Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Israrda Amaç Yeni Algı Filmleri mi?


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

Baştan hemen belirteyim, eleştirdiğim yapılan hizmetler değil hizmetin:

Uzun süreli imtiyaz yani işletme hakkı ile satın alınmasına…

Hazine garantili finans sağlanmasına…

Yine hazine garantili verilecek olmasına…

Zararın ödenmemesi ihtimaline karşılık hazine gelirlerinin ipotek gösterilmesinedir.

Neden böyle dedim, anlatayım:

Şehir Hastahaneleri projesini duymuşsunuzdur.

Toplam 47 hastahane için proje bedeli 125 milyar lira olan, yap-işlet-devret usulü ile yapılan kamu-özel sektör ortaklığıdır.

İnşaat sürecinde önce yandaş taşeron şirket belirlenir;

Yapım aşamasında, devlet garantili devlet bankasından kredi temin edilir.

Hastahane arsası belirlenerek devlet tarafından taşeron firmaya inşaattı yapmak üzere tahsis edilir;

Taşeron firma, yapacağı hastahaneyi, Şehir Hastahanesi ise 25 yıl, Halk Sağlığı Kurumu ise 15 yıllığına devlete kiralar. Yani devlet, yapımında kredi sağladığı, sahibi olduğu arsada kurulan hastahanede kiracıdır;

Ayrıca yıllık hasta yatma garantisi vardır ki, garanti kapsamında belli sayıda yatan hasta olmadığında aradaki fark devlet tarafından karşılanır;

Bu devasa hastahane içinde otel, lokanta, market, çiçekçi, banka, otopark ve kafe ihmal edilmemiştir! İçlerinde eczane bile vardır. Bu anlamda hasta ve hasta yakınlarına müşteri mantığıyla yaklaşılır;

Hastahane içinde, halkın gözünde değişik algı oluşturulmak üzere link araçları ile dolaşılır; Ve dahi, verilen taahhütlerin karşılanabilmesi için gelen hasta Şehir Hastahanelerine yönlendirilmek üzere Şehir Hastahanesi yakınında ne kadar devlet Hastahanesi varsa acil müdahaleler için kasıtlı ya doktor yoktur ya da tomografi cihazı ve MR bozuktur!..

Bu yöntemle yapılan toplam 18 Şehir Hastahanesi hali hazırda faaliyette olup 29’ nun da ihalesi yapılmış olup inşaat halindedir.

Son dört yılda devlet 18 Şehir Hastahanelerine yaklaşık, 2015 yılında 22, 2016 yılında 25,5, 2017 yılında 27, 2018 yılında da % 10artışla 30 milyar lira olmak üzere toplamda 104,5 milyar lira kira ödemiştir.

Dikkat ederseniz özel sektör bu durumda proje bedeli olarak harcayacağı 125 milyar liranın 104,5 milyarını 4 yılda devletten çıkarmış görülüyor. Taşeron firmaca müstecire ihale edilen kısımlardan elde edilen kira gelirleri hariç.

***

Osmangazi Köprüsü…

Bu köprünün yapılışında da aynı yöntem kullanılmıştır, yap-işlet-devret. Proje bedeli 6.312 milyar dolar olup bu bedelin 4.956 milyar doları, içlerinde Halkbank ve Vakıfbank’ın da olduğu 9 bankadan devlet garantisi ile temin edildi.

Geçiş ücreti, bu günkü kurdan köprü ve 12 km’lik otoyol da dâhil olmak üzere otomobiller için 71,75 lira, hafif ticari araçlar için 114,80 lira, 3. Sınıf araçlar için 136,35 lira, 4. Sınıf araçlar için 180,80 liradır.

Geçilmediği takdirde aradaki fark devlet tarafından karşılanmak üzere günlük 40 bin araçtır yani günlük 1,4 milyon gelir garantili olup, bu taahhüt 15 Temmuz 2035 yılına kadar da geçerlidir.

 

Ancak köprü vatandaşa pahalı geldiği için günlük garanti verilen sayıya ulaşılamadığından devletin günlük zararı 4,5 lira olup, dolar bazında 2017 yılındaki zarar KDV hariç 387 milyon 964 bin liradır.

***

Avrasya Tüneli… Proje maliyeti 1.240 milyar dolar olup, bankalardan devlet garantili temin edilen kredi 960 milyon dolardır.

İşletme süresi 25 yıl olup, araç geçiş garantilidir.

Geçiş ücreti, her yıl arttırılmak üzere dolar bazında, KDV dâhil otomobiller için 16.60, minibüsler için 24.90 liradır.

2017 yılı için istatistiklerine göre geçen araç sayısı 10 milyon; fark 15,6 milyon araçtır. Aradaki fark, 70 milyon doları faiz, 30 milyon doları anapara olmak üzere 100 milyon dolar devlet tarafından ödenmiştir. 2018 zararı ise henüz açıklanmış değil.

***

Yavuz Sultan Selim Köprüsü…

Yapım yılları 2014-2016 olup, yine araç geçiş garantisi verilerek ihale edildi. Proje bedeli 3.456 milyar dolardır.

Bu paranın 2.738 milyar doları, devlet garantili yine içlerinde devlet bankası da olan bankalardan sağlandı.

İşletme süresi 10 yıl 2 ay 20 gündür.

Geçiş ücreti ise araçların aks durumuna göre 17.40 lira, 32.30 lira, 82 lira, 102 liradır.

Garanti edilen araç geçiş sayısı da günlük 135 bindir.

Eski dolar kurundan 532 milyon dolar demektir ki, mevcut iki köprünün yıllık gelir bile bu tutarı karşılamamaktadır. Artık zararın büyüklüğünü düşünün…

Geçtim, pahalı olduğu için kamyoncular ve araç sahipleri tarafından tercih edilmedi.

Haliyle verilen garanti araç geçiş sayısına ulaşılamayınca, kamyonlar için zorunlu geçme şartı getirildi. Bu nedenle halk arasında adı Deli Dumrul köprüsüdür!

2017 yılı zararı KDV hariç 1 milyar 613 milyondur.

***

İstanbul Havaalanı… Proje bedeli 22,1 milyar Euro’dur.

Yüklenici firma Limak Holding olup, işletme süresi 25 yıldır.

İhale, yıllık 6,3 milyar Euro gelir garantili olup bu temin edilmediğinde aradaki fark devlet tarafından ödenecektir.

29 Ekim 2018’de açıldığı için henüz zararı, yani farkı tahmin etmek şimdilik zor; aradan bir yıl geçmeden heybedeki turpu görme şansımız da yok!

Ancak şunu söyleyebilirim, işletme, teminat verilen yıllık gelir kapasitesine ulaşılırsa sorun yok da ulaşılmasa devlet garantisi altında olduğundan devlet her yıl 6,3 milyar euro ödemek zorunda. Dikkat ettiyseniz şirket, ihale bedeli olan 22,1 milyar Euro’yu 4 yılda çıkarıyor.

Sorun: Hadi kredi vadeli temin edildiğinden diyelim banka faizleri vs. masraflar, 4 yıl daha ekleyelim, çık 25 yıldan, devlet bu taahhüdünü 17 yıl daha yerine getirecek olması. Çarpın 17 yılı 6,3 milyar euro ile hiçbir ticarette böyle bir kâr yok, baba oğluna vermez ya!

***

Çanakkale Köprüsü…

Yap-işlet-devret usulü ile G. Koreli bir şirkete ihale edildi.

Halâ yapım aşamasında; proje bedeli 3.160 milyar avro olup, bankalardan devlet garantili temin edilen kredi 2.800 milyar Avro.

Çanakkale Köprüsü 3.683 metre uzunluk ve 46,8 km bağlantı yolları ile Cumhuriyetin 100. yılında yani 2023’te hizmete girmesi planlanıyor.

Yüklenici firma 16 yıl, 2 ay, 12 gün süreyle köprüyü işletecek. Araç geçiş garantisi ne, günlük kaç milyon lira kâr garantisi verildi belli değil, 2023 yılında göreceğiz turpun büyüklüğünü!

***

Özetle: Sanıyorlar ki, Türkiye sadece İstanbul’dan ibaret…

YİD kapsamında Şehir Hastahaneleri için yaklaşık 38 milyar dolarlık bir yatırıma 84 milyar dolar hazine garantisi verilmiştir.

YİD kapsamında ihale edilen otoyol, şehir hastahaneleri, köprü, tünel, enerji santrallerinden bu güne kadar devletin garanti kapsamında çektiği cereme ise şimdiden 13 milyar dolardan fazla.

Geçmediğin köprünün, kullanmadığın Marmaray’ın, geçmediğin otoyolun, yatmadığın hastahanenin parası senden-benden milletten çıktı yani…

Madem garanti kapsamındaki taahhütlerimizi ceremesini milyarlarca dolar olarak ödeyebiliyorsak, projeleri yıllara yayarak hiçbir dış krediye ihtiyaç duymadan pek ala devlet imkânları ile gerçekleştirebilirmişiz.

Halâ bu yöntemde ısrar edilmesini anlamıyorum.

Şimdi, emin olun cahile sorsan “hayır” diyeceği, üstelik ekonomik kriz nedeniyle tasarruf tedbirlerinin uygulandığı bu dönemde tahmini proje bedeli 50-55 milyar dolar olan Kanal İstanbul ve 3,5 milyar dolarlı Büyük İstanbul Tüneli projesi var sırada…

Tahminim, yerel seçimler yaklaşıyor ya her seçim öncesi olduğu gibi bu seçim öncesinde de kullanılmaya müsait, “Onlar konuşur AKP yapar…”türünden yeni algı oluşturacak reklam filmlerine ihtiyaç var sanırım!

Banka reklamları altında şimdiden başlatanlar var!

Ha tutmadı, PKK’nın önde gelen elebaşları Cemil Bayık, Duran Kalkan, Murat Karayılan ABD tarafından Türkiye’ye verilirse şaşırmayın.

Bu arada Mümbiç’e harekât da elde bir; anketlere göre pek ala düşünülebilir!



Bu yazı 1725 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI