Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Siyaseten İktidar Olduk. Ama…”


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

        Cumhurbaşkanı Erdoğan son AKP Kongresinde kürsüde delegelere böyle diyordu; Siyaseten on dört yıldır iktidarız. Ama sosyal ve kültürel yönden ne yazık ki iktidar değiliz.
       Bütün otoriter ya da özentisi rejimler hep aynı yanlışa düşerler. Zannederler ki kafalarında kurguladıkları ideolojilerini kurumsallaştırdıklarında; hükmettiğimiz toplumda bu ideolojimizi yerleştiriyor, kabullendiriyor ve en önemlisi benimsetiyoruz.
       Hâlbuki…
       Toplum itaat etmiştir ama kabullenmemiştir.
       Nitekim yirminci yüzyıla baktığımızda tüm ideolojilerin yerle bir olduklarını görüyoruz.
       Her ne kadar Cumhurbaşkanı bunu yönetimsellikten ziyade yaşam biçimi olarak anlatıysa bile… Bu daha da zor ve ha dedim mi olmayacak şeydir. 
       Toplumların yaşam biçimlerini değiştirmelerini… Birtakım anlayışlarını, kabullerini akşamdan sabaha değiştirmelerini beklemek iyi niyetten, saflıktan öte bir şeydir.
        Hele de yirminci yüzyıl gibi ideolojiler çağında siyaseti ideoloji üzerinden yapmış bütün hırslı liderlere bunun mümkün olmadığını anlatmak, kabullendirmek çok zordur.
        İsteler ki iktidarda kaldıkları sürece-ki ölene kadar iktidarda kalacaklarını ve hatta bu iktidarlarının bin yıl süreceğini zannederler- akıllarında ne varsa gerçekleştirmek isterler.
        Bundan aylarca evvel bir arkadaşımla söyleşi yaparken “abi anlayamadığım bir şey var. Sovyetler dağılıp komünizm yerle bir olduktan kısa bir zaman içerisinde, birdenbire Rusya’da kilseler her tarafta kurulmaya başladı.”
       Ben de,
       “Aslında toplum dinini yaşıyordu. Ama yeni rejime kendini uyarlayarak… Daha doğrusu dini anlayışını rejimle bütünleştirerek, rejime tehlike yaratmayacak şekilde sürdürüyordu.”
       Nitekim 90’da Azerbaycan’a gittiğimde Azerilerin çok sık kullandığı bir cümle dikkatimi çekmişti.”Allah göstersin.” 
       Bu sözün Komünist rejime hiçbir tehlikesi yoktu. Hatta dinin sulandırılmasına katkı sağlıyor bile diyebiliriz. Tehlike toplumun cemaatleşerek dini yaşamak arzusu idi...
       Ülkemiz özelinde toplumu dönüştürmek çok daha zordur. Zira Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren toplumu dönüştürmek ve kendine göre toplum yaratmak uğruna olmadık işler yapılıp hilkat garibesine döndürülmedi mi?
       Şimdi zannediliyor ki,
       İçi boşaltılmış adetler, akideler ve kurallarla toplumu rayına oturturuz. İyi de; Saatte otuz kilometre hız yapan trenlere göre döşenmiş rayları nasıl olup da iki yüz kilometre hız yapan trenlere göre düzenleyeceksin.
       Demem o ki;
       Kaybettiğin değerleri yeniden ihya ederken çağın gereklerine göre yeniden nasıl düzenleyeceksin? Hangi inanç(!) ve hangi kadro ile?
       “Hangi inanç?” diye sordum.
       Eğer siz toplumu müçtehit zihniyeti ile yeniden inşa ve kemale erdirmek istiyorsanız mesele yok. O zaman önce imam hatip okullarının fabrikasyon fason ürünlerinden vazgeçmen, bu kadrolara bel bağlamaman gerekir. 
       İkincisi ve en önemlisi hem iktidarda kalıp nemalanayım ve hem de bu işi göreyim. Diyorsan…
       Tamam, İran bu işi kıvırdı. Çünkü petrolü var. Bir de içini ne kadar doldurabildiler? Zannetmiyorum ki doldurmaya gerek görsünler. Önemli olan petrolün kontrolü değil mi? Ama güzel ülkemin kontrol edilecek nesi var?
       Katar’a üç-beş bin asker gönderip Amerikanın Katara sattığı bilmem kaç milyar dolarlık silahları kullandırmak bu işleri gerçekleştirir mi?
       İşte o muamma… Neyse… Bu söz uzar gider. 
       Şimdi,
       Rahmetli Ulu Dedemin bir sözü aklıma geldi… Konumuzla ne alakası varsa?”Her şoför arabanın sahibi olsa idi arabalara kimse binmezdi.” 



Bu yazı 1228 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI