Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
IMF RAPORU ÜZERİNE


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

Cumhurbaşkanımız her ne kadar, “Geçmiş hükümetlerin düştüğü hataya düşmeyeceğiz…” diyerek IMF’le yeni bir anlaşma yapılmayacağını, “IMF tuzağına düşmeyeceğiz” açıklaması yapsa da Hükümetin çoktandır alttan alta IMF ile anlaştığı…
Hatta IMF’in son ekonomik krizde Türkiye’ye yardım ettiği söylentileri var kulislerde. Kulisleri doğrulayan haber Hollanda’dan geldi.
Hollanda çıkışlı haberde, Hollanda merkezli hatırlı bir yatırım bankası olan ABN Amro, 18 Aralıkta, 2019 yılı öngörülerinin yer aldığı, “Türkiye Görünümü” adlı raporunu yayınladı.
Rapor, mali paketin yapısal düzenlemelerle yeniden revize edilmesiyle/ yapılandırılmasıyla, artı bir potansiyel yaratacağı…
Tüm vergi tabanını kapsayan, şeffaf yeni vergi yeniliklerinin iş dünyasında güven arttıracağını…
Para piyasalarını rahatlatacağı şeklinde.
Bir de:
Her ne kadar psikolojik denilse de ekonomi çevresinde, kriz sürecinde IMF’in Türkiye’ye yardım ettiği algısı, ekonomide yapısal yenileşme ümitlerini artırdı iddiası var.
Raporda ayrıca:
Türkiye’de 2019 yılında makroekonomide geleneksel olarak reel gayri safi yurtiçi hasılanın üççeyrekte -2019’un ilk dokuz ayı- arka arkaya resesyona yani ekonomik anlamda küçülmeye gideceğini de iddia ediyor. -Bu duruma özetle ekonomide durgunluk dönemi diyebiliriz.

- Bu anlamda 2019 yılı büyüme oranı -1,5, 2020’nin ilk çeyreğinde de 2,5 olarak öngörülüyor…
Tek yapmamız yerel seçimler sonrasına kadar beklemek.
Rapor iddia edilenler söylenti mi, doğru mu ancak zaman gösterecek…
***
KESİN VİRÜSTÜR!
Zaman zaman halkın arasına karışarak halkın nabzını yoklayan televizyon muhabirleri var.
Onlarda biri soruyor: “Aya dört şeritli otoban düşünülüyor ne diyorsun?”
Cevap: “Reis isterse yapar.”
“Kaç şeritli olursa iyi olur?”
“Gidiş geliş oldu mu yeter!
Yorum yok.
Sorulan soruyu düşünen, sorunun mantığını sorgulayan yok.
Tıpkı, “Reis ile anamı yakalasam orospuluk anamdadır.” diyen akıl gibi…
Kadın desem değil, artık adını siz koyun; sosyal medyadan paylaşmış: “Reis istesin eşimi ve dört çocuğumu, evimi dağıtır giderim.”
Aynı durum ABD’de…
Tramp’ın medyaya da konu olan davranışlarını, gafları…
Mahkemeye de konu olan seçim manipülasyonları malum…
Sokağın nabzını tutan ABD’li televizyon muhabiri mikrofonu uzattığı, bilinçli tabir edilen bayan seçmene, Tramp’ın, basında da alay konusu olan gaflarını hatırlatarak soruyor, “
Tramp benim seçmenim, ben yoldan geçen masum birini sorgusuz-sualsiz vursam da yine bana oy verir.” diyor, “Siz seçmen olarak oy verir misiniz?”
Cevap: “Veririm…”
Muhabir şaşkın; sormaya devam etse neler çıkacak kim bilir?

Bir kişinin cevabıyla konuyu genellemek şık olmayabilir ancak zihniyeti açık etmesi anlamında önemli…
Ben kesin bir virüstür, Türkiye’ye de dünyayla aynı anda bulaştırıldı; salgın diyorum!
Başka türlü ABD’li bir seçmenin bizim seçmenle aynı dalga boyunda olmasının mümkünü
yok!
***
SİYASETİN HUKUKLA SINAVI
“Hukuk talimatla hareket ediyor.” Diyenleri haklı çıkarıyorlar.
Bu gün ülkemizde olanı, iktidar olma, salt insanımıza hizmet noktasında, “Halka hizmet Hakk’a hizmet” çabası kapsamında değerlendiremeyiz.
Hizmet aşkının(!) yanı sıra…
Gücü kontrol etme, sosyal statü, saygınlık, mali durum vs. bileşenleri ile kendi ve ailevi konumunu değiştirme çabasını ve bunu sürgit devam ettirme isteğini de eklemek gerekir diyorum.
Hukuk bu anlamda, siyasal süreçleri şekillendirmede, siyaset üstü bağlayıcı ve disipline eden bir kontrol aracı olmalıdır.
Hukukun kendi içinde bileşenleri ve etkileştiği unsurlar vardır.
Hukuk devletlerinde siyasilerin gücünü yasalar ve hukuk çerçevesinde kullanmasına eşlik eder.
Hukuk, hukukun tesisinde kullandığı bu unsurların mutlak caydırıcılığı yadsınamaz. Haliyle hukukun tesisinde demokratik gücünü demokratik hukuk kurallar çerçevesinde kullanmada sınır tanımaz, tanımamalıdır.
Bu güç kanunların verdiği yetkinin dışına çıkmadığı ve siyasallaşmadığı sürece sorun yok.
Gördük ki, bu mümkün değil.
Bağımsız, tarafsız tavrı her ne kadar belli bir süreç devam ettirilse de, siyasal erkin dizayn ettiği yapı aynı direnci zamanla gösteremez; göstermedi de… Malum kendini bu makama getirenlere minnet ve sadakat duygusu…
Nitekim nihai süreçte siyasallaşarak, siyasal erkin güdümüne girdiğini gösterdi.
Siyasetin de kendi bileşenleri içinde her bileşenin farklı dinamikleri, farklı etkileşimleri vardır.
Hukukla mesafesini iyi ayarlamalıdır.
Aksi takdirde hukuka, hukukçuya güveni sarsar. Sadece kendine değil ekonomiye de zarar verir.
Toplum huzursuz olur.
Farklı siyasi çıkar peşinde koşanlara…
Ülke üzerinde farklı hesabı olan güçlere hareket alanı açar.
İstikrarsızlık, farklı çıkar ve rüşvet ilişkileri yaratır.
İhanetler ve ihanet işbirlikçileri artar.
Kutuplaşmayla, farklı düşmanlar ya da düşman gruplar tesis edersin.
O nedenle diyoruz ki, hukuku bu kadar pasifize edilir ve siyasallaşırsa sonuçlarına ülke ve millet olarak katlanırız.
Ne olur biraz adalet…
***
BİR HATIRLATMA
Son günlerin gündemlerinden biri de Meclis ’de yaşanan Milli Savunma Bakanımız H. Akar ile CHP’li Ö. Özden arasında yaşanan polemikler…

Son katılan Cumhurbaşkanımız katıldı ve çıktı: “ Kırk yıl TSK’ya şerefle hizmet etmiş birine Meclis çatısı altında hakaret ettiler; böyle bir şey olabilir mi? ”dedi.
Hatırlatayım…
İlker Başbuğ’da bu ülkede TSK’ya şerefle ve hem de H. Akar’dan daha fazla yıl hizmet etmişti.
Ekranlardan, atılmış kartuş lav silahı borusunu gösterip: “Bu borudur; bununla darbe yapılmaz. Bunu silah diye gömenler, belli ki, bunu bilmeyecek kadar cahil.” mealindeki açıklamasını yaptı.
O gün alınanlar(!) emekli olur olmaz iftirayla önce terörle ilişkilendirilip, terör örgütü elebaşı olarak tutuklandı ve iki yıl suçsuz yere hapiste yatırıldı.

Özetle:
Oldu, öyle lafla yarıştırma şeklinde değil bizzat iftirayla, sahte delillerle suçlayıp hapisle cezalandırılarak…



Bu yazı 1583 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI