Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
İsmet İnönü “Lozan’la Yüz yıl kazandık”


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Hiç unutmam,

2004’lü yılların başlarında incelediğim bir ekonomi dergisinde Doğu Almanya’nın 1990 yılında birleşmeden hemen önce Dünya’nın en gelişmiş sanayi ülkelerinden biri; Satın alma paritesi açısından da Dünya’nın onuncu büyük ülkesi olduğunu okuyunca hayret etmiştim.

Hâlbuki bize öğretilen Doğu Bloğu ülkelerinin çok sefil oldukları üzerine idi…

Demek ki,

“İdeolojiler her ne kadar milletlerin kaderlerinde gerek ekonomik gerekse kültürel ve siyasal önemli etkileri olsa bile; Asıl olan milletlerin genel medeniyet düzeyleri ve hayat felsefeleridir.

Dolayısıyla,

İdeolojileri hayat şiarı yapıp peşinden sürüklenmenin bir manası yoktur. Hele kendi yaptıkları puta tapanlar gibi idoller yaratıp peşinde kul, köle olmanın insanın ne kendine ne de milletine faydası beyhude olduğu gibi anlam dışıdır da…

--------------------

Her sistem değişikliği ya da devrimler zannedilir ki her zaman iyi sonuçlar verir. Hâlbuki devrimler sil baştandır. Sil baştan yeni kadrolar, yeni anlayışlar, yeni sınıfsal değişim demektir.

Ama öncelikle mücadelenin bedelinin karşılanması demektir. Yani aç kadroların, yandaşların ve yeni fırsatçıların doyurulması demektir.

Kısaca ülkenin medeniyet ve kültürünün sil baştan yapılmasıdır.

Devrimleri yapanlar zannederler ki,

Bizim hayat felsefemiz en doğrusu ve bununla ülke/millet ihya olacak. Belki de olur… Ama bunun için yüzyıllar gereklidir.

Ya sürdürebilecek ne ekonomik gücünüz, ne de kadrolarınız mevcut değilse işte o zaman yandı gülüm keten helvası. İşte bu anlar tehlikeli anlardır. Birileri üzerinize yatırım yapıp sizin üzerinizden ülkenizi sömürür.

------------------

Çoğumuz şunu düşünmedi,

Nasıl oldu da Türkiye Cumhuriyetinin altından yetmiş yıl sonra üzerinde oturduğu ayaklar çekildi/çekilmeye çalışıldı. Kim çekti? Nasıl çekti? Niye çekti? Ya da çekmek istedi…

Aslında bunlar kolay sorular… Asıl sorulması gereken nasıl oldu da seksen yıl sonra ülkem böyle “karışık işlere” maruz kaldı?

O öyle idi… Bu böyle idi. Bunlar işin meze tarafı. Elbette oynanan oyunların figürleri olacaktır. Figüransız oyun mu olurmuş? Önemli olan oyunu kimin/kimlerin kurguladığı ve kimler üzerinden kurguladığı ve halen kurguluyor olması değil. Önemli olan yetmiş küsur yıl ne yapıldı da operasyonlara açık hale geldik.

Mesela… Konu dışı da olsa bir örnek; Komünist Çin’in lideri Küresel Sermaye her zaman iyidir diyor. Nasıl olur da Komünist bir ülke lideri bunu söyleyebilir? Aklından zoru mu vardı. Yine mesela; Anadolu fakirleşirken İstanbul neden bu kadar büyütülüyor? İstanbul’a hakim olan Anadolu’ya hakim mi olur? Olacak da kimler olacak? Göz önünde olanların gücü yeter mi?

Neyse konumuza dönelim,

Ama işin acı tarafı böyle operasyonlara maruz kalmanın ortamında olmamızdır. Demek ki seksen yıl beyhude idi.

Yukarıdaki başlığa gelirsek,

Bunu bir yerde okumuştum. Aktaran da rivayet olunur ki diye yazıyordu. İsmet İnönü söylememiş olsa bile… Türkiye Lozan’la bir yüz yıl kazanmıştı.

Ayağa kalkabilmek, Dünya durdukça Anadolu’dan hiçbir gücün söküp atamayacağı bir Millet yaratmak; En önemlisi bu topraklarda huzur içerisinde yüksek medeniyete sahip bir toplum oluşturabilmek… Öyle kolay değildir.

Bu ancak,

Öncelikle mensubu olmaktan onur duyabileceğimiz kültür ve medeniyet yaratmakla olur. Gerisi eyvah… Eyvah. Hele putlaştırılmışların çocukları olmakla hiç değil.



Bu yazı 1402 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI