Başbakanımızın bizzat açıklayacağını söylediği “demokrasi paketi”ni, Devlet Bakanı ve AKP sözcüsü H. Çelik şöyle özetledi günler öncesinden:

     “Kendini yerleşik düzen karşısında öteki hisseden bütün kesimlere bir rahatlama getirmek maksadıyla hazırlanan kapsamlı bir paket olacak…”

     Nihayet paket açıklandı.

     Bakıyorum Alevi vatandaşlarımız eleştiriyor: ” Dağ fare doğurdu diyeceğim o da prematüre!”

     PKK eleştiriyor: “Beklentilerden uzak.” -Kesin takiye yapıyorlar; zil takıp oynayacakları yok. Asıl isteklerinin zamana yayılmış bir süreç olduğun biliyorlar. İtiraz görünümleri kamuoyunda AKP’ye oluşacak muhalefeti kırma amaçlı algıyı oluşturmak için…-

     İktidar sözcüsünün hedef gösterdiği “yerleşik düzen” sahipleri Türk milleti eleştiriyor:”Bu seferde şimdiki yerleşik düzen bizi ötekileştirdi… Süreç, üniter yapıyı bölünmeye doğru götürüyor…”

     Başörtüsü yasağının tümden kalkmasını isteyen inançlı vatandaş eleştiriyor: “Dinin gereği ise hukuk, emniyet ve TSK’da neden hâlâ yasak?”

     Kim memnun?

     Bir tek İktidar, yandaşlar ve köşesinden sipariş yazılar yazanlarla, yakında ekranda zuhur edecek olan ve paketin şahaneliğinden bahsedecek ekran akilleri…

                                                          ***

     Başbakanımız bir konuşmasında: “Demokrasi tramvaydır! Gideceğiniz yere kadar gider

orada inersiniz…” demişti.

      PKK için de anlayış aynı; demokrasiyi, ideallerini -Büyük Kürdistan’ı- menzile vardıracak tramvay olarak görmeleri. Son durağa vardıklarında Türkiye için geç olacaktır.

     Şu ana kadar inmediklerine göre durağa varılmamış demektir. Demokrasi şansımız halâ devam ediyor. Sorun, paket açılımı bitmediğine göre, bu tramvayın son durağa kadar daha hangi paketleri taşıyacağıdır…

     Bir başka sorun, son durakta tramvay terk edileceğine göre, gerektiğinde hangi vesaiti kullanacaklarını açıklamamaları!

     Vefasızlıklarına rağmen, bilmeleri gereken yine bu tramvayın, yolda ya da darda kaldıklarında, el kaldırmalarına gerek yok kendilerine yine lazım olacak olması! Yeterki tramvay raydan çıkmasın; çıktığı yer son durak olabilir!

                                                          ***

     Açıklananların adı asla demokrasi paketi değildir. Yazılı mutabakat haline getirilen PKK taleplerinin, İktidar tarafından demokrasi görünümü altında kılıflandırılıp, kamuoyuna duyurulması ve sonrasında PKK taleplerine Meclis eliyle yasallık kazandırılması girişimidir.

İçinde hile vardır, kandırmaca vardır.

     Mesela başörtüsü açılımı; burada üzerinde durulması gereken şey samimiyetsizliktir.

     Başörtüsü, verilen tavizlerin toplum nezdindeki baskısını azaltmaya yönelik gaz alma operasyonunun araçı olarak kullanılmıştır. Amaç: “Helal olsun! PKK’ya taviz verdiler ama başörtüsünü de serbest bıraktılar.” dedirttirmek için.

      Kaldı ki, “Artık kamuda serbest.” dedikleri başörtüsü adliyede, emniyette ve TSK’de hâlâ yasak. Hani dinin gereğiydi! Demek ki, buralar dinin kapsam alanı dışında!

     Klavye serbestliğine gelince: “Q, W, X” harflerini kullanmak yasaktı; kullananlara cezai müeyyide uygulanıyordu: serbest bıraktık.” dedikleri bu harfleri bilgisayarlarda, telefonlarımızda, çoğu markalarımızda, TRT Şeş’te zaten kullanılıyordu. Ve bundan dolayı kimse de ceza görmüş değil. Dolayısı ile bu harfler nedeni ile demokrasinin üzerinde bir baskı da yoktu. Serbestlik sadece birilerinin kafasındaki yasağı kaldırdı o kadar. 

      “Andımız” konusuna gelince: “1 Eylül sabahı okullarımız daha demokrat bir şekilde öğrencilere kapılarını açtı ve ülke sabaha daha demokrat uyandı!” diyemiyorum zira kıs kıs gülersiniz…

      Dar Bölge Sistemi ve %5’lik baraj konusuna gelince: o %10 barajını direkt %20’ye çıkaran ve kesin AKP ve BDP’nin işine yarayan ayrı bir tuzak. Ve Meclisteki diğer partileri meclis dışında tutmanın demokratik(!) formülü!

      “Demokrasi paketi” dediğimiz bu türden hülle ve hileler…

      Bu nedenle diyoruz ki:

      Fakirlerin geçim derdini, ülkedeki yolsuzlukları, yargılamalardaki hukuksuzlukları, usulsüz dinlemeleri ve kayıtları, bölünme kaygılarını, bir üniversiteye isim vermeyi, özetle: ülkenin demokratik geleceğini bu türden eften-püften şeyler sağlayacağına inanıyorsanız kusura kalmayın aşırı iyimsersiniz; emin olun hayalleriniz daha gerçekçidir.

                                                                 ***

    Basında Başbakanımızın, muhalefetin demokratikleşme paketine yaklaşımlarını ve muhalefetini eleştiren sözleri vardı: “Pakete kulp arıyorlar…”

      Evet, arıyoruz, “nereden tutabiliriz” diye! Maalesef tutulacak bir yeri yok. Hatırlattığı iyi oldu.