Başkanlarından, üstü kapalı tehdit var AKP ve MHP milletvekillerine; bir nevi siyasi sopa!

     Bahçeli’nin cümlesini aynen alıyorum: “Anayasa değişikliği teklifi parlamentodan geçmezse parlamento yenilenmeli, erken seçim olmalı…”

     Cümlenin çağrıştırdığı anlamın şifrelerini uzun uzun araştırmaya gerek yok. Diyor ki, bu gün kazandığınız mevcut şartların devamını, anayasa değişikliğine vereceğiniz “evet” oyları tayin edecek. Aksi halde bir erken seçimle kazandıklarınızı kaybedebilirsiniz; tercih sizin demeye getiriyor.

      Öyle ya ballı emeklilikten, yurtdışı dâhil, ömür boyu, en üst seviyeden devlet garantili sağlık hizmetlerinden mahrum olmak var.

     İktidar’ın milletvekillerine, özellikle sizce de malum olanlara üstü kapalı tehdidi FETÖ ve erken seçim…

     Malum, basında da yer aldı; AKP içinde Bylock kullanan, bir rivayete göre seksen dokuz bir rivayete göre yüz on üç milletvekili var. “Hayır” diyeceklerinden çekiniliyordu…

     Yine basında yazılanlardan, yurtdışından temin edilen yeni kripto çözücülerle Bylock kullananların kimlikleri, nelerin konuşulduğu, kripto konuşmaların dahi tespit edildiği ve dahi çözümlendiğini öğreniyoruz.

     Ellerinde bu anlamda yığınla koz olabilir…

     Dolayısı ile Meclis’teki Anayasa değişikliği oylamasında istenilen geçer oy sayısına ulaşılamadığında kimi milletvekilleri neyle suçlanacaklarını, neler kaybedeceklerini ve dahi nelerin kaybolacağını, tekrar aday yapılmayacaklarını ve geçtim yeni ikametgâh adreslerinin bilmem ne hapishanesi olacağını az-çok tahmin edebiliyordur…

     Bu dedikodular dahi markajda kalmalarına yetti!

     Görüşmelerin günler öncesinden iradelerini yazılı olarak verdiler!

     Anayasamızın açık hükümlerine ve Meclis İç Tüzüğüne göre açıktan oy atmak yasak; esas olan gizli oy…  

     Muhalefetin olayı belgelemesi ve Anayasa Mahkemesi’ne itirazı vukuunda oylamanın iptali dahi söz konusu…

     Buna rağmen işte o korkudur kabine dahi girmeden açık açık ve oylarının rengini göstere göstere oy kullanmalarının nedeni…

     Bir nevi ispat kaygısı…

     Her şeye rağmen AKPli milletvekillerini ayırıyorum ve diğer ortaklarını uyarıyorum, bilesiniz ki, tüm zorlamalara ve vaatlere rağmen sizlere ihtiyaç, sadece köprüyü geçene kadardır!                                                    

     Davranışınız kendi çıkarlarınız adına bir zafiyet göstergesidir…

     Oylarınızla onay verdiğiniz başkanlık:

     Adına ne derseniz deyin, on beş yıldır yönetenleri aynı olduğu ülkede zihniyet değişimi yapılmadan, gerçi doping yasal değil(!) ama hangi uyarıcıyı verirseniz verin zihniyet değişmeyeceğinden ve hukuk sadece fiili duruma uydurulacağından birilerinin egolarını tatmin aracı olarak kalacak,  ve sanal bir kurgusallıktan öte anlam taşımayacaktır. 

                                                                                   ***

     “Başkanlık sistemi, eyalet sistemi olmadan, üstü kaval altı şişhane olur.” Cümle Kanal D’nin Teke Tek programından alınmıştır. Söyleyen dönemin başbakanı RTE; yıl 2004…

     Bunun söylem noktasından eyleme dönüşmesi için önce Anayasamızın ilk dört maddesinin kaldırılması gerekir.

     Gerçi kamuoyu ile paylaşılan bir mutabakat metni yok. Ancak AKP ve MHP arasında başlatılan Anayasa değişikliği ve başkanlık çalışmaları illâki bir mutabakat dayanıyordur. Eminim, Anayasa’nın değiştirilemez hükmünü içeren ilk dört maddeye dokunulmayacak şerhi de mutabakat metni içinde kesin vardır.

     Varsa bile, dedik ya sanırım ömrü köprüyü geçene kadardır!

     Anlamadığım, yapılan mutabakata rağmen baklayı ağızlarından neden erken çıkardıkları?

     On beş yıl boyunca, “Sıfır sorun…” söylemini sloganlaştıranlar, ülke adına ne kadar sorun varsa başlık ve eylem olarak ülkenin gündemine ve ülkeye kazandıranlar bir tecrübe birikimi edinmiştir diye düşünürken aynı tavrı, anayasa değişikliği ve başkanlık çalışmalarında gösterdiler…

     Ve tam da Gördük ki, köprünün tam orta yerinde, mutabakat yerle bir edildi!

     Gerçi yeni değil ama yeniden gündem yapılan sorun, Anayasamızın ilk üç maddesi ve onları değiştirilmez ve değiştirilmesi dahi teklif edilmez yapan dördüncü madde…

     AKP Bursa milletvekili İsmail Aydın çıktı: “ Bir hukukçu olarak Anayasa’nın değiştirilemez maddelerini kabul etmek mümkün değildir.” dedi.

      Yok yere Meclis’te yeniden gerilim yeniden tartışma…

      Mutabakata rağmen MHP milletvekillerinin tavrı sadece, “Yuhhh!” çekmek oldu.  

      Gazetelerden, milletvekiline, malumu erken ifşa ettiği için ayar verildiğini öğreniyoruz!    

      Başbakan, kişisel düşüncelerdir, bizi bağlamaz türünden laflar etti.  Ancak O’nun da yakın geçmişte, “Değiştirilemez maddelerin nitelikli çoğunlukla değiştirilebilir…” dediğini biliyoruz.

     Yani halâ takiyye yapıyorlar…

     Cümlenin, sadece muhataplarının tepkilerini ölçmek adına kasıtlı söyletildiğini düşünüyorum. Bursa milletvekili sadece seçilen tetikçi!

     Bizce zaten malumdu, tahmin ediyorduk… Sadece takiyyeyi, malumu gizliyorlardı onu erken ilân etti/ettiler. İlk fırsatta da gereğini yapacaklardır; emin olun. Ya Meclis yoluyla ya da yeni bir fiili durum ilânı ile…

     Özetle:

     Geçmişte Meclis’te ettikleri yeminlere dahi sadık kalmayanların, verdikleri başka sözler konusunda da sadakatsizliklerine bir kere daha tanık olduk.

     Gördük ki, amaca giden yolda yalan, sadakatsizlik, verilen sözlere uymama, takiyye adam harcama mübah; sıradan rutin bir davranış gibi…

     Sloganları: “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben…” diyenler neredesiniz?

Halâ uyanmamış ve ısrarla halâ ampulün(!) ışıttığı yola bakarak karanlığa yürüyorsunuz!

    İktidar, sıkıştığı yerde çok kullandı o sihirli kelimeyi! En azından yüzde elliyi ikna etmişti…  

    Çıvgara ortak olanlar hafızalarınızın bir kenarına not alınız o kelimeyi; yarınlarda sizlere ihanetiniz hatırlatıldığında, kamuoyuna, “kandırıldık” dersiniz… Kim bilir belki yeriz/yerler!