Haklarını kullanmada hassas olduğunu görüyorum. Kendini ifade edemediğini de görüyorum. Haklarını kulaktan dolma bilgilerle ya da internetten bulunan şablonlarla kullanmaya çalışmaya çalıştığını da görüyorum. Bir bilene pek sormaya ihtiyacın yokmuş gibi de hareket ediyor gibisin. Fakat talep ettiğin bir şey var mı onu da anlayamadığımız da olmuyor değil.Peki neden böyle yazıyorsun dilekçelerini, neden gerçekten bir bilene danışarak hak aradığını göremiyorum.

Ey tüketici.Bilinçlileriniz müstesna. Bilmediklerinizden dolayı haklarınız gümbürtüye gidince farkına varıyorsunuz. Peki hata ve eksikliklerinizin farkına varıyormusunuz.Kötümserim ve pek sanmıyorum. 
Dilekçelerde hakkınızı elde etmeniz için gerekli bilgileri yazmalısınız. Ne sitediğinizi belirtmelisiniz bunun için de istemeniz gerektiğini veya ne istemeye hakkınız olduğunu bilmelisiniz. Mağduriyetimin giderilmesini demek ne mağduriyetini anlatır ne de ne talep ettiğini. Karar mercinden talep edersin. Belli bir şey istersin. Yuvarlak talepler talep değildir ey tüketici. Bilinçsiz tüketici olursan bilinçsiz usul ve yöntemlerle yol amaya çalışırsan mağduriyetine mağduriyet eklersin .
Sokrates ne demiş? “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” demiş. Sokrates filozof adam. Mürekkep yalamış okumuş düşünmüş bir adam. Bu adam o zamanda bunu demiş. Günümüzdeki insanın hatası da bir şey bilmediğini bildiği halde biliyor gibi hareket etmesi. Hak arama yolunda bu büyük tehlikedir. “Biliyorsan da bir bilene danış” sözünü de biliriz ,bilirsiniz. Kalavuz da oldukça önemlidir. Klavuzu da doğru seçmek gereklidir. Açık denizde kaybolan iki denizciden biri yıldızlardan anlarken diğeri sadece balık tutmayı bilirse hangisi evine döner bilemem ama içme suyunu idareli kullanan balık tutmayı bilen ve rota çizmeyi bilen birisinin şansı bir aşçıdan, sadece balık tutmayı bilenden ve sadece yıldızlara göre rota çizmeyi bilenden daha fazla olacağı muhakkaktır. Öğrenmek bu nedenle hayat boyu devam etmelidir. Okul bitince zihin dünyasının kapıları kapatılmamalıdır.
Her neyse sayın tüketiciler demem o ki haklı olduğunuzu düşünmeniz için haklarınızı bilmeniz lazım. Haklarınızı bilmeden haklı olduğunuzu ancak zannedersiniz. Haklarınızı nasıl arayacağınızı yasalar belirli kurallara bağlamıştır. Bu kuralları bilmeden haklarınızı aramaya çalışırsanız en fazla haklarınızı aradığınızı zannetmeniz gerekir. Hakkınızı aradığınızı zannetmekle hakkını aradığını bilmek arasında dağlar kadar fark vardır. Yazımı burada yarım bırakıyorum.Bu yarım bırakışla yazımı aslında tamamlamış da oluyorum.İşin özü “hiç bilenle bilmeyen bir olur mu” ile bilsen de bir “bilen”e danış.