Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Kurtarma Hikâyesi


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

  “Ortadoğu’da artık belirleyiciyiz; bizsiz barış olmaz.” Diyen Dışişlerimize rağmen pilotlarımız Lübnan’da kaçırılmıştı.

     Öyle sözle hava basmakla olmuyor demekki; ciddiyet, caydırıcılık, kararlılık gerekir teröre prim vermemek için. Bu anlamda PKK terörü konusunda, tehditlerle geri adım atan ve taviz üzerine tavizler veren İktidarımız sicillidir. İktidar’ın, tavrına bakıp karar vermiş olabilirler mi pilotlarımızı kaçıranlar?

      PKK bu yöntemle istediğini almadı mı?

      Hâlâ almaya devam etmiyor mu?

      Bu tavizler bir başka terör gurubuna başlık açmış olamaz mı?

      Nitekim pilotların kaçırılma hadisesi sonrası, kaçıranlar tıpkı PKK gibi isteklerini sıraladı; yoksa!

      Ve pilotların salıverilmesi de bu karşılıklı alış-veriş sonrası karşı taraftan salıverilenlerle oldu; hatırlayın…

      İnşallah milat olmaz…

      Tarihe bakıp, yöntemin başarısına odaklanan başka terör gurupları, yarınlarda bir başka şahsiyetimizi kaçırıp pazarlık konusu yaparsa diye geliyor aklıma; mümkün mü, evet.

                                                            ***

    İlginç; yazılı ve görsel medyaya bakıyorum, bu kurtarma hikâyesinden, geçmişte Davos’ta olduğu gibi  “One minütes!” çıkarmaya peşinde; malum önümüzde “yerel seçimler” var…

      Yetmiş bir gün sonra pilotlar uçakla getirildi; doğal olarak havaalanı ana-baba günü…

      Ekrandan görüyoruz; kameraman uçağa zum yapıyor; kocaman “QATAR” yazısı görünüyor. Yani uçak Katar’a ait yolcu uçağı. Buna rağmen spiker ısrarla: “Kurtarılan pilotlarımızı özel olarak almaya giden THY’na ait uçak hava alanımıza indi.”

      Kendi de görüyor ama sözünde ısrarlı:” Kurtarılan pilotlarımız THY’na ait özel uçakla…”

      Değişik bir deneyim oldu haberi izlememiz; basınımız zaten haberlere sağırdı, nihayet bu yolla kör olduğunu da görmüş olduk!

                                 ***

      Bir Reklâm Fotoğrafı Hakkında

    Rutin kontrollerim sonrası dönüş için Atatürk Hava Alanı’ndayım…

      THY’nın yayını “SkyLife” dergisi havaalanı içinde bir takım yerlere konulmuş stantlara yerleştirilmiş; almak bedava. Ben de aldım.

      İçinde, değişik yazılar ve reklâmlar var. Bu reklâmlardan biri de “Raffles” otelinin reklâmı; ne yalan söyleyeyim adını ilk defa duydum. Dikkatimi çekti; otelin çok yüksek bir katından Kâbe’yi gören odası ve pencere kenarında bir masa; aşağıda Kâbe’yi tavaf edenler ve Kâbe’yi çevreleyen muazzam(!) gökdelenler görünüyor; hepsi otel…

      Masada biri oturuyor, yanında bir garson, elinde içki bardağı; bir diğeri de masada… Yine masanın bir kenarında içine içki konan buz kovası…

      Dergideki reklâm fotoğrafını, beyninizde, aklınızda resimlemeye çalıştım. Altında İngilizce: “The view of Caba and lifetime experience.” yazıyordu.

     Türkçe anlamı: “ Kâbe manzarası ve ömür boyu deneyim!”

      Reklâmda: İstismarı;

      Devasa gökdelenler arasında çok küçük kalmış İslam’ın kıblegahı ve Allah’ın evi olan

mabedi ranta teslim etmiş Suudi kafayı ve aynı fakat bir başka rantçı anlayışla bu reklâma da izin vermiş anlayışı gördüm.

      Kimler izin vermiştir sizler tahmin edin?

                                                               ***

   Camiyi de Yıkarız!

   Halk tarafından bir itiraz ve kamuoyunda farklı ses olmaksızın:

      Elin Avrupalısı bir ağaç için yolun güzergâhını, inşaatın yerini değiştirirken; bir tarihi yapının yanından geçecek olan tren yolu binaya zarar vermesin diye binayı alttan raylar üzerine alıp metrelerce yürütmeyi denerken, biz kamuoyunun itirazına rağmen: “Önümüze yol yaparken cami de çıksa yıkarız.” diyoruz.

     Sultan Ahmet Camii” çıksa da mı? Sanmıyorum…

     Burada, kimse yol yapımını tartıştığımızı sanmasın; yazıya konu olan başvurulan üsluptur, samimiyetsizliktir.

     Bir gece yarısı herkes uykudayken iş makineleri ile yapılan işgali, kesilen ağaçları, reklâmdaki gibi istismar konusu yapılan hizmet anlayışını tartışıyoruz.

      Bu cümleyi İktidar’ın başı değil de muhalefetten bir lider ya da siyasi; halktan biri ya da bir bürokrat söyleseydi, İktidar ve medyası infazı çoktan yapmıştı.

      Merak ettiğim, yazıldıktan sonra, içkili Kâbe manzaralı reklâma, “Cami de olsa yıkarız.” anlayışına kamuoyunun tepkisi…

      Söyleyen için kamuoyunda aksi “One minütes!” etkisi yapacak mı göreceğiz…

     

      



Bu yazı 4297 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI