Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Şapka Yalanı!!!


Cumhur ÖZTÜRK Açı-Yorum
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Yıllardır duyduğumuz bir yalan vardır: “Benim dedemi şapka giymediği için astılar” “Ne menem bir şeymiş ki insanları asmışlar” diye söylenip cumhuriyetçiler ve Atatürkçüler karalanır ve onlar üzerinde nefret oluşturulur. Acaba öyle midir? İşin aslına bir bakalım.

Türkler; Orta Asya’dan geldikleri kıyafetleri bırakıp bedevi kıyafetlerini giymeyi dinin emri zannedilmesi üzerine; Reformist Padişah II. Mahmut rahatsız olmuş olacak ki kıyafet devrimi yapmak istemiş. (II. Mahmut; Orduyu modernize eden, yurtdışına öğrenciler göndererek Osmanlı aydınlanmasını başlatan, hantal ve yönetilemez hale gelmiş devlet yönetim sisteminde iyileştirmeler yapmış “Reformcu Padişah”tı.) Batıdaki örnekleri inceleyen o zamanın bilim kurulu, pantolon, gömlek ve ceket giymenin iyi olacağını belirtmiştir.

Tekrar söylüyorum: Şalvar giymenin sarık takmanın dinin emri olmadığını söyleyerek, pantolon gömlek ve ceket giyilmesini söylemiştir. Bu kıyafetler batı tarzı giyimdir ve Atatürk’ten yüzlerce yıl önce Osmanlıda kıyafet devrimi yapılarak kullanılmaya başlanmıştır.

II. Mahmut döneminde sarık yerine şapka getirilmek istenmiş; ama şapka siperliklerinin namaz kılarken zorluk çıkaracağı düşünülerek “Fes” giymek mecburiyeti getirilmiştir ve Fes takmayan onlarca insan idam edilmiştir. Fes; Batı tarzı giyim şekli olmayıp Kuzey Afrikalı Arapların (Tunus, Fas) kullandığı bir kıyafettir. Fes, şapkanın Arap versiyonudur ve İslam’ın sembolü değildir.

Cumhuriyet döneminde -Atatürk zamanında- çıkan kanun; aslında II. Mahmut döneminde başlayan kıyafet devriminin tamamlayıcısı olmuştur. Camiye ayakkabı ile girmeyen milletin, şapka ile de girmeyeceği anlaşıldığından; fes yerine şapka giyilmesinin yerinde olduğu düşünülmüştür. Peki, Sadece devlet memurlarını kapsayan ve halkı kapsamayan şapka kanunu, nasıl olmuş da milleti astırmış? Cevabı baştan söyleyeyim: “Böyle bir şey olmamıştır.”

Böyle bir şey olmamıştır. Bunu Rizeli İmam Recep Koyuncu belgeleriyle kanıtlayarak söylüyor. Sayın Recep Koyuncu, kendini okumaya, okutmaya, araştırmaya ve bilime adamış gerçek bir Müslüman. Bilmeden, okumadan, araştırmadan sadece İngiliz ağabeylerinin söylediklerine inanıp Atatürk’e hakaret edenlerden değil. Sayın Recep Koyuncu, 266 sayfalık İstiklal mahkemesi kayıtlarını günümüz Türkçesine çevirmiş ve şapkadan tavşan çıkartan şarlatanların yalanını pazara çıkarmış. Kendisine hepimiz teşekkür borçluyuz.

266 Sayfalık mahkeme kayıtlarına göre olan aslında şu: Ellerinde İngiliz ve Fransız silahları bulunan bir kısım insanlar (o devirde son model Fransız ve İngiliz silahları nereden bulunmuştur? Türk ordusunda olmayan bu silahlar Rize’deki bu insanlara nasıl ulaşmıştır?)

Şapkayı bahane ederek isyan çıkarma peşindedir. Menemen’deki gibi provokasyonu tezgâhlamaktadırlar. “Din elden gidiyor” yalanıyla insanları kışkırtıp bir araya getiremeyince bakın ne yapmışlar: “Potamya’da ( Güneysu) Sakal-ı şerif ziyareti var” diyerek halkı Sakl-ı Şerif ziyaretine çağırmışlar. Yetmemiş Tehdit ederek: “Silahı olan herkes gelecek, silahı olup da gelmeyenler yarın öldürülecek” diyerek 153 kişi toplayabilmişler. Kayıtlara göre bu 153 kişinin ifadesi çok çarpıcı: “ Güneysu’da bize söylenen yere gittiğimizde Güneysu’da bulunan karakol basılarak karakolda bulunan yedi askerimizi esir almışlardı” Görüldüğü üzere ortada şapka da yok şapka takan da, takmayanda… Ortada yalan ve kışkırtmayla dolu pis bir tezgâh var. 153 kişiden 142 si istiklal mahkemesince yargılanmış ve Şapka kanununu bahane ederek Karakolumuzu basıp askerlerimizi esir alan elebaşı 8 kişi idam edilmiş, geri kalanların çoğu beraat etmiş üç beş kişi de yardım ve yataklıktan beşer yıl kürek mahkûmiyeti cezasına çarptırılmıştır. “Benim dedemi şapka takmadı diye astılar” diyenlerin, asılan o sekiz kişiden birinin torunu olduğu da anlaşılıyor.

Şapka kanunu yalanları artık son bulur umudundayım. Bu olay; yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetini; Şeyh Sait ayaklanmasıyla, Menemen kışkırtmasıyla zayıflatıp Suriye gibi, Irak gibi sömürüsü yapmak isteyen İngilizlerin Karadeniz Bölgesindeki kışkırtmasıdır.

Nedense “Din elden gidiyor” diyenler hep emirleri İngilizlerden alıyor? Bu da amacın; din olmadığı, dini kullanarak Genç Türkiye Cumhuriyetini yıkmak olduğunu gösteriyor. 15 Temmuz’da Ülkeyi yıkmak isteyen teröristler; benzer yalanlarla parası olmayan fakir Anadolu çocuklarını, lise ve üniversite yurtlarında bu yalanlarla beyinlerini yıkadı.

Artık, Atatürk düşmanlarının; Türkiye Cumhuriyeti devleti düşmanı olduğu anlaşılmalıdır.



Bu yazı 690 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI