Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Milli İrade


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

 “Evet” kazandı; fiili durum hukuka uydurulmuştur artık!

     Halkın onay verdiği değişiklik 18 madde gibi görünse de etkilediği maddelerle birlikte toplam 69 madde…
     Meclise dayalı parlamenter sisteme elveda; artık uzatmaları oynayacak iki buçuk yıl! 
     Sonuç milletin tercihidir, ülkeye, millete hayırlı olsun demekten öte bir tepkimiz olmaz…
     Bu arada rahatlıkla, “hayırlı olsun” dememizden kimse alınmamıştır her halde, bir ara iyiye de yorsan huylananlar vardı da!..
     Referandum sürecinde çok hatırlattık ama anlaşıldığını sanmıyorum; geç de olsa neye oy verdiklerini bir defe daha hatırlatayım, belki aklını, vicdanını cet eder…
     Artık Cumhurbaşkanın tarafsız kalma gibi bir zorunluluğu yok; iki buçuk yıl beklemeden de partisine üyesi olabilecek; bu durum büyük ihtimalle de on beş- yirmi gün içinde netleşir…
     Meclisin kanun çıkarma yetkisi devam edecek ancak çıkardığı kanun Cumhurbaşkanı’nın KHK’si ile kaldırılabilecek ya da KHK ile çeliştiği yerde KHK geçerli olacak…
     Meclis’in KHK’leri denetleme yetkisi yok, yayınlandığı andan itibaren yürürlüğe girecek;  
     Meclisin çıkardığı kanunlar ise Cumhurbaşkanı’nın onayı ve Resmi Gazete ’de yayınlandıktan sonra yürürlüğe girer. Sorun, Cumhurbaşkanı Meclis’in gönderdiği kanunları 15 gün içinde onaylama gibi bir zorunluluğu yok, veto edebilir ya da süresiz sümen altı edebilir…
     89. Madde… Meclis’in Cumhurbaşkanı’nı -yürütme- denetleme görevi;
     98. Madde… “Gensoru”, “Güven Oyu”, “Meclis Soruşturması” gibi denetim araçları tasfiye edilmiş;
     Ayrıca, “devlet faaliyetlerini ilgilendiren” konularda “Genel Görüşme” açılması da kaldırılmıştır.
     9.Madde Cumhurbaşkanı’nın cezai sorumluluğu ile ilgili idi…
     Anayasa değişikliği ile birlikte, Cumhurbaşkanı’nın cezai sorumluluğu olduğunu iddia etmek 301 milletvekilinin teklifi ile mümkün...
     Bulundu; sorun: Meclis bir ay içinde görüşme açmak zorunda, açmazsa teklif düşer! 
     Diyelim görüşüldü; 360 milletvekilinin -Meclis çoğunluğunun 3/5’i- gizli oyu ile soruşturma açılabilir… 
     Sorun: Cumhurbaşkanı, kararın kendi aleyhine olduğu durumda bu aşamada tek başına Meclis’i fesh edip seçim kararı alabilir… 
     Ha almadı; Meclis’teki partilerin temsil oranına göre komisyon kurulur ve komisyon kararına göre “Yüce Divan” kararı çıkması için de 400 milletvekilinin oyu gereklidir.
     Mümkün mü, hayır!
     Gelelim fesih var mı, yok mu tartışmalarına… 
     Laf cambazlığı yapıyorlar ama ifade açık!
     Meclis, gerektiğinde 301 oyla Meclis’i fesh ederek seçime götürebilir; 
     Bu yetkiyi Cumhurbaşkanı, hiçbir gerekçe göstermeden tek başına kullanabilir;
Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri aynı anda yapılmak şartı ile tekrar aday olabilir…
     Geçtim; bu yetkiyi şayet 2. Döneminin bitiminden altı ay önce kullanırsa 3. Dönem tekrar Cumhurbaşkanı adayı dahi olabilir…
      Yeni değişiklikle daha hükümet diye bir kurum olmayacak…
      Kimi bakanlıkları kaldırabileceği gibi gerekli gördüğü durumlarda başka bakanlıklar ihdas edebilecek…
      Bakanların 2/3’ü Meclis dışından Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek…
      Bakanların görevleri ile ilgili Cumhurbaşkanı hariç hiçbir hukuki kuruma hesap verme sorumluluğu yok.
      Haklarında “gensoru” verilemeyecek, “sözlü soru” olmayacak ve Meclis soruşturması açılamayacak…
      Başbakanlık ve bakanlar kurulu kaldırıldı, yürütme tamamen Cumhurbaşkanı’nın yetkisinde olacak.
      Bakanlar Kurulu ortadan kaldırılmış olduğundan dolayısı ile KHK’ler, tüzükler, gibi Bakanlar Kurulu’na ait yetkiler de olmayacak…
      550’den 600’e çıkarılan milletvekili bu durumda Meclis’te niye var o da ayrı bir tartışma konusu zira denetim yetkisi na mümkün şartlarla kısıtlandı;
      Meclis’in işlevi kısıtlandığından, Meclis’e kişi ya da gruplar tarafından taşınan çözüm bekleyen bölgesel sorunları, Meclis’te dinleyecek, çözecek muhatap bulamayacak…
      Yasama Organı ’nın Yürütme üzerinde Anayasal bir gereklilik olan siyasal denetimi de bu değişiklikle zayıflatıldı.
      Gelelim seçilme yaşının düşürülmesine…
      2010 referandumu ile seçilme yaşı 24’e çekilmişti.
      Değişikliğin sahibi AKP; o günden bu güne üç seçim geçti, 24 yaşında hiçbir kimseyi milletvekilliğine aday göstermedi.
      Şimdi de bu Anayasal değişiklikle seçilme yaşı 18’e indirildi ve 18 yaşında bir kimse partisinden milletvekilliğine aday gösterilebilecek.
      Malum seçim kampanyaları, afişi, aracı, 

iletişimi, reklâm giderleri ile adaylara mali bir külfet getiriyor; bu durumda, hiçbir ekonomik gücü olmayan, baba harçlığı ile giderlerini karşılamak durumunda olan 18 yaşında bir adayın bunu nasıl karşılayacağı muamma…
     Gelelim hukukun tepesine!
     Anayasa Mahkemesi’nin 12 üyesini, Yargıtay, Danıştay ve YÖK üyesi olmayan akademisyenler arasından Cumhurbaşkanı, 3 üyeyi de Meclis seçiyor.
     HSYK kaldırıldı yerine HSK ikâme edildi; üye sayısı 15… 
     Adalet Bakanı HSYK’nın Başkan’ı ve Müsteşar’ı tabi üye… Bu kurulun kalan 6 üyesini Yargıtay, Danıştay ve akademisyenler arasından Cumhurbaşkanı, kalan yedi üyeyi Meclis belirleyecek… 
     Özetle, hukukun en tepesi Cumhurbaşkanı ve ağırlıklı olarak Meclis’e soktuğu partili milletvekillerinin tekelinde…
     Anlamı: Yürütme ve yasama tek bir erkin yani Cumhurbaşkanı’nın uhdesinde, güdümünde olacak demektir.
     Tüm üst düzey bürokratları atadığı gibi gerekçe göstermeden de görevden alabilecek…
     123. madde ile birkaç ili birleştirme, belirlediği bir isimle özerk bölgeler, yeni yerleşim birimleri ihdas edebilecek…
      Çıkmış Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız diyor ki, “ Milli iradeyi güçlendirdik…” 
      Özetle:
      Meydanlarda özenle vurguladıkları milli iradenin, demokrasimizin, hukukun bir tık yukarıya çekilmiş hali bu…
      Sürecin “hayır ”la bitmesini istedik olmadı; hayırlı olur mu, çok soru işaretleri var...
      2010 referandumu, fiili durum…
      Güç ellerinde, olmadı değiştirirler, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı öyle diyor; ülke pazıl  yönetmiyor parçaları ile oynuyorlar sanki yap, boz!  
      



Bu yazı 1075 defa okunmuştur.

YORUMLAR

süleyman
08-05-2017 13:21:00

İçimden geçenlerin benzerini sizin kaleminden yazıya dökülmesi elbet güzel ama bu uygulamaların ülkemizde ulgulanmaya geçeciği gerçegi beni üzüntüye sevk ediyor.Gerçegi bir de sizin kaleminden görmek ve okumak gine de güzeldi

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI