Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Kendi Hikâyeleri de Böyle Başlamıştı


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

“Hafıza-i beşer nisyanla mamuldür.” Dolayısı ile hatırlamayanlara hatırlatayım…

      18 Nisan 1999 milletvekili seçimleri sonrasında Meclis tablosu, DSP, MHP, FP, ANAP ve DYP’den oluşmuş, milletvekilleri sayısı da şöyle sıralanıyordu: DSP 136, MHP 129, FP 111, ANAP 86, DYP 85.

Bir süre sonra FP kapatılınca, bağımsızlığa düşen milletvekilleri Saadet Partisi’ni-SP- kurmuş ve ilk genel kongrelerinde, “Gelenekçi”, ”Yenilikçi” çatışmasında “Gelenekçi” grup kazanarak R. Kutan genel başkan olmuştu.

      AKP’nin kuruluş hikâyesi de bu olayla başlıyor.

A. Gül, B. Arınç ve A. Şener başını çektiği -Yenilikçi- grup SP’si ve ANAP’tan yapılan milletvekili transferleri ile ki, toplamda 58 milletvekili 14 Ağustos 2001’de RTE’nin başkanlığında Adalet ve Kalkınma Partisi’ni -AKP- kurmuştu.

     Özetle, AKP’nin kuruluş hikâyesinde de transferler var; kimse çıkıp, “Siyasi ahlaksızlık!” demedi.

      *

      AKP, 3 Kasım 2002’de yapılan erken seçimde 34,2 ile kazandı ve RTE siyasi yasaklı olduğu için 58. Hükümet A. Gül başkanlığında kuruldu.

A.           Gül daha ilk icraatı(!) CHP ile anlaşarak RTE’nin siyasi yasağını Meclis kararı ile kaldırtmak oldu.

     Akabinde siyasi bir manevra ile Siirt’teki milletvekili seçimleri katakulli ile iptal ettirilip, RTE’nin de aday olduğu yeni milletvekili seçimleri yapılarak RTE’nin önce milletvekili olarak Meclise girmesi;

     Sonrasında A. Gül AKP Genel Başkanlığından istifa ederek RTE’nin AKP Genel Başkan olması ve 59. Hükümetin RTE’nin Başbakanlığı ’nda kurulması sağlandı. Kimse o zamanlar, “Bu siyasi ahlaksızlık!” demedi.

     *

N. Kurtulmuş…

     SP Genel Başkanı’ydı.

     Hatırlarsanız, “AKP İsrail treninin vagonudur!”, “Harun’ken Karun oldular…” diyerek en ağır muhalefeti yaptı döneminde.

     Kaybettiği kongre sonrası SP’si Genel Başkanlığı elinden gidince, SP’den kendisiyle birlikte ayrılanlarla HAS Parti’yi kurdu.

     RTE ile yaptığı pazarlıklar sonrası, milletvekilliği ve AKP Genel Başkan Yardımcılığı karşılığında, HAS Parti’nin kapısına kilit vurma ve kendisine güvenip de ardına düşenleri yarı yolda bırakma pahasına AKP’ye transfer oldu.

Ardına düşenlerin siyaseten hakaretlerine rağmen hiç kimse çıkıp, “ Siyasi ahlaksızlık!” demedi.

     *

S. Soylu DP Genel Başkanı’ydı.

     Hatırlarsanız o da DP Genel Başkanlığı dönemimde:

“ AKP yolsuzluk içine batmış hükümettir!”,

“Paçalarından yolsuzluk akıyor!”,

“Yanlış ekonomi politikaları ile bayramları bile millete zehir ettiler…”,

“AKP İktidar’ı öncesi %6 olan işsizlik bugün %11,3; Başbakan at üstünde durmayı beceremediği gibi ülkeyi yönetmeyi de aynı şekilde beceremedi.” diyerek AKP’ye en ağır muhalefet edenlerdendi…

     Genel başkanı olduğu partisini tabela partisi yapma pahasına, RTE ile yaptığı pazarlıklarla önce AKP’ye transfer oldu sonrasında İçişleri Bakanı yapıldı.

     Akabinde ilk genel seçimlerde liste başından milletvekili seçildi.

Yola birlikte çıktıklarından eleştiriler vardı; küskündüler ancak, “Siyasi ahlaksızlık!” diyen çıkmadı.

    *

T. Türkeş… MHP’de “Genel Başkan Yardımcısı” ve milletvekiliydi.

   AKP’ye, “ Vallahi de billahi de o tırlar Türkmenlere gitmiyordu.” çıkışı meşhurdur.

    Babasının bıraktığı aziz hatırayı, ülkücü ilke ve idealleri, kendine sunulan “Başbakan Yardımcılığı” makamına karşılık tekmeleyerek RTE tarafından AKP’ye transfer edildi.  Her şey söylendi ama: “Siyasi düşük”, “Siyasi ahlaksızlık” demedi.

    *

    Ahmet Davutoğlu…

    Abdullah Gül’ün görev süresi dolmasına bir gün kala, RTE tarafından apar-topar yapılan kongre sonrası AKP’ye “Genel Başkan” olarak atandı!

    Yapılan 2015 milletvekili seçimlerinde çoğunluğu sağlamasa da erken seçimde yüzde 49 oyla başbakan seçildi.

    Yaptığı,” Bir süreliğine başkanlık isteklerini buzdolabına kaldırdık!”  açıklama ile hedefe kondu!

    RTE’nin Saray’da genel kurul delegeleri ile yaptığı toplantıda, delegelere “Kongre” kararı aldırarak imzalarını aldı ve A. Davutoğlu’nu çağırdığı Saray’da, “Şu imzaların gereğini yap.” diyerek istifaya zorladı.

    Eleştiriler vardı ama kimse, “Demokrasilerde böyle şeyler olmaz; bu siyasi ahlaksızlık, çürümüşlük” demedi.

    *

    İçlerinde İstanbul ve Ankara’nın da olduğu yedi büyük ilimizin seçilmiş Büyük Şehir Belediye Başkanlarının durumunu hatırlayın…

    Önce, “Metal yorgunu” ilan edildiler.

    Akabinde istifaları istendi; direnenlerin önüne dosyalar kondu…

    Olmadı, Balıkesir Büyük Şehir Belediye Başkanı’nın da dediği gibi, evine ve ailelerine uzanan tehditlerle istifaya zorlandılar.

    Muhalefetin muhtelif eleştirileri vardı ama asla, “Siyasi çürümüşlük, siyasi ahlaksızlık” kimse demedi.

    *

    Bir ara Abdullah Gül’ü, “Cumhur İttifakı” karşısına, İyi Parti, CHP, SP, DP’nin ortak adayı olarak çıkartma gayretleri vardı.

Gerçi M. Akşener’in kararlı tutumu karşısında akamete uğradı.

Ancak bu süreç sırasında RTE’nin Gen. Kur. Başkanı ve danışmanını, aday olmaması için A. Gül’ün kapısına kadar yollaması ilginçti…

   Demokrasi adına kaygılar ve eleştiriler vardı ancak hiç kimse çıkıp , “Siyasi çürümüşlük, siyasi ahlaksızlık” demedi.

    *

    AKP belediyelerinin, seçim süreçlerinde partilerine araç-gereç ve maddi yardımlar yaptıklarını açıkça gördük ve bu seçimler öncesi de yeni hazırlıklarını da görüyoruz…

Ama bu kadarına da ”Pes!” diyorum.

Geçenlerde, iki devlet bankasının reklamları vardı ekranlarda.

Reklam cümleleri ve görüntüler arasında, yaklaşan erken seçim arifesinde sübliminal mesajlarla resmen AKP ve RTE’nin reklamı yapılıyordu.

Erken seçim öncesi devlet kaynakları kullanılarak, sözde banka reklamı adı altında gösterime sunulan bu durum kimlerin dikkatini çekti bilmiyorum ama izin verenlerin, tek kelime ile devlet kaynaklarını siyasi ikballeri için kullandığını söyleyebilirim.

    Yukardaki saydıklarımız da dâhil muhalefet nezaketlerinden, bu siyasi çürümüşlüktür, siyasi ahlaksızlıktır demedi.

    Özetle:

    En son yaptıkları “Cumhur İttifakı” da bir transfer hikâyesiydi ve hangi çıkarlarda birleştiklerini kamuoyu da biliyor…

Ve dahi altında kendi imzaları olan onca siyasi çürümüşlük örneklerine rağmen çıktılar, CHP’den İyi Parti’ye geçen 15 CHP’li milletvekili için:

Bakıyorum dağıtılan makam, mevki yok;

    Kendilerince temin edilen ya da vaat edilen bireysel çıkarlar yok;

    Tek ortak kaygıları demokrasi olan birlikteliğe, “Siyasi çürümüşlük!”,” Siyasi ahlaksızlık…”, “Cumhuriyet tarihinin yüz karası!” dediler iyi mi?



Bu yazı 1003 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI