Barış, Sevgi, Kardeşlik ve hoşgörü desem ülkenin yarısı düşman olur bana.

Öyle alışmışlar ki kötülüğe,  iyilik ve güzellik namına her şey batıyor bu insanlara.

İstiyorlar ki, insanlar hep kendileri gibi düşünsün, kendileri gibi yaşasın, kendileri gibi giyinsin ve tek tip olsun.

Kitap okumayı sevmezler, çünkü farklı fikirlerin beyinlerine girme ihtimalini bile hazmedemezler.

Biatçıdırlar ve liderlerinin onların yerine düşündüğünü, o ne derse onun yapılması gerektiğini savunur inanırlar.

Dincidirler ve dinin gereklerini yerine getirmezler, fakat etraflarındakilerin dine uymasını savunup gerekirse zorbaca bir baskı oluşturmaktan imtina etmezler.

Milliyetçidirler fakat milliyet anlayışı kafatası milliyetçiliği seviyesine ulaşmaktadır. Farklı kültürlere, aykırı düşüncelere düşman olup tartaklama hatta öldürmeye kadar gidebilirler.

İnsan hakları, hayvan hakları, kadın hakları hatta engelli hakları gibi evrensel düşünceler zerrece umurlarında olmaz hatta kılları kıpırdamaz.

Vatanseverdirler güya fakat doğa katledilir sesleri çıkmaz, ormanlar yakılır umurlarında olmaz, kadınlar dövülür hatta öldürülür, oralı olmazlar.

İnsanı sevmezler fakat Şehidi severler. Çünkü istismar edip gövde gösterisi yapıp bunun üzerinden sağı solu tehdit ederler.

Yobazlık ve bağnazlıkta asla sınır tanımazlar, hoyrat ve acımasızdırlar, insan canına kastederek kadar da zalimdirler.

Çoğu Mafya sempatizanıdır,  silah taşımayı severler, zorbalık ederler,

Çek senet işi bunlarda, bar fedailiği bunlarda, bodyguard, koruma gibi işlere genellikle bunlar bakar.

Şekilcidirler, pardösüleri, giyimleri ayakkabıları, bıyıkları ve daha bilumum yönleri birbirlerinin kopyasıdır.

Sorsan hepsi ülkücü dür ama ülkücülük nedir, fikriyatı nedir, bilmezler. Bütün dünyaya hükmedeceklerine inandırılmışlardır.

Kızılelma, Turan gibi ütopyalara inanırlar fakat dünya ve coğrafyanın konjonktürle yönlerini düşünmezler.

Şahsen ben de bunlar kadar aşırı ve bağnaz olmamak kaydıyla ülkücüyüm ve milliyetçiyim diye düşünürdüm.

Fakat okudukça, araştırdıkça ve kendimi geliştirmekle bu şaibeli sarmaldan kendimi kurtarıp daha evrensel düşüncelere yelken açtım.

Bu zihniyet sırf kendilerini eleştirdiğim için beni öldürebilir, çünkü çok yakın bir zamanda işledikleri siyasi darp ve cinayetlerle gündeme gelmişlerdir.

Ülkücü gazeteciyi, ülkücü siyasetçiyi darp edip kimini tehdit ile korkutup, Sinan Ateş gibi bir Ülkücü Başkanı bile katledebilmişlerdir.