Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
ABD’nin Türkiye Tavrı ve Çekilme Kararı


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

ABD’nini Irak operasyonunu…
Özellikle Tunus, Libya, Mısır ve Yemen’de, “Demokrasi getireceğiz” diyerek eş zamanlı başlattığı Arap Baharı’nın nedenini anlamadan Suriye’de IŞİD aracılığıyla başlattığı Esed’i devirme operasyonunu, ABD askerlerinin neden Suriye’de bulunduğunu açıklayamazsınız.
Hepsi de domino etkisi ile yürütülen bir projenin parçalarıdır.
Hatırlayın; Saddam gitti! Mısır’da ihtilâlle Mursi’yi getirdiler; baktılar formata uymuyor Mursi’yi Sisi ile hallettiler! Libya üç parça! Tunus’da ABD ve İsrail yanlısı yönetim işbaşında…
Tüm bu olup-bitenlerin görünürdeki nedeni petrol sanabilirsiniz ama değil. ABD eski Dış İçleri Bakanı G. Rice başlatılacak operasyonların ipucunu yıllar önce, “Ortadoğu’da Türkiye dâhil 22 ülkenin sınırları değişecek…” diye vermişti.
ABD’nin FETÖ’sü olan Evanjelist İsrail yanlılarının baskısı ile 13 bin km öteden gelip Suriye’de, Türkiye ile İsrail arasında, İsrail çıkarlarını önceleyen tampon Kürt özerk bölgesi kurma niyetlerini bu kapsamda değerlendirebilirsiniz…
Bu anlamda süreci: ABD ve İsrail çıkarlarını sabote eden yönetim anlayışlarını ortadan kaldırmak diye özetleyebiliriz.
Nitekim Arap Baharı ile ABD ve İsrail çıkarlarını önceleyen yönetimler işbaşına getirildi. Arap Baharı’nın finali, Sudi destekli, IŞİD aracılığıyla Suriye’ de Esad’ı devirip kendi çıkarlarını önceleyen bir yönetim getirdikten sonra İran’da yapılacaktı.
En sonraki hamle Türkiye…
Zira nükleer bir gücü elinde tutan ve bu teknolojiyi tüm baskılara rağmen geliştirme çabası içinde olan İran, İsrail için gelecekte Türkiye ile birlikte en büyük potansiyel düşman konumunda.
Ancak Suriye’de işler umduğu gibi gitmedi. Eğitip silahlandırdıkları, istihbarat sağladıkları, maddi destek verdikleri, lojistik sağladıkları IŞİD plânlarını bozdu; ben Allah’ın bir lütfu diyorum…
ABD şimdi de sözde IŞİD’i Suriye’den çıkarma peşinde; en azından öyle görüntü veriyor!
Ve Türkiye gönüllü olmasına, gelin IŞİD operasyonunu birlikte yapalım ısrarlarına rağmen PYD, PKK teröristlerini kullanmaya karar verdi.
Bu amaçla öncesinde: PYD’li teröristlerden atmış bin kişilik ordu kurdu ve binlerce tır silah yardımı yanı sıra milyonlarca dolarla ifade edilen maddi kaynak sağladı.
İncirlik olmazsa olmazımız değil diyerek PYD’li teröristlerin işgalindeki Suriye topraklarında, sınırlarımızın hemen yanı başında, ABD uçaklarının iniş-kalkışına uygun büyüklükte üslerin yanı sıra sınırlarımızda gözlem kuleleri kurdu.
Türkiye’ye gözdağı vermek için, “PYD ABD’nin kara ordusudur, onlara yapılacak saldırı ABD ordusuna yapılmış sayılacaktır.” diyerek, stratejik ortak dediği, NATO’da müttefiki koskoca Türkiye’yi tehdit etti.
Yetmedi, Türkiye’nin de yüklenici olduğu F35 projesi dâhilinde parasını vererek aldığı ilk parti F35 uçaklarını teslim etmedi.
Parasını verip alalım dediğimiz Patroit Savunma sistemini başta olmak üzere talep ettiğimiz başka silah sistemlerini vermediği gibi muadili sistemleri Çin ve Rusya’dan almamıza şiddetle karşı çıktı.
Son olarak Suriye’de görevli bir ABD generali daha dün çıktı Türk ordusu için “terörist” imasında bulundu.
ABD ve Türkiye arasında bunca yaşanılanlara rağmen ve üstelik de yaklaşan yerel seçimler öncesi Cumhurbaşkanımız çıktı Fırat’ın doğusuna yapılması düşünülen operasyonu, üstelik
ABD’ye rağmen kamuoyuna ve dünyaya, “Bir gece ansızın gelebiliriz…” diye duyurdu!
Şimdilerde eğilim böyle mi bilemiyorum ama tek davul-zurna yoktu!
ABD-Türkiye cephesinde yaşanılanların özeti bu…
Tramp çıktı, yıllardır sürdürülen bir süreci ve dahi yaptığı milyarlarca dolar tutan askeri yığınağa rağmen durup dururken, “ ABD’nin Suriye’den çıkma zamanı geldi.” dedi.
***
Başta Rusya olmak üzere dünya şaşkın, neden?
Dünya bunları düşünürken açıklama Cumhurbaşkanımızdan geldi: “ Fırat’ın doğusuna yapılması düşünülen operasyon IŞİD’le yapılacak mücadele ile birlikte yürütülecek. Bu amaçla şimdilik kaydıyla bir süreliğine Fırat’ın doğusuna yapacağımızı söylediğimiz operasyonu erteledik.” dedi.
Tabi bu söylenenler Patroit füze sisteminin satışının serbest bırakılmasını; parasını ödediğimiz 5.nesil F 35 uçaklarına parlamento tarafından konan şerhin neden kaldırıldığını açıklamıyor.
Yüz seksen derecelik çarkta diyorum ki, acaba:
Rusya, son zamanlarda ABD ile yaşadığı gerilimin neticesi olarak şimdilik fısıltı olsa da Rusya ile Çin arasında Hindistan’ın, İran’ın da dâhil olduğu yeni pakt -blok- arayışı içinde.
Zaten gerginleşen ABD-Türkiye ilişkileri, ABD’nin yanlış bir tavrı ile daha da gerginleşerek Türkiye’nin yüzünü bu pakta döndürebilir korkusu etkili olmuş mudur?
Mümkün…
***
Hatırlayın; Ortadoğu ve Türkiye cephesinde bunlar yaşanırken, Tramp’ın son Avrupa gezisi skandallarla bitmişti.
Fransa Başkanı Macron’u aşağıladı, Merkel’le restleşti, İtalya ve İngiltere’yi tehdit etti. Tramp’ın bu çıkışına Fransa Başkanı Macron, “ ABD’ye mecbur değiliz, AB olarak kendi güvenlik gücümüzü kurmalıyız.” diyerek NATO’yu tartışmaya açarak karşılık verdi.
Fransa’da son bir aydır devam eden olayları hatırlayın; sonuçları ortada…
Ve sırayla, küçük bir uyarı kıvılcımı olarak önce Belçika, Almanya, İngiltere ve Hollanda’ya sıçradı! Son olarak İspanya’da…
Tehdit algısına rağmen AB kendi savunma ordusunu kurma konusunu ciddi gibi. Bu güne gelecek olursak, ABD:
Öyle görünüyor ki, AB’nin NATO’yu tartışmaya açmasını, AB, ABD ilişkileri gelecekte başka sorunlara gebe olacak gibi durmasını…
Türkiye’nin de NATO’dan ciddi ciddi uzaklaşarak Rusya, Çin istikametine kaydığı ve İran’ın da dâhil olacağı bir paktı göz kırpacağı ihtimalini göze alamadı diyorum.
Nitekim bir ABD’li yetkili çıktı durumu, “Türkiye ile aramızda her ne yaşandı ise yaşandı; Türkiye ABD için gözden çıkarılmayacak, bir başka ülkenin yanına itilmeyecek kadar önemli bir ülkedir.” diyerek durumu özetlemesinin…
ABD’nin PYD’ye desteğini çekmesinin…
Patroit dâhil başka silah sistemlerinin satışın serbest bırakmasının…
Parası önceden verilen F35 5.nesil savaş uçaklarının teslimi ile ilgili uygulanan şerhin kaldırılmasının…
ABD, askerlerinin en kısa zamanda çekeceğiz açıklamasının başka mantıklı açıklaması yok diyorum.
***
Ekranlardan:
Başkanlık’ın, PYD ve PKK terör unsurları hakkındaki çıkışlarını…
Her gün ekranlarda Ordumuz, Hava Kuvvetlerimiz PYD ve PKK’lı teröristlerin tepesinde!
Şu kadar terörist etkisiz hale getirildi haberlerini duymuşsunuzdur.
Geçtiğimiz günlerde ABD maslahatgüzarı Jeffrey M. Hoven Gaziantep’te PYD’nin uzantısı Suriyeli Kürt unsurları ile toplantı halindeydi; ne bu şimdi?
Soruyorum, Fırat’ın doğusuna operasyon hazırlığında olan Başkanlık’ın PYD’li terörist unsurlarına kendi toprağında ABD yetkilileriyle toplantısına neden izin verir?
Haliyle şüphelerim var ve Suriye, Hükümetin her seçim öncesi saldırdığı yel değirmeni gibi duruyor!
Dikkat ettiyseniz Başkanlık’ın, “Ey ABD!” çıkışı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Operasyonu hep ne hikmetse seçimler öncesine denk getirilmesinin, bu gerilim ortamının iç siyaset malzemesi olarak seçimlerde kullanmasının başka mantıklı açıklaması yok.
BOP duruyor; aldanmayın ABD-Türkiye arasındaki kayıkçı kavgasına! Bu anlamda yaratılan yeni gerilim ortamının yerel seçimlerde kullanılacağından, iç siyaset malzemesi yapılacağından zerre kuşkum yok.
Aksi halde her seçim öncesi olduğu gibi Fırat’ın batısına yapılacak operasyonun da yerel seçimler öncesine denk getirilmesinde bu kadar tesadüf olabilir mi?
Özetle:
ABD’nin Suriye’den çekiliyoruz hamlesi yerel seçimler öncesi sürecin üzerinde pasta kreması gibi duruyor!
ABD ile R.E.T arasında, kamuoyundan gizlenen kesin bir anlaşma var. Ne olduğu, hangi tavizlerin verildiği hiç önemli değil. Nasılsa olayları kendi tabi akışı içinde değerlendirmeyeceklerdir. Ben havuz medyasının olayı nasıl değerlendireceğini, gazetelerinde atacakları başlıklarını şimdiden görür gibiyim: Kararlılığımız ABD’ye diz çöktürdü! Kahramanı mı, o belli değil mi!?

 



Bu yazı 1469 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI