Gün geçmiyor ki yeni bir kriz çıkmasın ve insanları tedirgin etmesin. Göz göre göre ülke maalesef krize sokuluyor. Tam ortalık süt liman diyoruz, güneydoğuda terör susmak üzere diyoruz, Suriye’de IŞİD’in sesi kesiliyor diyoruz, aniden başka bir kriz patlak veriyor. “Ya arkadaş işiniz gücünüz yok mu sizin?” diyesi geliyor insanın.

Geçtiğimiz hafta içi Hollanda hükümet yetkilisi bir açıklama yaparak ülkesine gelecek Türk Bakanları siyaset içerikli bir toplantı yapamayacakları konusunda uyardı ve buna izin vermeyeceklerini deklere etti. Hatta buyursunlar, turizm gezisi yapsınlar bizlerde eşlik edelim, müzeleri gezsinler, tarihi ve turistik alanları gezdirelim dediler.
Fakat bizim siyasilerimiz durur mu?
İlla gidecekler ve orada siyasi toplantı yapacaklar ya. Başladılar ileri geri konuşmaya. En son Aileden Sorumlu Bakanımız Fatma Kaya gitti ve orada bir sürü sıkıntıya maruz kaldı. Bunun böyle olacağı bilinmiyor muydu? Elbette biliniyordu. Çünkü orada kanunlar keyfe göre işlemiyordu. Peki bunun nedeni neydi?
Bu kadar velvele niçin koparılıyordu? Az Sonra
Nihayet Hollanda polisi müdahale etti, Bakan Kaya sınır dışı edildi. Atlı ve köpekli polisler, kahraman, vatanperver ve süper-men ülkücüleri coplayıp köpeklere ısırttı. Ülkenin itibarı dünya ülkeleri arasında yerle bir edildi. Tehditler havada uçuştu. Hakaretler havada birbirleriyle çarpıştı. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten bir sürü insan içinden itidal çağrısı yapan bir kişi bile çıkmadı.
Neler oluyor arkadaş ya, ülke yönetiyorsunuz ülke..(!)
Nerde kaldı sorumluluk, nerede kaldı devlet adamı ağırlığı. Vakur bir tutum sergileyen bir kişi de yok mu aranızda. Hepiniz mi fanatiksiniz. Çok iyi hatırlıyorum, yakın zaman önce Rusya ile ilişkilerde de aynı tutumları görmüştük. Sonra neler olduğu herkesin malumu…
Arkadaş kabadayılıkla ülke yönetilmez. Bu tutum Türkiye’de prim yapabilir fakat bunu Avrupalıya yediremezsiniz. Oralarda kanunların fiyakası geçerlidir. Dikkat edin, adamların her ne şartta olursa olsun üslupları değişmiyor. Onların içinde de var çekişme ve tartışma. Fakat efendice hallediyorlar.
Bizim sosyal medya ise tamamen çıldırdı. Herkes savaş baltalarını çıkarıp sefere hazırlanmaya başladı. Bazı Osmanlı meraklıları kılıç kalkan çıkarıp atları eyerledi bile... Hollanda’ya karşı savaşıyoruz deseler, inanın bir sürü insan yola koyulur. Beyler Hollanda’ya kara yoluyla “Allah Allah” nidalarıyla savaşmaya gidilmiyor. En az 5-6 tane ülkeyi fethedip gitmek zorunda kalabilirsiniz.
Maşallah çok güzel gaza gelen bir milletiz. Uyanalım artık beyler, şimdi savaş, teknoloji ve bilim ile yapılıyor. Bilgi ve kültür ile yapılıyor. Sanat ve mimari ile yapılıyor. Bizim savaşımız cehaletle olmalı, fakirlikle olmalı, geri kalmışlıkla olmalı. Çoktan gelişimini tamamlamış ve bizden kat kat küçük bir arazide, bizden kat kat üstün bir ekonomik güç haline gelmiş bir Hollanda’ya, ancak büyüyerek ve gelişerek kafa tutabiliriz.
Şimdi bütün bu keşmekeş ve algı operasyonlarının nedenini tahmin edemeyenler için, lütfen size gösterileni değil gerçeği görün diyorum. Lütfen gaza gelmeyin ve ani parlamalar yapmayın. Düşünmeyi esas alın ve araştırın. Kısacası okuyun, bol bol kitap ve neşriyat okuyun. Sadece tek yönlü yayınlananları değil, karşıtlarını da okuyup 
inceleyin.