Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Tarih Vurgusu Üzerinden Hatırlatmalar ve Haklılık


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

Afrin operasyonunu anlamak için zamanda yedi sene geri giderek;
Tarih vurgusu üzerinden ana muhalefet partisine, “Ulan!”, “Terbiyesizler!” hakaretlerini de katarak ayar vermeye kalkan ve hiza-istikamet tayin eden İktidar’ın geçmişte bizzat yazılmasına neden oldukları tarihi hatırlatmakla başlayalım yazımıza…
*
“Terörle barış değil mücadele yapılır.” Diyenlerin karşısına, “ İnadına Açılım!” diye çıkmışlardı.
Başarısız oldukça da “Oslo Süreci”, “ Barış Süreci” adı altında ısıtıp ısıtıp sürekli devreye soktular.
Kurulan mobil mahkemelerle Habur rezaletini yaşattılar…
Şivan Perver’i hatırlayın…
“Barutun kokusu düştü burnuma!/ Dört bir yanı istiyorum…”/ Adam gibi dağlara düşeyim!/
Tutmak istiyorum Kürdistan’ımı!/ Ya ölüm ya kurtuluş; artık savaş zamanıdır. “ Dizeleri ile Türk milletine her fırsatta kinini kusan hainle; “Kan dökücü Türklerin elinde esiriz öz
vatanımızda…” mısraları ile bildiğimiz Megri Megri” türküsünü maaile birlikte söylediler…
Kobani ’de sıkışan PYD’ye yardım etsin diye Peşmerge’ yi silahları ile sınırlarımızdan geçmesine izin verdiler…
Yıkım sürecini halka kabul ettirmek için de “Akil Adamlar ”ı devreye soktular…
AKP kongrelerinde Barzani için söyletilen, “ AKP seninle gurur duyuyor!” sloganlarını da unutmadık…
Özetle, “Valilere operasyon izni verdirmedik ” le devam ettirilen ihanet sürecinde:
Yollara, köprülere tuzaklanan bombaları…
Mahalleler arasına ve dahi ilçeden ilçeye açılmış tünelleri…
Kurtarılmış ve tahkim mahalleler, ilçe ve şehirleri;
Silahlı Kuvvetlerimiz PKK belasından kurtarmak için kırk yılda verdiğimiz şehit sayısını bu sürecin sonunda bir yılda vermişti; hatırlatırım…
Hafızanızın bir kıyısına yazın ve unutmayın; elde bir!
*
Eski ABD Dışişleri Bakanı Condeleezza Rice’in: “ Ortadoğu’da Türkiye dâhil 22 ülkenin sınırları değişecek…” dediği projenin günümüzde bilinen adı “Büyük Ortadoğu Projesi” dir.
Kamuoyumuz kısaca “BOP” olarak bilir ve eş başkanı da, “Ben BOP ’nin eş başkanıyım.” diyen o zamanki başbakanımız RTE’dir.
Öncesinde “Arap Baharı” adı altında Tunus, Libya, Mısır ve Yemen’de başlatılan çatışma ortamı da bu proje ile ilgilidir.
IŞİD/DEAŞ, ABD ve Türkiye tarafından bu projenin devamı olarak sınırlarımız içinde kuruldu.
Eğitip silahlandıran ve Beykoz Korusu’ndan ilahilerle Suriye’ye Zalim Esed’i devirmeye gön deren de bu  iktidardı…
Ve İktidar projenin Suriye ayağının başladığını, “ En geç üç ay içinde Emeviye Cami’nde Cuma namazı kılarız!” diyerek duyurmuştu o günlerde…
Bu gün Suriye’deki bölünmüşlük, parçalı durum bu projenin ürünüdür!..
Ve aynı günlerde adı-sanı pek duyulmayan ve PKK’nin Suriye uzantısı PYD’nin Apo’su Müslim Salih’i muhalefetin tüm uyarılarına rağmen ülkemizde iki sefer kırmızı halıda karşılıyordu İktidar protokolle…
Hatırlayın… Bu arada Süleyman Şah Türbesi de PYD işbirliği ile IŞİD’den kaçırılmış ve bir tankımız birlikte  kurtarılmıştı!
Bu olaydan sonradır, DEAŞ’le savaşta olan Esed’in ülkesinin kuzey sınırlarını yani ülkemizin 911 km ile en uzun sınırını, yaklaşık 50 km derinlikte bir alanla PYD’ye bıraktığını açıklaması…
Esed’in Türkiye hamlesi olarak da değerlendirebiliriz; geçmişte “Fırat Kalkanı”, bu gün de Afrin’de başlatılan “ Zeytin Dalı Harekâtı” bu hamlesinin  sonucudur…
Sonuç:
Başladığımız yerdeyiz; Esed tekrar kardeş ilan edilmek üzere!..
Açılı sürecinde, “Bize düşünceleriyle barışın yolunu açtı.” dedikleri Öcalan için, “Bebek katili” söylemine geri 
dönüldü…
ABD’nin bu gün ülkemize bakış açısı yeni bir kandırıldık vakasıdır!

Bu da elde iki!
Yukarıda anlatılmak istenen, İktidar’ın siyaseten sürekli yaşadığı gel-gitlerin tarihe düşürdüğü notlar ve bunların sonucu olarak ülkemde yaşanan beka sorununa işaret etmektir…
Özetle: Afrin Harekâtı, İktidar’ın hataları sonucudur… 
Hataları üzerinden hamaset yaptığını ve bunu il kongrelerinde kullandığını, bir şeylere dönüştürmeye çalıştığını görünce üzüntüm daha da derinleşiyor…
İktidar önce bir durup düşünecek ve ben nerede hata yaptım diyecek; sonra da bu anlamda bir öz eleştiri borcu var 
kamuoyuna…
*
Hepsi bir yana, geçmişten de ders alarak bu gün birlik olma günüdür ancak ders alındığı konusunda şüpheliyim!
Ülkem ve savaşan askerler adına tüm temennim:
Afrin’de başlatılan “Zeytin Dalı Harekâtı” siyaset  üstüdür…
Partiler üstüdür…
Siyaseten olan itilaf ve kırgınlıkların getirdiği cepheleşme yerine milli bir duruş ikame edilmelidir…
İç siyaset malzemesi olarak kullanılmamalıdır…
İktidar, muhalefet, STK’ları, il kongrelerinden, Almanya’dan, salonlardan konuşmak, basın açıklamaları yerine bir zahmet sınıra kadar gidip ve orada ortak bir deklarasyonla bir ve birlik olduklarını dost-düşman herkese göstermelidir…
Siyaseten oluşan husumetler, “Ulan!”, “Terbiyesizler!” denilerek daha da derinleştirilmemelidir…
Ancak gel gör ki, aksi ne kadar durum varsa alabildiğine siyaseten kullanılıyor.
Geçtim, operasyonun başarısı il kongrelerinde siyasetin malzemesi yapılmış ve hiç de hoş olmamıştır.
Bunun üzerine bir erken seçim de düşünürlerse  sürpriz olmaz sanırım.
*
Yanlış anlaşılmasın, ÖSO’ sunun TSK yanında savaşmasında mantık dışı bir durum söz konusu bile değil.
İtirazım da İktidar’ın ÖSO için “Kuvvay-ı Milliye Ordusu” dur söyleminedir.
O özelimizdir; tarihe mal olmuş kavramların ÖSO’su için kullanılması hoş olmamıştır.
Suriye sürecinde zaman zaman Barzani, Rusya, IŞİD’ le, ABD ile yaşanan sorunların gelecekte ÖSO ile yaşanmayacağının garantisi ne?
“Ey halkın yine kandırıldık!” 
Diyerek kurtulamazsın.
Tartıya çekmeden, düşünülmeden söylenen bu türden isimlendirmeler yarınlarda telafisi zor sorunlar yaratabilir…
Farklı kelimelerle başarılarını övebilirsin; anlarım…
Kaldı ki ÖSO’ nun başarısı TSK’nin başarı ile kaim… Bunu görmezden gelip, ÖSO’ sunun başarısını tarihe mal olmuş kavramlar üzerinden yüceltmek, bu kavramların manalarında bozulma yaratır ki, buna  meydan verilmemelidir.

*
PKK ve PYD bu güne kadar giriştikleri terör eylemlerinde, Türk, Kürt ayırmaksızın katlettikleri insanımızın sayısı kırk bin kişiden fazla…
Bu gün, “Savaşa hayır!” sloganı atanları o günlerde ortalıkta göremedik…
Bir gün olsun PKK ve PYD’nin eylemlerini, cinayetlerini, toplu katliamlarını kınadıklarını duymadık…
ABD’nin on üç bin km öteden, Rusya’nın 6 bin km’den gelip müdahil olduğu coğrafyada, ülkemin bekası için iktidar olanların sessiz kalması  düşünülemez…
Bu anlamda birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde ve yüzde yüz haklı olduğumuz konuda gizli PKK ve PYD sempatizanlarının, “Savaşa hayır!” mesajlarını masum, iyi niyet temennisi mesajlar olarak değerlendirmem mümkün değildir.
Aynı şekilde kimi işgüzarların, özellikle de sosyal medya üzerinden Kürt düşmanlığını körükleyen, nefret, ayrıştırıcı dil kullanımını da o derece tehlikeli ve yanlış bulduğumu söyleyebilirim.
Kime, kimlere hizmet ettiği, neyi amaçladıkları açık…
O “Zeytin Dalı Harekâtı” illâki zaferle sonuçlanacak, dileğim odur ki, o malum çevrelerin de yenilişinin de adı olur…



Bu yazı 1645 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI