Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Geç Kalmış Anılara Eklemeler


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

A.Sever, eski cumhurbaşkanı A. Gül’ün danışmanı…
      Yazdığı kitap, seçimlerin ardından ve koalisyon alternatiflerinin tartışıldığı şu gün-
lerde gündeme düşüverdi.
     “Niye şimdi?”, -R.T.E kastedilerek- “Bu kadar da vefasızlık olmaz.”,  “A. Gül’ü yeniden siyasete sokmak için günahlarından arındırma, parlatma girişimi…” Diyenler oldu.
      Kitaba konu olan anıları ve sonrasında neden olduğu kırgınlıkları daha iyi çözümle-
meniz için birkaç hatırlatma da biz yapalım dedik.
     AKP’yi Sayın R.T Erdoğan’la birlikte planladı.
     57. Koalisyon Hükümeti’nin istifası sonrası yapılan erken seçimde oyların %34,3’ nü
alan AKP, A. Gül’ün Başkanlığı’nda 58. Hükümeti kurdu.
     Meclis kararları sabit; idam cezası 57. Koalisyon Hükümeti tarafından, MHP hariç, 
Mecliste bulunan SP, DSP, DYP, YTP, ANAP ve bağımsız 11 milletvekilin 323 evet oyuyla,
6. maddeyle belirlenen, “Vatana ihanet ve terör suçları” hariç kaldırıldı. Kaldı ki, 6.mad-
denin yasaya girmesini sağlayan da MHP’ydi…
     Ve A. Gül’ün üç aylık Başbakanlığı ’ndaki en büyük icraatı, Öcalan’nın idama onay ve-
ren o 6. maddeyi kaldırmak oldu. Amaç, Mecliste bekletilen idam kararını, AİHM süreci sonrası, “Adil yargılanmıştır” kararı çıkması ihtimaline karşı erkenden tedbir almak... 
   “ AİHM kararlarını niye bekledi” diye 57. Hükümete özellikle de MHP’ye sitem edenler 
var. Hâlbuki AİHM’sinin kararlarını tanıyacağımıza ilişkin protokol da “Refah-Yol” koalisyo- 
nu’nunda imzalandı. İmzalar da T.Çiller, A. Gül, A.Latif Şener’e ait.
    A. Gül, D. Baykal’ın CHP’si ile birlikte R.T.E’ye siyaset yolunu açan yasal düzenlemeyi 
yaptı. 
    Ve bu yasa sonrası: Siirt milletvekili istifa ettirilerek, Siirt’te tekrar seçim yapıldı ve R.T. Erdoğan’ın Meclise girmesi sağlandı.
    AKP’nin Genel Başkanı oldu ve A. Gül’ün 58. Hükümeti istifa ederek 59. Hükümetin R. T. Erdoğan tarafından kurulmasına zemin hazırladı.
    Ve AİHM’si Öcalan Davası’nda yargılamanın adil olduğu hükmü de bu İktidar zamanına
rastlar. A. Gül’ün 6. Maddeyi kaldırması da Sayın R.T.Erdoğan’a yaramıştır.  Yani işin özü Öcalan’ının asılmamasının vebali boynundadır!
    Ve Cumhurbaşkanlığı sırasında 882 yasaya hiçbir çekince koymadan onay vermesinin 
yanı sıra, kitaptan öğrendik; masa altından Sayın R. T. Erdoğan’ı tekme ile çok uyarmış…
    Buna karşılık R.T. E ise:
    Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi hakkındaki kanun çıkardı.
    A. Gül’ün görev süresi, “5 yıl mı, 7 yıl mı?” tartışmalarına, “7 yıl “ diyerek son verirken
bir yasal düzenlemeyle ikinci kez aday olmasını da engelledi.
     A. Gül’ün, “Gezi Olayları ”nı, “çevre tahribatına halkın tepkisi” olarak yorumlarken, O: “Darbe!” girişimi diyerek tepki göstermişti.
     A. Davutoğlu’nun, R.T. Erdoğan ile siyaseten yolunun kesişmesine vesile A. Gül’ün referansıdır.  Buna rağmen, R.T.E’nin, A. Gül’ün AKP ile Cumhurbaşkanlığı sonrası yollarının kesişmemesini A. Davutoğlu ile engelledi. 
    Cumhurbaşkanlığı’na aday olmak için, milletvekilliğinden ve AKP Genel Başkanlığı’ndan
istifası sonrası, A. Gül’ün görev süresinin dolmasına bir gün kala baskın bir AKP Genel Başkanlık seçimi yaptırdı. Seçim de denmez; resmen atamaydı!  Ve bu atama Çankaya’-
dan AKP Genel Başkanlığı kaçırma ve bir yol kesme operasyonuydu!
    Ve A. Gül’ün inadına suskunluğuna inat, Hayrunisa Gül Hanım’ın: “Asıl intifayı ben başlatacağım!” çıkışı bu yaşananların birikimiydi.
    Yaşananlara ister vefa deyin ister 
siyaset…
    Birebir ilişkilerdeki kişisel suskunluğunu anlarım; kendini bağlar. Ama ülkeyi ilgilendiren meselelerde hakem olması gerekirken, mesela: Bir Balyoz ve Ergenekon Davaları ’ndaki
iftira ve hukuk ihlâllerine ve sonrasındaki, “Yanılmışız…” itirafına, toplumda halâ tartışma 
konusu olan idamın kaldırılması meselesindeki AKP’nin ve kendi dahlini ve IMF’den alınan 
kredilerin çoğunun AKP tarafından nasıl kullanıldığını, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet ola-yını, “Parti menfaati için susmak “yerine ülke çıkarlarını öne çıkarıp, İktidar’ın, basın aracılığı ile kamuoyunu yanlış yönlendirmelere tepki verseydi, seçimler arifesinde AKP’nin tertiplediği “Fetih Programı’na” ve “Kayseri mitingine” katılmaması daha anlamlı olurdu…
     Kitap bu anlamda, A. Gül’ün kendi içinde yaşadığı ve somutlaştırıp dışa vuramadığı birikimlerin, tepki anlamında, birileri aracılığı ile dışa yansımasını içeriyor ama neden sustuğunu tam açıklamıyor…
     Allah’tan kitap, “hamam böcekleri” muhabbetinden önce çıktı da hem kitapta yer almadı hem de polemik konusu olmadı. Oysa kitabın adının değişmesine de vesile olabilirdi: “A. Gül, H. Gül ve Hamam Böcekleri Arasında Çankaya’da 7 Yıl ve Hatıralarım!” 
    Bu arada hamam böceklerinin, her ne kadar konu edilmediyse de Aksaray’ın yapımına direkt katkı yaptığını birinci ağızdan öğrenmiş olduk!
     Kitaba gelecek olursak ben de: “Neden seçimler öncesi değil de sonrası çıktı? sorusunun
cevabını merak ediyorum. Acaba B. Arınç gibi, parti menfaatleri 
için susmuş olabilir mi?
    Sosyal medyadan paylaştığı: “Hatamızı kabul edelim ve Yüce Yaradan’dan af edilmeyi dileyelim. Biz maneviyatı siyasete 

 

 

alet etmekle düzeltilmesi zor bir hata yaptık.”,
     “Din: İnsanları dünyanın karanlığın
dan, zulmünden uzak
laştırıp huzura ve esenliğe 
kavuşturmalıyken, bir yalanlar manzumesi haline getirdik.” dediği bu twetler ve kitap bir öz eleştiri anlamında zamanında yazılı basında halkla paylaşılsaydı daha iyi olmaz mıydı? 
     Kitapla, bir algı ve kırılma yaratılmak istenseydi başarılı olurdu fakat bundan sonra ancak kitaba konu olanların ve yazanın vizcanı rahatlatmak dışında bir işlevi olacağını sanmıyorum.  
  



Bu yazı 1212 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI