Gün geçmiyor ki insanoğlu modernleşme, çağdaşlaşma veya konfor hayat peşinde koşturmaktan neleri kaybettiğini farkına varamıyor. Şehir hayatında binalar arasına sıkışmış hayaller, karbondioksiti çok, oksijeni az nefes almalar, 7. kattaki komşunun kim olduğunu bilmeyen insanlar, azalan güvenler, kaybolan umutlar ve bunun neticesinde her geçen gün geçmişi özler olduk burnumuzun direği sızlayarak.
Bayram geliyor, nerede o eski bayramlar diyoruz.
Ramazan geliyor nerede o eski Ramazanlar diyoruz.
Dost ediniyoruz ama nerede o eski dostlar diyoruz.
Komşuluk yapıyoruz ama nerede o eski komşuluklar diyoruz.
Hatta, eskiden askerlik böyleydi, kara önlüklerle, tebeşir tozlarıyla şöyle okurduk, yakan top, istop oynamaktan yorulmazdık diye anlatıp anlatıp dururuz.
Şimdi ise;
Karpuz yiyoruz, ona bile nerede eski o mis gibi kokan karpuzlar diyoruz.
İşin özeti kime sorsan herkes nerede o eski günler diyor.
Peki ne oldu bu eski günlere…
Kim hasret bıraktı insanları karpuzun kokusuna bile.
Nasıl bu kadar uzaklaştırıldık birbirimizden,
Nasıl koptu aradaki bağlar..
Sakın herkesin konfor hayat hayalinden olmasın.
Bitmek bilmeyen moda sevdası,
Sonu gelmeyen alışverişler,
Asgarisi ödenen kredi kartları..
49 çeşit sabah kahvaltıları....
Doğmamış çocuğa cinsiyet partileri..
Yok diş partisi,
Anaokullarında kreşlerde zart partisi zurt partisi..
Dondurulmuş gıdalar,
GDO'lu ürünler..
Hazır yiyecekler...
Gazlı sitrik asitli içecekler.
Ahlaksız diziler, filmler..
Sürekli harca diyen reklamlar.
Şiddet içeren oyunlar..
Çocuklarımız ve bizler o kadar çok fıtratımızı bozacak saldırıya maruz kalıyoruz ki, ne için yaşadığımızı, bu dünyaya neden geldiğimizi bile unutuyoruz.
Sonra yine nerede o eski günler diyoruz.
İnsanlar artık tüm ihtiyaçlarını internetten giderimi oldu.
Kıyafetler Trendyol’dan.
Yiyecekler Yemek Sepetinden.
Çiçekler Çiçek Sepetinden.
Araba alınacaksa Sahibinden.
Dostluklar Facebook’tan.
Sevgiler İnstagram’dan arandığı sürece
Aradığımız ''O Eski Günleri'' de Gitti Gidiyor’dan arar arar dururuz....