Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Ahlâk Üzerinden Yaratılan Gerilim ve İktidar


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

Ahlâk: En büyük şekillendiricisi din olan, toplumsal hayatta, insan ilişkilerinde belirli zamanlarda ve belirli yerlerde geçerli olan, yaşam tarzından, kılık-kıyafete kadar yasalarla belirlenen değer yargıların, örf, adet, gelenek gibi yazılı olmayan norm ve kuralların oluşturduğu değerler bütünüdür; ölçüttür…

     Literatürdeki tanımı böyle.

   Görüldüğü gibi ortak paydası, toplumun ittifakla kabul ettiği kararlar bütünü olan ahlâk bireysel algı olgusu değildir; zamana ve kişilere göre farklı anlayışları, uygulamaları kabul etmez…

       Özetle: “Hangi devirdeyiz?” anlayışı ile ahlâk kurallarının zamana göre değişeceğini, düne göre ahlak dışı bir olgunun bugün için kabul edilebilir bir anlayışa yerini ikame edeceği tezini de ret eder.

     Bu durumda ahlâk kurallarını bireysel davranışları ile bozanlar için:

     Toplum kurallarının ve bunların en büyük takipçisi toplumun ve onun baskısına;

     Ailelerin, yerleşik mevcut kuralların en titiz takipçiliğini çocukları üzerinde yapmasına;

     Dinin koyduğu ahlâk kurallarının ve çevrenin titiz takipçiliğine rağmen tüm baskılara karşı koyuyor ve toplumdan soyutlanmayı göze alıyorsa;

     En önemlisi yasa da izin veriyorsa sorun yok!

     Farklılığı yaratan algıdır. Toplumun baskısına ve sonuçlarına katlanmak isteyen kadın ya da erkek fark etmez, algısına göre uyar ya da uymaz. Sonuçta toplum tepkisini dedikodu yoluyla yayarken kanunlar gereğini yapar. Bir şartla; on sekiz yaşından büyük ve rızası olması kaydıyla…

     Buralara nereden geldik, nasıl geldik iyi düşünülmeli…

                                   ***

     Buralara Nereden Geldik?

     Bu İktidar öncesi, aykırı birliktelikler, zina suçtu, yasayla kaldırıldı.

     Kaldıran on bir yıllık mevcut İktidar…

     Şart: 18 yaşından büyük olmak ve rıza göstermek…

     Yani, şikâyetçi olanlar ve bunu gündem konusu yapanlar bu günkü durumu yaratanlardır.

     Şimdi birilerinin çıkıp bu gün gelinen noktada sorundan şikâyetçi olmaları ne derece samimi duygular içerir takdirinize bırakıyorum…

     Ancak cümlenin yarattığı anaforu görmeye ve alt yapısında yaratacağı tahribata bakalım:

     Söylenenlere onay verip taraf olanlar ve karşısında olanlar olacak mıdır, evet.

     Onay verenler ahlâklı, itiraz edenler ise etik değerleri erozyona uğramış, ahlâksız tasnifi ile işaretlenmiş, mesebi genişler olmayacak mıdır, evet.

     Karşılıklı atışmalar taraf yaratacak, yeni kutuplaşmanın, ayrışmanın fitili olacak mıdır, evet.

     Bu tarafların ortam durulduğunda birbirlerine sempati ile yaklaşması mümkün müdür, hayır.

     Görsel ve yazılı basında yandaş kesim, söylemin doğruluğu üzerinde tezlerle sorunu kaşıyarak ayrışmayı derinleştirecek mi, evet.

     Muhafazakâr kesimde söylemin, “One minütes!” türünden bir karşılığı olacak mı, kesin…

     Ahlâk konusunda toplumda bir zafiyet olduğu kanısı taşıyan mutaassıp kesimde ve de özellikle

üniversitede kız çocuğu okutan anne-babalarda tedirginlik yaşatacak mıdır, evet. 

     En önemlisi de üniversitede okuyan kızlarımıza bundan böyle şüpheci bir yaklaşım içinde olacak

olanların tavrı; yeni sanal dedikodulara ve travmalara neden olacak mı; evet.

     Sorunu gerçekten çözmek isteyen,  toplumu germeden, ayrıştırmadan, kutuplaştırmadan, tercihe zorlamadan fazla dillendirmeden yasalarla sessizce gereğini yapardı!

     Özetle itirazımız:

     Yüksek sesten dillendirmelerin, durduk yerde yeni gerilimlere, kutuplaşmalara ve yeni cephelerin açılmasına ve karalamalara neden olacak olmasınadır.

      Kısaca, tavrımız üslûbadır; yoksa toplumun etik değerleriyle sorunumuz yoktur.

 

                                                                       ***

   Peki, bu gün İktidar’ın başı tarafından gündem konusu yapılan sorun birkaç ayın sorunu mu;

değil.

      İçişleri Bakanımız: “Sorunu biliyorduk ve takibimiz deydi.” diyor.

      Şayet sorun vardı, biliyordunuz. İktidar’ınızın hadi ilk 2–3 yılını saymayalım ve o geçmişten sorumlu tutmayalım; sekiz yıldır neden görmezden geldiniz?

      Zinayı serbest bırakan siz, sorunu yıllardır öteleyen ve çözmeyen siz, şikâyet eden siz; bu ne yaman çelişki ya!

      Peki, şimdi neden gündem yapıldı?

      Basit; yaklaşan yerel seçimler var. Yeni gerilim ve çatışma ortamı yaratarak bu gerilimden yararlanmak. Geçmişte öyle olmadı mı?

      Şimdi bu gerilimden yeni bir saflaşma ve yeni bir “One minütes!” dalgası bekliyorlar…

      Sandık seçmenin, “Marmaray’ı !” Ya imdat firenini çekip treni tünelde bırakacak ve inerek ışığa yürüyecek ya da ileriki süreçte yeni gerilimlere! Hadi hayırlısı…

      

 

 

       



Bu yazı 4158 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI