Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Koltuk Değneği Meselesi


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

Koltuk değneği yakıştırması ilk A. Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında dillendirildi.

  Bir kişi ya da siyasi bir kurumun çıkarlarına payanda olmak anlamında kullanıldığını da kimin için söylendiği de malumunuz…
    Son günlerde, CHP  ve HDPlilerce yeniden sürümde!..
    Nedeni: 
    Demokrasi ve yasaları kendi çıkarlarına eğip-bükmeyi alışkanlık haline getirmiş siyasilerin, başkalarının, kendi siyasi çıkarlarına muhalif davranışlarını, yorumlamadan, çözümlemeden töhmet altında bırakmak; siyasi başarısızlıklarını çözümsüzlüğün nedeni olarak göstermek…
    Cümlenin öncesine gelelim…
    M. K. Atatürk dâhil A. Gül’e kadar cumhurbaşkanlarını hep Meclis seçti. Tek istisna M. K.
Atatürk’ün ikinci kere seçilmesi…
   Tek değişiklik:
    Faruk Gürler ve Fahri Korutürk’ün adaylıkları sırasında, uzun oturumlara rağmen, F. Korutürk 115. oturum sonrası ancak seçilebilmişti. Bu uzun turları önlemek için son turda en fazla oy alan aday cumhurbaşkanı seçilsin hükmüydü.
    A.Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını engellemek için önce 367 şartın getirmeye kalktılar; olmadı.  Son turda 357 oy aldı; seçildi denildiği anda Anayasa Mahkemesi seçimi iptal etti.
   Genelkurmay’ı güdüleyip, demokrasi dışı çıkışını ve A. Gül’ün adaylığı aleyhine açıklama yapmasını sağladılar…
   AKP 2007’de erken seçim kararı aldı.  
   Yapılan seçimde de halk AKP’ye Mecliste daha güçlü temsil yetkisi verdi ki, asıl koltuk değnekliği bu hatayla yapıldı!
    MHP tekrar Meclise girdi.
    ANAP, DYP Meclis dışında kaldı.
    Cumhurbaşkanlığı seçimleri kaldığı yerden devam ederken, CHP A.Gül’ün adaylığını ve Cumhurbaşkanı seçilmesini engellemek için rutin dışı demokraside olmayan kuralları denemeye kalkınca MHP’nin tavrı belirleyici oldu ve A. Gül Cumhurbaşkanı seçildi.
   “ Koltuk Değneği” isimlendirilmesi oradan kalma…
   Soruyorum, seçim esnasında, yol kesmek amaçlı yeni yasa teklif etmek hangi hukuk ve demokratik kurallarla açıklanabilir? 
    Her iyiliği, çıkarı kendi çıkarlarına evriltmek için hukuk ve kurallarını kendine göre dizayn etmek demokratik midir?
    Elbet değil; işte o gün MHP demokrasiye koltuk değnekliği yapmış, demokrasi dışı ayak oyunlarına, entrikalar dur denilmişti; anlaşılamadı…
    Aynı yöntem Meclis Başkanlığı seçimlerinde de denendi.
    Başbakanlık teklif edildi ama ne hikmetse Meclis Başkanlığı layık görülmedi!..
    Planladıkları olmayınca tekrar aynı suçlama: Koltuk Değneği…
    Geçenlerde Mecliste, “Suruç katliamı dâhil tüm terör olayları araştırılsın…” diye önerge verilmiş ve AKP ve MHP’nin oyları ile ret edilmişti.  
     Yine aynı cümle: Koltuk Değneği…
     Peki, neyi ret ettiği hakkında bilgimiz var mı; yok.
     Pek değinilmedi ama şartı:
     PKK’ yapılan operasyonlar, araştırma sonlanana kadar durdurulacak;  Bu arada TSK ve Emniyet’in operasyonları da terör kapsamında değerlendirilecek; Güneydoğu’daki illerde ve sınırda alınan tedbirler kaldırılacak…
     Çözüm Süreci’nde bile durmayan PKK’nın eylemlerini durdurma garantisi; o yok…
     Nasıl iyi mi? Söyleyin; onay verenler kime koltuk değneği olacaktı?
     Özetle: 
     Doğrular, ilke ve beklentiler karşısında bir çıkar devşirmiyorsa, rakibini yenmek, alt etmek için yerine yanlışları ikame etmek ilkesini geçerli kılmaya güdülenmişlere karşı, demokrasiye, hukuka koltuk değnekliği yapmaya devam edilecektir; hiç kimsenin şüphesi olmasın…
    
     Yarası Olan Gocunur 
     Fırsat kollayanların tüm tepkisini biriktirip, kusacağı sihirli keleme “Şerefsizler!”miş…
     Ne kırk bin kişinin katilinin barış ve Çözüm Süreci’nin yol haritacısı olması; 
     “Açılım, Oslo, Çözüm Süreci”ndeki ihanet;
     Çözüm sürecinin geldiği son nokta çözümsüzlük ve son on günde 57 şehit, vicdanlarını bu denli etkilemedi…
     “Gerekirse namlıları size çevirmesini de biliriz!”,
     “PKK sizi tükürüğünde boğar!”,
     “Ya çözüm ya da Ekim’de 100 bin gerilla ila topyekûn savaş…”,
     “Özgürlük ve silahlı mücadelemiz kendi öz yönetimimizi kurana ve ayrı renklerde temsil edilene kadar sürecektir…”,
     “Mustafa Kemal’in askeri değil, general olsanız ne yazar; it sürüleri!”,
     “PKK terör örgütü değil, özgürlük mücadelemizin silahlı askerleridir…” tehditleri bile basında ve alınganlık gösteren kesimde böyle bir tepki yaratmadı…   
     O kadar hassas bir toplumuz ki, kimi hedef aldığını düşünmeden, kelimeyi söyleten asıl nedenleri süreç içinde değerlendirmeden, genelleştirerek ve salt anlamı üzerinden giderek direk vicdana hitap eden söylemlerle tepki verdik!
     Özellikle karşı basın kelimeye farklı anlamlar yükleyerek, belli bir siyasi parti ve liderine karşı antipatiyi ve bu antipati etrafında yoğunlaşan nefreti çoğaltmak için çok çaba sarf etti… 
     Hâlbuki kelimenin hitap ettiği kesim sınırlandırılmıştı.
     HDP’ye oy veren, ya da oy vermek zorunda bırakılan halktan zerre söz edilmiyordu.
     Ki onlar açık açık şöyle tarif ediliyor:
     Bu topraklarda yaşayan, bu topraklardan nemalanan, TSK ve Emniyet görevlilerin himayesinde rahat döşeğinde güvencede olup, deniz kıyısındaki villalarında,  bir yandan viskilerini yudumlarken: “İyi şeyler olacaktı…” deyip, TSK’ yı bu günkü durum nedeniymiş gibi gösterip, “Silahlar sussun!” çağrısı yapanlar;
     İkiyüzlü ve ihanet içinde olanlar;
     ABD, AB güdümlü enstitüler, Ermeni lobilerinin ve PKK lehine güdülenen;
     Ülkesine, “Türkler bir milyon Ermeni’yi katletti.” İftirası atanlar;
     İsimlerin önüne sanal sıfatlar ekleten yazar takımı;
     “Hepimiz Ermeni’yiz “diyen ve şehit Mehmetler için zerre vicdanı kıpırdamayanlar;
     Kalemiyle, Dolar ve Euroların arasında tamamen duygusal bir bağın dizayn ettiği düşünceleriyle köşelerinden zehir saçanlar;
     Barış, insanlık, demokrasi, sosyal haklar diyerek PKK eylemlerini meşru müdafaa olarak görenler;
     TSK’nın ve Emniyet’in operasyonlarını terör kapsamında değerlendirenler;    
     “Kürt meselesini uzatmanın bir manası yok; Güneydoğu’yu verin; bitsin…” diyenler bu kelimenin muhatabıdırlar. Başka kimse alınganlık göstermesin…
      Bence az bile söylenmiş; ekliyorum: Hainler!.. Babanın mirasını mı devrediyorsun?   

 



Bu yazı 1172 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI