Geçen gün Facebook’da “Alamancı” bir arkadaşımız bir video paylaşmış. Videoda bir Amerikalı – adı, sanı, mesleği belli değil- bir açık oturumda aynen şöyle diyor;
               “Türkiye Dünyanın on yedinci büyük ekonomisi… Amerika Ortadoğu’dan çekiliyor. Rusya zaten yok. İngiltere’nin durumu belli… Türkiye Almanya’yı yarım günde, eğer ortaya çıkmaya cesareti varsa Fransa’yı bir saatte halleder.”
              Adamı tanımadığım için kişiliği hakkında nifak sokmayacağım. Oraya akl-ı evvelleri de oturtmayacaklarına göre,
             Adam mutlaka oraya oturmadan önce iki tek atmıştır. Ya da arpayı kuvvetli vermişlerdir.
             Yoksa…
             O kadar büyük lafın sağlam kafayla söylenmesi mümkün değil.
             Çünkü…
             Konuşma hem içerik ve hem de nitelik olarak o kadar desteksiz ki ancak bu hallerde bunlar söylenebilir.
             Bizde bir söz var malum,
             “At martini Debreli Hasan dağlar inlesin.” Onun gibi bir şey.
             Ben adama bunları orasından, burasından attığı için kafamı takmıyorum,
             Benim kafamı taktığım bu gibi sözlere hayatımızın gerçeğine oturtacak kadar itibar etmemizdir.
             Konuyu dağıtmadan;
             Amerika’da dört siyahî gencin bir engelli beyaz genci komalık oluncaya kadar dövmesi üzerine Obama;
             “Maalesef ırkçılığı bu çağda yok edemedik. Ve sorunu hiç konuşmadan halının altına süpürerek halledemeyiz, yok sayamayız.”
             Herhalde kendine güven böyle bir şey.
             Her gün olmadık musibetlerin başımıza geldiği bu günlerde… Ve üstelik onlarca yüzyıl geçmişi olan bu vatan toprağında, onlarca yüzyıl devlet kurma ve toplumları yönetme tecrübesi olan bir milletin;
             Hala bu tür niteliği ve niceliği beş para etmez söylemlerden medet umması ağlanası durum değil de ya nedir?
             Yine,
             Dünyanın yeniden şekillendiği, ağaların marabalarını satranç tahtasında bir oraya, bir buraya itelediği bir oyunda,
             At olsan ne olur… Şah olsan ne olur?