Türkiye Büyük Millet Meclisi Bugün itibariyle yapılan yemin törenleriyle yeni bir döneme girdi. Daha şimdiden, yeni dönemin kavgalı geçeceği ortaya çıkmıştır.

Milletin kendilerine verdiği oyu legal kabul edip, diğer seçilmişlere saygı duymayan birileri, dün yine ortalığı karıştırmaya kalktı. Güvenlik güçleri olayların büyümesine izin vermedi.

Yeni dönemle birlikte Cumhuriyetin ve Demokrasinin canına nasıl okuduğumuzu da anlamış bulunuyoruz. Artık bundan sonra hiç kimsenin Cumhuriyet ve Demokrasiden dem vurmasına gerek kalmadı.

Mecliste ne kadar yetki varsa hepsini Sultan El Ebu Recep Tayyip Erdoğan Han Paşa ya devrettik. Yasama ve yürütme, tamamen bir kişinin eline teslim edildi.

Mesela hangi suçu işlerse işlesin, hangi keyfi işi yaparsa yapsın, artık yargılanması mümkün değildir. Gensoru hakkını, önerge hakkını ve komisyonların her hareketini yetki ve belirleme kararını da teslim ettik.

Bakanların tüm yetkilerini de Ulu Padişahımız Tayyip Han paşamıza göbek ata ata, zil çala çala verdik. Kısacası koskoca Türk milletinin kaderini Türk bile olamayan ve Türküm diyemeyen birine teslim ettik.

Bunun bedelini millet olarak elbette burnumuzdan fitil fitil getirecekler. Unutun insan haklarını ve özgürlükleri, çünkü köleliği seçtiniz ve tek adama biat ettiniz.

Adam isterse hepimizi pazarda köle diye haraç mezat satabilir. İsterse hakkımızda her türlü kararı verebilir. Bunu bize kimse yaptıramaz diye düşünmeyin, seve seve yapmazsanız öpe öpe yaptırır, çünkü polis ve asker elinde.

Meğer Cumhuriyete ve onun kurucularına minnettar olmak yerine düşman olmuşuz. Bu milleti düşmanların çizmesinden korumanın bedeli nede çok ağırmış. Kurucu kadroya edilmedik küfür kalmadı.

Şimdi geldiğimiz durum, Teokratik Monarşidir. Bunun başka bir izahı da kesinlikle yoktur. Dünyada zaten Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sistemi diye bir rejim de yoktur.

Şimdi hepimiz oturalım ve malum yerlerimize kına yakalım. En azından yeni bir moda akımının öncüleri oluruz. Patenti de markası da bize ait olur.