Medya sektörüne ve Ünye’ye ihanet içerisinde olduklarını düşündüğü kapanmadan önceki son Hizmet tv Yönetim Kurulu Üyeleri ve Başkanını, kendisi gibi kamuoyunun da affetmeyeceğini söyledi.

Gürel, halen şirketin % 20 hissesine sahip olduğu Hizmet tv kapatılırken, kendisine sorulmadığının da altını çizdiği açıklamasında, özetle şu görüşlerini dile getirdi;

“Dönemin siyasi iradesini arkalarına alarak, medya patronluğunu ranta çevirenler, o destek akrep misali kendisini sokup güç zehirlenmesi ile yok olunca, tezgâhı toplayıp, dükkânı kapatıp kaçmaya mı başlamışlardır? Yaşanılan bu durum; ‘ya benimsin ya da kara toprağın’ diyerek sektörü kirletenlerin, kendilerine yar olmayacağını anladıklarını yok etmeleridir. Kasalarındaki, bankalardaki paralarına, sayısız gayrimenkullerine ve işletmelerine güvenerek medya patronluğu yapanların ve bundan sonra yapmaya soyunanların, bunun bir para-kasa-masa işi değil, yürek ve emek işi olduğunu bu vesile ile görmelerini dilerim.

Bugün gelinen noktada olmasını istediğim ve olmazsa olmaz diye düşündüğüm bir dileğim de; Bundan yaklaşık 5 yıl önce, o günün siyasi iradesinin karşısında dik duramayan ve Ünye’nin ilk ve tek televizyonunun sonunu hazırlayanların yaptıklarına karşı, bugünkü siyasi iradenin, sektörü kirletenlerin yakasından tutup kaçmalarını engellemek ve hizmete devam etmeye mecbur bırakılmalarını sağlamalarıdır.”