Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
DEVR-İ AŞK


Meral Korkmaz Bence...
meralkorkmazz@gmail.com
 
 

                                                                                                  Meral KORKMAZ
                                                                                                     04.09.2012

Gelenek, görenek, adet ve törelerin çağın getirdikleri karşısında asimile olması gibi “AŞK” ta bu durumdan nasibini almıştır.

Ne güzel yaşanmıştır eski aşklar… Duygular en saf, en duru haliyle yaşanır, aşıklar birbirlerine ölümüne bağlanırlardı. Aralarındaki duygusal bağ o kadar kuvvetlidir ki, kimsenin o bağı koparmaya gücü yetmezdi. Eski Türk filmlerinde çok yalın bir dilde ve bi o kadar da akıcı ve güzel anlatılırdı aşklar…

Duyguları en iyi bakışlar anlatırdı. Bu içli hisler şarkılara yansırdı.

-“Gözler kalbin aynasıdır. Yalan nedir bilmez onlar.” diye gözlerdeki gerçek aşkı anlatırdı bize Emel Sayın…

-“Şimdi uzaklardasın, gönül hicranla doldu” diyerek uzaktaki sevgiliyi görememenin ızdırabını yaşatırdı Zeki Müren…

-Sevgili Zekâi Tunca; Sevgiliden iyi halini bildirecek mektup yazması için, “yalvarırım mektup yaz, beş dakika ayır da. Su serp yanan bağrıma sağlığını duyur da”deyip yalvarırdı.

Yarinden gelecek iyi haberin onu nasıl rahatlatacağını anlatmaya çalışırdı.



-“Seni seviyorum anlıyor musun? Seni seviyorum duyuyor musun? Sevgilim kalp kalbe karşıdır derler, söyle sende beni seviyor musun?”diyerek sevgisine karşılık arardı Yıldırım Gürses.

Giden sevgilisinin ardından;

-“Sensiz saadet neymiş tatmadım bilemem ki. seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli diyor Yaşar Güvenir. Gerçek aşkın, mesafelere meydan okuyanı, hasrete-özleme direneni olduğunu vurguluyor.

-Nalan Altınörs, “uykudaki gözler gibi, söylenmemiş sözler gibi, açılmamış güller gibi sen sevgini bana sakla” diyor. Sevdiğinin sadece kendisini sevmesini istiyor.

Ve zaman geçip gitti, bugüne geldik. Sevgiler, aşklar kısa süreli oldu. Aşklar paraya, lükse olan hayranlığa, rahata yenik düştü.

Eskiden sevgiliye yazılan mektupların cevabını heyecanla, sabırla günlerce bekleme dönemi bitti. Bir hafta öncesinden yazılan selam, ‘az önce’ yazılmış gibi kabul edilir, sevgilinin yazdıklarıyla o anki hali hayal edilirdi. Gelişen teknoloji ile sevgililer birbirlerine istedikleri anda ulaştılar. Cep telefonları ve internet, hasret-özlem, zorluk ve imkânsızlık kavramlarını unutturdu. Dolayısıyla, sevgiler çabuk deforme oldu. Aşklar hevese dönüştü. Gelip-geçici oldu. Heves bitince bırakıp vazgeçmek daha kolay oldu. Bu durum çağımız şarkılarına da yansıdı.

- Gelip-geçen aşklar için; Ajda Pekkan, “çek git artık. kapı açık, istenmiyorsun artık” diyerek gelip geçici aşklara tercüman oldu.

-Aşkı bir kalıba sokamayanlar için Hadise, “söyle sevgili söyle. Aşk kaç beden giyer”diye aşka kılıf bulmaya çalıştı.

-Kendine güveni gelen kadın için “elimi sallasam ellisi” diye caka yaptı Hülya Avşar.

Keşke eski bayramlar, eski ramazanlar, eski komşuluklar gibi eski aşkları da yaşatabilsek yeniden…

-Ne diyelim… Nilüfer’in de dediği gibi; “sevmek eskidenmiş güzelim. Sanki yıllar öncesinde kalan”.



Bu yazı 6500 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI