Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
VAHŞİ DEPOLEME ve İÇME SULARIMIZI BEKLEYEN TEHLiKE


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

Yazımıza konu olan yere Ünye Çaybaşı sapağından gidiliyor. Yaklaşık 60 km. yukarıda ve Çaybaşı İlçesine bağlı belediyesi olan bir belde iken bu gün mahalle olan Ülküvez mahallesine on-on iki kilometre mesafede tarihi “ İpek Yolu” üzerinde bir yayla; adı: Göksu…
    Rakım yaklaşık bin metre ve gürgen ağaçları ile kaplı ormanlık… -Ormanlıktı!-
    Yaylanın özelliği ise Ünye Curi Deresi ile Akçay Deresini oluşturan on beş su gözesinin olması.
    Bu derelerin kolları arası uzaklık yaklaşık on km.
    Bu kolları arasında ve çevresinde Ünye, Çaybaşı, İkizce ilçeleri yanı sıra bu gün mahalle olan Ülküvez, Köklük, Kaynartaş, Devecik, İçeribükü, Yoğunoluk, Seğmenli başta olmak üzere onlarca köy ve belde var.
    Ünye Belediyesi Ünye’nin su ihtiyacının büyük bir kısmını bu gözelerin oluşturduğu Curi Deresinden çekip arıtıyor…
    İkizce ilçesi ve Kaynartaş Mahallesi ise su ihtiyacını bu gözelerin oluşturduğu derelerden çekip, arıtarak sağlıyor…
    Yukarıda adını saydığım belde ve köylerin yanı sıra onlarca köy de su ihtiyaçlarını bu gözelerin oluşturduğu kaynaklardan sağlıyor…
    Bunları neden yazdım, asıl konu ne şimdi açıklıyorum: Ordu, Samsun ve Giresun’un da dâhil olduğu belediyeler, “Canik Belediyeler Birliği” adı altında birleşerek, bu su gözelerinin olduğu Göksu’da 400 dönümlük araziyi işgal ederek, - Bu alana gelmek için açılan yollar hariç- proje adıyla söylüyorum  “Vahşi Depolama Alanı” yapıyorlar. Yani bu 
il belediyelerine bağlı tüm yerleşim yerlerinin çöpleri bu alanda depolanacak…
    Çalışmalar, çevre halkın tepkisinden jandarma nezaretinde dört dozerle devam ediyor.
    Halkın ifadesi:
    Öncesinde de binlerce fidan ve gürgen ağacı kesilerek bir orman katliam yapıldı ve 300 kamyon tomruk çektiler… 
    Köylüler bu doğa yıkımının yanı sıra ileride ne gibi sorunları oluşacağının farkındalar ve yapıma bu nedenle şiddetle karşı çıkıyorlar. Bir toplumsal duyarlılık oluşturmak için birkaç haber kanalını çağırmışlar ancak engellendiğini düşünüyorlar. Ellerinden de başka bir şey gelmiyor.
    Ben de en azından duyarlı bir vatandaş olarak, onlar adına, olabilecek tehlikelere karşı bir hatırlatma yapayım:
    Yanık kızartma yağları dâhil evsel atıklar;
    Deterjan atıkları;
    Kullanılmış pil başta olmak üzere kimyasal atıklar;
    - Tek bir pil 300 metre çevresine yıllarca radyo aktif madde salgılar…-
    En önemlisi de her türlü hastalıkların tedavisinin yapıldığı hastahane atıkları;  -Bu atıkların 
özel olarak toplanması ve imhası söz konusudur.- 
    Plâstik, radyasyon içeren teknolojik hurda atıkları ve daha adını yazamadığım pek çok atık bu alanda depolanacak…  -Bir plastik atığın ancak 300 senede yok olduğunu düşünün… -
    Radyasyonun tehlikesini ise hatırlatmama gerek yok!
    
    Özetle:
    Bu gözelerin beslediği iki deremiz de Karadeniz’e dökülüyor; sularla taşınacak kirliliğin denizimizde çevresel bir felâkete neden olacağını ön görmemek cehalettir.  Deniz canlı hayatı ve plâjları kullananlar zarar görebilir…

     Bu alanda zamanla metan gazı birikimi sonucu patlamaların ve yangın tehlikesinin de olabileceği tehlikesi yanında, içme sularımızı bekleyen tehlikeyi hatırlatmama gerek var mı bilmiyorum.



Bu yazı 1273 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI