Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
ZAFER VE SONUÇ


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

Son üç senedir Kut’ül Amare adını sıklıkla duymaya başladık.

Doğrudur, daha önceleri tarih kitaplarında okumadık.

Peki, Kut’ül Amare ne?

Kut’ül Amere:

Bağdat’a ilerleyen İngiliz ordusunun, Dicle kıyısında Kut’ül Amere kasabası yakınlarında bir bataklık bölgede Osmanlı ordusunca sıkıştırılıp, 23 bin İngiliz askerinin öldürüldüğü ve 26 binden fazla İngiliz asker ve subayının da esir alındığı…

27 Aralık 1915’den, Mayıs 1916’ ya kadar süren ve zaferle biten bir kuşatmanın adıdır. Filmi de var.

Daha önce tarih kitaplarında adı geçmeyen bu zafer için malum bir kesim, o filmle oluşturulan algıdan etkilenerek haklı olarak diyor ki, “Bize gerçek tarihimizi değil de birilerince dayatılan ve yazdırılan tarihi okutanlara, bu türden zaferleri saklayanlara nalet olsun!”

Peki, bu zaferin eldesi ne gururla anma dışında; küçümsemiyorum ama koça bir hiç…

Çünkü ilerleyen zamanlarda sırayla, 1917’de Bağdat ve Musul ve 1918’de de Kerkük’ ün tamamen elimizden çıktığı…

Kut’ül Amere zaferiyle gururlanmamız, o savaşta İngilizleri yenmiş olmamız, Bağdat’ın, Musul ve Kerkük’ le ilgili ve dahi bu gün de kanayan yaramız olan gerçeği değiştirmiyor.

Bu anlamda Kut’ül Amare zafer ama Bağdat, Musul ve Kerkük sonuçtur, neticedir…

Sonrasında İngiliz işgali ile gelişen:

Ordularımızın terhis edilmesi ve tüm silahlarına el koyulması…

Madenlerimize el konulması…

Kapitülasyonlar ve Duyunu Umumiye…

Tren yollarımızın ve limanlarımızın İngiliz işgaline geçmesi ve asıl dayatılan Sevr sonuçtur.

Dediğim dibi algı…

Aynı algı, Kut’ül Amere gibi bir zafer tablosu olan Çanakkale’yi, Anafartaları, Seddülbahir’i…

O meşhur boğaz savaşlarını sırf komutanı M. Kemal diye unutturmaya çalışanları görmez ve sonra çıkar der ki, “Dayatılan tarihi okutanlara nalet olsun!”

Hadi Kut’ül Amere’ yi unutturdular, “hataydı” diyelim; unutturulmaya çalışılan o zaferler bizim tarihimiz değil mi?

Önemsizleştirilmesi, okullarda ve yurt genelinde kutlamalarının kaldırılması yine birilerinin dayatması değil mi?

Kut’ül Amere ile gururlananlar:

1.İnönü ve 2. İnönü Savaşları zafer değil mi?

Sakarya Meydan Savaşı zafer değil mi?

Dumlupınar, Büyük Taarruz zafer değil mi?

Hepsi de işgal edilmiş topraklardan 814 bin kilometre kare hür bir vatan çıkaran, Cumhuriyet Türkiye’sinin temelini atan ve kaderini değiştiren zaferlerdir.

Sonuçtur, neticedir; eldesi bu günkü modern Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Bu gün bu zaferler unutturulmaya çalışılırken, Kut’ül Amere zaferinin öne çıkarılmasında sizce bir çelişki, tuhaflık yok mu?

Bu anlamda yaratılmak istenen algıyı bir de tüm boyutlarıyla değerlendirin ve eleştirirken, Allah için insaflı olun…

***

 

TAMAMEN PSİKOLOJİK!

Gazete ve televizyon haberlerinden de izlemişsinizdir, oğluna pantolon alamadığı için intihar eden babanın haberini…

Haberi yapan az daha tutuklanıyordu; neyse ki, ifadesi alınıp serbest bırakılmış.

Olay tam bir dram; ülkede, psikolojik diye geçiştirilen gidişatın özetidir…

Geçtim; ölen her ne sorunu olursa olsun bir insandı ve dahi bir ailesi vardı ve acılıydılar, acıları paylaşılabilirdi; yapılmadı. Aileye bir taziyede bulunma nezaketi dahi göstermedi.

Acılarını paylaşma yerine her iki makam da zerre sorumlulukları olmadığına ilişkin açıklamalarla hem kendini hem de Başkanlık’ı kurtarma peşindeydi…

Ve Valilik ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ nün konuyla ilgili çelişkili, bir biriyle uyuşmayan iki farklı açıklaması vardı.

Her iki makam da konuyu incelemiş ve raporlaştırmış!

Artık hangi aralık incelendi ve olay raporlaştırıldı ise, Valilik açıklamasında durumun, babanın tamamen psikolojik sorunlarından kaynaklandığını ileri sürdü…

Valilik, ayrıca olayın basına taşınmasına da tepkiliydi. Olayın bazı çevrelerce siyasal amaçlı çarpıtıldığını, kasıtlı olarak dramatize edildiği şeklinde değerlendirdi.

Milli Eğitim Müdürlüğü’nün açıklaması ise kısa ve öz; yapılan incelemeye göre elbise olayı doğru ancak aile yardım istemediği şeklinde… Yani baba suçlandı…

Özetle:

Ailenin acısı göz ardı edilmiştir.

Dikkat ettiyseniz, her iki makam da olay etrafında oluşturulacak algı operasyonlarını bertaraf etme çabasındaydı.

Ekonomideki kriz tamamen psikolojik olduğuna göre babada kelebek etkisi(!) normaldir! İntiharın psikolojik olduğuna niye şaşırıyoruz ki?

***

AF MESELESİ

Bu günlerin ağırlıklı gündemi af…

Konu gündeme getirenlerin gerekçesi şöyle: “Devlet özgürlüğünü elinden aldığı kişilerin sağlığından sorumludur.”

Sanırsınız mahkûm olanlar sahilde masum masum mehtabı seyrederken tutuklandı…

Sanırsın öldürülenlerin, mağdur edilenlerin canı, malı devletin sorumluluğunda değil.

İntihar edenleri, sırf tedavilerine onay verilmedikleri için hayatlarını kaybedenleri saymıyorum; sanırsın, Balyoz, Ergenekon davalarında hayali, sahte delillerle hayalleri, meslekleri, kariyerleri, umutları, idealleri, gelecekleri, eşleri, çocukları kendinden çalınmış subaylardan bahsediyoruz…

Şayet iftiralarla, sahteliklerle içeri alanlar kast edilmiyorsa, ne demek, “Devletin

özgürlüğünü elinden aldığı insanlar” acındırması?

Peki, ölümüne özgürlükleri elinden alınanlar ne olacak?

Devletin, öldürülenler, mağdur edilenler, okul önlerinde zehirlenenlerle ilgili sorumluluğu,

korumakla ilgili bir görevi yokmuş gibi bunların ailelerini mağdur etmek ve acılarını tazelemek

ve incitme pahasına, suçluların hamiliğine soyunma girişimi vicdanları yaralayacağı gibi

suçluları daha da cesaretlendirecektir…

***

MÜJDELİ HABER

Her ne kadar psikolojik(!) olsa da ekonomik krizin bütün kesimlerde derinlemesine hissedildiği günlerdeyiz…

Paramız döviz karşısında % 50 devalüe edilmiş ve Dolar, 6,09 lira, Avro ’nun, 7,17 lira, gram altın 255 lira; yıllık faizin % 25’ i geçtiği, enflasyonun, 17,95 olduğu ülkemde mazot 6lira, benzin 7 lira sınırında…

Doğalgazdan, elektriğe, kömüre % 40’lara varan zam yapılmış ve gıdadan, temizlik malzemelerine, ulaşıma zamlar sırada…

Geçtiğimiz günlerde havuz medyamızın manşetten haberi şöyleydi: “ Hükümet müjdeyi verdi.”

Müjde dediği de kasap köftesindeki sınırlamanın iktidarca kaldırılmış olması…

Şaka değil vallahi doğru!

Kriz sonrası bayağı iyi gelmiştir halkımıza! Bundan sonrasını Tramp düşünsün artık…

***

BİR SÜİKAST HİKÂYESİ

Allah’ım aklıma mukayyet ol…

Yalan diye düşünebilirsiniz, vallahi doğru; bir gazetede de yayınlandı ve şimdiye kadar haberle ilgili tekzip de yayınlanmadı.

Habere göre:

Fetö, suikast ve saldırı düzenlemek üzere cinlerini RTE’nin üzerine yollamış.

Şüyuu vukuundan beter bir durum…

Ülkenin son 17 yılda nereye getirildiğinin özlü ve çook kısa özeti…

Haberi veren MİT; Saray’da tedbir olarak cinleri def etmek için Saray’da topladığı hoca takımına sabah-akşam Mele-i Ala’ yı okutuyormuş.

Desene, cinlere hâkim birinin gazabından 15 Temmuzda bizleri Allah kurtardı.

Bu cinler Fetö’ nün emri ile ekonomiye de el atmış olmasın, hazır okuyanda da varken ekonomiyi de ihmal etmesinler!



Bu yazı 1634 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI