İktidar’ın:

Şehide: “Kelle”;

Keza şehitlerimiz için yapılması istenen tepkilere: “Üç-beş Mehmet için Meclis mi toplanır?” diye başlayan tepkilerine şahit olduk.

Kabataş’ta kamera görüntülerine rağmen, “Vandallar başörtülü kadını darp ettiler, yerlerde sürüklediler, çocuğunun yanında taciz edip affedersiniz üzerine… “diye başlayan ve basının da gaz verdiği yalanlarla başörtülü bacımız üzerinden, zerre insan hassasiyeti, onuru düşünülmeksizin çıkar siyaseti güden anlayışa tanık olduk.

Ergenekon, Balyoz Davası, Askeri Casusluk Davası kumpaslarına;

Bu davalardaki hukuk, demokrasi ve insan hakları ihlalleri rezaletlerine;

Sınav yolsuzluklarına;

Halkın demokratik tercihlerini, “Sandıkta %5 garanti…” itirafı ile gasp edenlere ve dahi müsebbiplerine hukukun bir şey yapmadığına tanık olduk.

Reis’in tanımı ile hepsinin nedeni: Kişisel çıkar peşinde koşanlar ve 2023 vizyonunu anlamayan metal yorgunu ufuksuzlar; onlara geniş hareket alanı açan liderin zerre suçu yok.

*

Diyorum ki, bu kadar ruhsuz, insan hakları ve adaletten yoksun;

Kumpaslara yol verecek kadar duyarsız;

Yalanlara tutunacak kadar aciz;

Sınav şifrelemelerine, rüşvet ve yolsuzluklara yol verecek kadar kul hakkından bihaber;

Dini siyaset meydanlarında siyasi ikballerine araç yapacak kadar çaresiz;

Tutulmuş, yalancı tanıkla desteklenen iftiralara sarılacak kadar gözü karartmış nasıl

olabilirler diye düşünürken ipucunu Reis verdi…

Aksi meziyetler insani…

Yorgun olan metal…

Dolayısı ile bir maddeden, metalden insani bir davranış beklemek abes olurdu…

Öyle ki düşünen insan çatlardı, vicdan yapardı.

Başka türlü metal yorgunluğunu açıklayamazsın.

*

Orta çağ mantığını her alanda egemen kılmak isteyen metal yorgunu gençlerden biri son çıkışıyla düşünme, kavrama ve idrak yorgunluğu olduğunu da gösterdi.

Öyle ki, bilimsel gerçeklikle taban tabana zıt kendi kabullerini sosyal medya üzerinden yaymaya cüret edecek kadar…

Düşüncesine göre dünyan yuvarlak değil, düzmüş!

Yuvarlak olduğu bilimsel gerçeklikle bağdaşmazmış…

Bir de teori geliştirmiş kendince, “Düz Dünya Teorisi…”

Teoriye göre: “Dünyanın yuvarlak olduğunu iddia edenler Mason üyeleri...

Dini inancıma göre herkesin belli bir istikamete dönmesi dünyanın yuvarlaklığı ile ters orantılıdır; küre dünyada imkânsız. Ama düz dünyada herkes aynı yöne mesela Kabe’ye dönebilir.”

Pes diyorum; ha nato kafa ha nato yorgun metal!

“Hoşaf Projesi”nin birinci seçenlerin düşüncesizliğini ancak bu mantıkla açıklayabilirsin;

metalden başka türlü davranış beklemek abes olurdu zaten!

BU ZORUNLULUK NİYE

Hatırlayın…

Sakarya milletvekili Ş. Dişli sekiz yıl önce Genel Başkan Yardımcısı iken AKP’ deki görevinden uzaklaştırılmıştı.

İddiaya göre uzaklaştırılmasının nedeni milyonluk rüşvet ve milyonlarca liralık rant, hortumculuk davası…

Tam sekiz sene sonra Cumhurbaşkanı tarafından Ekonomiden Sorumlu AKP Genel Başkan Başdanışmanlığı görevine getirildi ve iddiaları yeniden gündeme taşıttı…

Öyle eleştiriler var ki şaşarsınız ancak en ağır eleştirilerin tümü darbe girişimi ile ilişkili…

Nedeni 15 Temmuz darbe girişiminin bir numaralı kilit ismi Tümgeneral Mehmet Dili’nin abisi olması…

Bu atama “FETÖ ile mücadele sulandırıldı; artık kimseyi inandıramazsınız…” türden eleştirilerin daha da yoğunlaşmasının nedenidir.

Hatta, “15 Temmuz’un siyasi ayağı mı?” iddiaları dahi yapılmıştı.

Daha vahimi bundan sonraki mahkeme sürecinde; danışman abi hamili kişi yakınımdır derse...

Hani kayınpeder-damat, milletvekili baba-kızı, AKP kontenjanından salıverilen kulüp başkanı aklıma gelince şüphelerimde haksız mıyım diyorum.

Ve her şeye rağmen darbe ile ilgili onca iddia ve dedikoduların AKP’yi rahatsız etmemesi ve Ş. Dili’nin göreve getirilmesi rüşvet ve rant iddialarla ilgili bildiklerinin darbe girişimi iddialarından daha fazla kilit mahiyette önem arz etmesi olmasın?

Anlaşılan, metal yorgunları istifa ettirilen ve tasfiye edilenlerden ibaret değil...

*

METAL YORGUNLUĞU DEDİKLERİ ŞEYİN ÖZETİ

Faruk Çelik…

2002-2007 yıllarında AKP’de Grup Başkan Vekili;

60, 61, 62. Hükümetlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı;

64. hükümette Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yaptı.

Malum metal yorgunluğu!

Son kabine değişikliği sonrası Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevinden alınarak yerine Urfa milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba getirildi.

F. Çelik’ in bakanlık yaptığı dönemde yolsuzlukla ilgili basına konu olmuş tek bir olay yok.

Hukukça açılmış bir dava yok.

Gel gör ki yeni Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı A. E. Fakıbaba çıktı, fatura yolsuzluğu yapan çitçileri kastederek ekranlardan: Eskiden sahte fatura üzerinden yolsuzluk yapanlar vardı. Şimdi var mı? Erkek olan çıksın yapsın da göreyim…” gibi laflar etti.

Resmen itiraf…

Sanırsın muhalefeti eleştiriyor.

Suçladığı kendi İktidar’ı, İktidar’ ının bakanlığı, siyasi birliktelik ve yol arkadaşlığı yaptığı arkadaşı; bu nasıl mantık?

Eski bakan F. Çelik’ in tepkisi gecikmedi:” Sorumlu siyasetçi ne dediğini bilir ya da varsa gereğini yapar…”

Haklı…

Geçtim, hukukun olduğu yerde böyle bir meydan okuma da yok zaten…

Suçlu kimlerse;

Olduğunu söyleyip gereğini yapmayan da hukuka hesap vermeli değil mi?

Özetle:

Metal yorgunluğu dedikleri şey bulaşıcı galiba hukuk da yorgun!

Halâ bir işlem yapılmıyorsa acaba konu ile ilgili kripto olanlar itina ile korunur diğerleri

siyaseten teferruattır; harcanabilir ilkesi mi işletiliyor?