Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
“Kabahat AKP’nin Değil…”


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Bundan yıllarca önce… Yetmişli yıllarda Galatasaray Brian Birch diye bir İngiliz çalıştırıcı getirdi. Brian Galatasaray’ı üç yıl üst üste şampiyon yaptı.

Zannedilir ki bütün keramet Brian Birch’de idi. Hâlbuki bütün neden o yıllarda mevkisinde çakılı gibi durarak oynayan Türk futbol tarzında idi.

Brian Galatasaraylı tüm futbolculara diğer takımlardan çok daha fazla kondisyon yükleyip mücadeleci bir takım yaratmıştı. Bu Dünyada ilk olan bir şey değildi. Nedeni Dünya futbolunun gereğini yapmış olmasıydı. Nitekim diğer takımlar da bu yolu izleyince Galatasaray uzun yıllar şampiyonluk yüzü göremedi.

Ben olağan dışı bir olay olduğunda şu iki soruyu sorarım, Birincisi neye rağmen oldu? İkincisi ise ne için oldu? AKP kurucularının kurmak için kimlerden cesaret aldığını; Daha önemlisi kırkambar kurucuların ve üst yöneticilerin nasıl olup da siyasi geleceklerini bu partiye bağladıklarını sormuyorum bile.

Yoksa her şiir okuyanın ve mahpusta tavla atanın peşinden gidecek akl-ı evvel kişiler mi idi bunlar? AKP 2001 yılında kurulduğunda nasıl oldu da %34 gibi yüksek oy oranıyla iktidara geldi? 2002 yılında sistemin kaşarlı diğer partileri neden bu partinin %34 gibi bir oyla iktidara gelmesini engelleyemediler? İkincisi AKP hangi gerekçelerle geldi?

Eğer AKP’yi diğer partiler engelleyemiyor ve AKP’de iktidara 3Y gerekçesi ile geliyorsa o zaman AKP’yi bırakıp geçmişi sorgulamak gerekmez mi?

…Ve sistem ile onun siyasi temsilcileri uzun yıllar bile-bile neden bu denli beceriksiz oldular? Ya da koşulların gereğine göre mi davrandılar? Belki de koşullar dikte edildi.

Bana ikincisi gibi geliyor. “Koşullar dikte edildi.” Yazımın konusunu dağıtmadan şu soruyu da soralım. “Hangi avanak ve aymaz sistem kendisini tasfiye edecek bir oluşumun, partinin kurulmasına ve iktidara gelmesine izin verir? Sakın AKP geçilecek yeni döneme ortam hazırlayacak süpürücü olmasın?

Şunu da söyleyip geçelim,

“ Beynin kolları AKP… Kılıcı da Cemaat…” Mi olacaktı acaba?

Ben hala Ulu Meşemin dibinde kendi kendime sorduğum şu soruların cevaplarını veremiyorum. Siyasiler yüklendikleri misyonun gereği olarak 1960 ve 1980 ihtilalini yapan askerlerin karşısında çaresiz ve “emir erleri” gibi davrandılar. Hatta parti kurup siyasete atılan darbecilerle dahi ortaklığa girdiler. Biz avam takımı da onların peşinden koştuk. O bile yetmedi biz vatandaşlara günahlarını temizlettiler. Yani darbe gerekçelerini masum hale

getirttiler.

Bu ne iki yüzlülüktür.

Darbe yapıp siyasileri hapse attılar ve o da yetmedi astılar. Hatta “darbenin olgunlaşması için üç yıl bekledik diyecek kadar da ahlaksızlaştılar.” Sonra bak ben demokrasiden yanayım diye parti kurdurup siyasilere ayar verdiler. Daha doğrusu bizi hizaya getirdiler.

Darbe nedenini iki gerekçeye sığındırdılar,

Birincisi ( ’80 de olduğu gibi) vatan elden gidiyor… İkincisi ise (28 Şubatta olduğu gibi) irtica geliyor.

Hâlbuki bunların her ikisi de yalandı.

Neden olduğunu uzun-uzun anlatmayayım. Hem konumuz değil ve hem de gerek yok. Çünkü geriye dönüp baktığımızda ve o günler ile bugünleri analiz ettiğimizde (sistemin ağababalarına rağmen) böyle şeyleri gerçekleştirecek bir gücün ülkemizde mevcut olmadığını görürüz.

Fetö bile onca okumuşuna, polisine, erinden generaline kadar ve maddi imkânlarına rağmen bu işi becerememişse başka hangi güç bu işi becerebilirdi?

Vatanı dişi kalmamış devrimciler mi, işi eşkıyalığa ve terör ihalesine kalmış PKK’mı böleceklerdi? İrticayı da “garip, gurabayı” cennete uçurmaktan başka bir şey bilmeyen sarıklılar mı getireceklerdi.

Yani demem o ki,

Bana görünürde muamma olan ama bilenin de bildiği sistemin erkinin/erklerinin; Bizi ekonomik ve her türlü gelişmişlik yönünden “orta bab” seviyelerde tuttuğu ve tutmak istediği aşikârdır. Bunun için de ne gerekirse yapıyor. Gücü yeterse yapmaya da devam edecektir.

Kısaca,

AKP bir operasyonun neticesidir. 1970’li yıllardan beri gelen ve Dünya siyaseti ile paralellik arz eden bir uygulamanın neticesidir.

Bu arada,

…Ve AKP sinema perdesine aksettirilen görüntüler gibi “heyuladan” başka bir şey değildir. Lideri mi? Onu dinlemekten ve izlemekten zevk alıyorum. Onu izledikçe gençliğimin idolü olan Cüneyt Arkın gözlerimin önüne geliyor.

Neyse konumuza dönelim,

Peki, bütün bu yaşananlar neyin nesi? Diyecek olursanız, Elbette bu uygulamaların görünürde halk nazarında gerekçeleri olmalı idi. Oldu da. Mesela 3Y gibi…

“Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar.” On altı yıl sonra sonuç? Diyeceksiniz ki öyleyse seçim arenasında bütün bu kafa-göz yarmalar neyin nesi?

Diyorlar ki,

“Haydi, Abbas vakit tamam...”

AKP de neden ve nasıl geldiğini unuttuğu için neden ve nasıl gideceğini bilmiyor.

Bir de,

Mülk(?) canın yongası ya!..



Bu yazı 1202 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI