Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Eğitimde Çatışma


Cumhur ÖZTÜRK Açı-Yorum
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Eğitimde başarısızlığımızın sayısız sebebi var, sırası geldikçe değineceğiz. Bu yazımızda eğitimi başarısızlığa sürükleyen “beklenti çatışması” üzerinde duracağız.

Beklenti çatışması da nedir?

Kimse, eğitimi belirli bir karşılığı olmadan ne almak istiyor ne de vermek istiyor. Eğitimi okullarda ve üniversitelerde veren devlet dediğimiz mekanizma, istediği toplumu üretmek için ya da yaratmak için istediği doğrultuda insan yetiştirme çabasındadır. İktidarı eline geçiren siyasi akım, ilk iş olarak “eğitimde reform” sloganıyla program değişikliğine gider. (Bazıları ısrarla öğretim programı demeyip Arapçası olan müfredat sözcüğünü kullanmakta ısrar etmektedir, ben program demeye devam edeceğim) Bakanlar süslü sözcüklerle allayıp pullayıp devrim yaptığını söyler. Amacın; reform olmadığı, siyasi ideolojinin temellerinin okullarda öğretilmesi olduğu çok geçmeden anlaşılır. Reform diye ortaya konulan şeylerin aslında ideolojilerinin temel öğretilerini okullara yaymak olduğu açıkça görülür. “Reform” sözcüğünün, “Değişim” sözcüğünün anlamının büyüsüne kapılıp her değişimi kayıtsız şartsız kabul edenlere söylemeliyim: Her değişim bizi ileri götürmez.

Bu yapılanların, yıkıcı sonuçları olmuştur ve olmaktadır. Abdülhamit zamanında kurulmuş olan ve Türk ordusunun gözbebeği “askeri liseler” kapatılmıştır. Köy Enstitüleri olarak öğretim hayatına başlayıp öğretmen lisesi adıyla devam eden ve amacı köy halkını bilinçlendirip kalkındırmak olan öğretmen okulları kapatılmıştır. Bu kapatılan okullar, yüzlerce yıllık geçmişi ile “ekol” olmuş, ülkenin kalkınmasında ve gelişmesinde önder olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk, fakir ve yetim bir ailenin çocuğu olarak hiçbir torpili olmadan, bu askeri okullara girmiş ve yetişmiştir. Köylere dağılarak cumhuriyetin temellerini, demokrasinin temellerini atan öğretmenlerimiz, o okullardan mezun olanlardır. Sessizce tarihin sayfaları arasına atılan bu okullara çok ihtiyacımız var, bunun bilinmesi ve anlaşılması için ne yapmak gerekiyor bilemiyorum.

Eskilerin “sanat okulu” olarak bildiği meslek liseleri de maalesef ihmal edilerek çağın gerisinde kalmış ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. İşverenler, meslek lisesi mezunu öğrencilerin yeterliğine inanmamaktadır. Meslek liseleri toplumun ihtiyacı olan işgücü ihtiyacını tespit etmekten dahi aciz hale düşmüştür.

Neden mi? Reform yapmaktan eğitim yapmaya fırsatı ve zamanı kalmayan programlarımız yüzünden. Avrupa da böyle mi? Asla! Eğitim programları; siyasetin dışında, bilim insanları ve eğitimcilerle birlikte, çağın gereksinimlerine uygun şekilde, elli-yüz yıllık olarak hazırlanıyor. Bin yıllık okullar var. Okul sözcüğü “Ekol” kelimesinden türetiliyor. Her okulun kendine has gelenekleri var. Krallıktan-cumhuriyete de dönseler, faşizmden- komünizme de dönseler okullar ve programları değişmiyor. Sonuç: Orası Avrupa…

Şimdi, madalyonun öğrenci tarafına bakalım.

Liselere geçişte bir standart yok. Son yıllarda liselere geçiş standartları o kadar değişti ki… Sınavın adlarını bakarsak belki anlayabiliriz. SBS, OKS, TEOG, LGS… Bu kadar değişim, “eğitimde planlılık” ilkesi ile çatışmaktadır.

Sistem, herkesi akademik eğitim almaya zorlar durumda. Ülkenin ürettiği katma değerden pay almanın tek yolu, iyi bir eğitim almak. Kaba tabiri ile: Eğer “yırtmak” istiyorsanız, iyi bir eğitim alıp bol kazançlı bir mesleğe sahip olmalısınız. Eğer akademik eğitim almazsanız toplumda değeriniz yok. Amerika’da siyahîlerin toplumda saygınlık kazanmak için, daha fazla para kazanabilmek için sporla uğraşmasıyla, bizdeki okuma arasında paralellik görülebilir.

Bir tarafta öğrencilerin bedenen, ruhen ve duygusal gelişim isteği var. Diğer tarafta sayfalarca ezberlemesi gereken metinler, formüller ve çözmesi gereken binlerce soru var.

Akademik eğitim alabilecek kapasitede olan öğrenciler için bu problem değil. Mesleki eğitim alması gereken öğrenciler buna zorlanınca problem başlıyor. Bu, çatışmanın öğrenci boyutunu oluşturuyor.

Toplumdaki bireylerin kalitesini, eğitim yolu ile artırıp ülkeyi kalkındırabilirsiniz.

Eğitimdeki beklenti çatışmalarını gidererek işe başlarsak eminim yolun yarısını yürümüş oluruz.



Bu yazı 547 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI