Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
15 Temmuz’a Nasıl Geldik


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

  AKP’nin iktidara geldiği günden itibaren Fetullah Gülen’ le olan iş birliğini bilmeyen yok.

       O kadar ki, kendi ifadeleri “paralel” yapı kurduracak kadar!

       Hatta yapılan iş birliğinin boyutunu unutanlar için tekrar hatırlatayım:

       2004 yılındaki MGK’da, TSK’nın MİT’le birlikte hazırladığı raporda TSK içindeki cemaat yapılanması, bunun tehlikeli sonuçlar doğurabileceği öngörüsü tüm ayrıntıları ile açıklanmış ve MGK’da bir eylem planı hazırlanması kararı alınarak karar İktidar’a iletilmişti…

       Bundan sonra ne yapıldığını o zamanki Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, “Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Zordur” adlı kitabında açıklıyor:

       “Tavsiye kararı Başbakanlığa bildirildiğinde konuyu Başbakanımıza açtım. Gelen yazıyı dosyasına kaldırmamı söyledi. Karar metni Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmadı ve hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Konudan MGK toplantısına katılan bakanlardan başka kimsenin haberi olmadı. Haberdar olmaları, endişeye meydan verecek ürkütmelerin doğmasına izin verilmedi.

       Bütün toplumsal ve siyasi riski hükümet adına Başbakanımız ve hukuki riski ben üstlendim.”

       TSK ve MİT’in uyarıları yanısıra basın uyardı, muhalefet uyardı, bürokrasi içindeki vatan, bayrak, millet sevdalıları uyardı: “Yargıda, bürokrasi içinde cemaat yapılanması var; tedbir alın…”

       İktidar’ın yaptığı tek şey tehlikeyi haber veren kurum ve şahısları teröristlikle suçlayıp hedefe koymak oldu…

       Ergenekon ve Balyoz ’la TSK’ ya; hukuka, gazetecilere;

       Emekli generallere, eski Gen. Kurmay Başkanı İ. Başbuğ’a, eski Em. Müdürü H. Avcı’ya, savcı Cihaner’e yapılanlar ortada…

       Öyle ki, “terörist”, “Haşhaşi”, “İnlerine gireceğiz…”, “Yaptıklarını yanlarına koymayacağız…” Cümlelerinin uçuştuğu günlerde İktidar FETÖ için, “Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek…” suçlaması da yapmıştı.

      Gel gör ki 16 Ekim 2015 tarihli bir mahkeme kararı cümle yapılan söylemleri yalanlıyor…

      Erzincan’da bir mahalli gazeteci İktidar’dan cesaretle demokrasi nöbetinde erkenden görev alıp bir yazısında FETÖ’ye “terörist” deyince F. Gülen tarafından hakkında 50 bin liralık hakaret davası açılır.

      Kararı aynen alıyorum:

      “Kişinin adı F. Gülen’dir; hakkında terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlaması ile dava açılmış olsa da “FETÖ” kelimesi kişisel haklara saldırıdır…”

      Bu kararı veren hâkim daha sonra İstanbul’a ataması yapılarak ödüllendirilmişti…

      İşte o yapılanlar ve görmezlikten gelmeler, söylem ve uygulamalar arasındaki çelişkiler, samimiyetsizlik anlayana 15 Temmuz’un miladıdır...

                                                                              *

      O görmezden gelmelerin sonucunda on yıl boyunca gelişen süreci de bir daha hatırlayalım…

      Her seçim öncesi cemaatle yapılan milletvekili pazarlıkları, H. Gülerce’nin, “İktidar istenilen kontenjanı vermezse bile bile ayağına sıkar; kendi sandalyesine deviren konumuna düşer!” tehditlerine boyun eğen;

      TSK’ya yapılan operasyonda, “Biz bu davaların savcısıyız!” diyerek kumpasları cemaatle kurgulayıp süreci birlikte idare eden İktidar’dı.

      Ergenekon ve Balyoz Davası’nda yaşanan hukuki skandalları;

       Ortalığa dökülmesine rağmen KPSS ve üniversiteye öğrenci yerleştirme, ALES sınavlarındaki şifrelemeleri 17-25 Aralık skandalına kadar hukuktan kaçıranlar;

       Cemaatin önderliğinde yapılan Türkçe Olimpiyatlarını birlikte organize edenler ve maaile bu organizasyonlara katılanlar;

       Milletvekili listesine girmek için referans olarak Pennsylvania ziyaretlerinde Muhterem Hoca Efendi(!) ile bol bol fotoğraf verenler de bu İktidar mensuplarıydı…

       İnternet üzerinden dijital yolsuzlukları hatırlayın…

       “Mezardakiler dahi kalksa referandumda oy kullanabilse…” Temennisinden ile hareketle:   

       İkamet olmayan dairelere;

       Metruk binalara;

       Ahırlara;

       Olmayan apartmanlara;

       Beş katlı binalara çıkılan sanal katlara;

       Yine beş katlı binayı siteye çeviren sanal düzenlemeyle bu hayali yapılara sanal seçmen yazılırken, muhalif basının adresiyle fotoğraflayıp, “Olmayan binalarda seçmen yazıldı…” “Ey Demokrasi, hukuk Göreve!” feryatlarını görmeyen de yine bu İktidar’dı.

      Geçtim…

      Oyundan şüphelenilen seçmenin, bulunduğu adreste oy kullanmasını engellemek için bir başka il ya da ilçeye uçurulduğunu da bu İktidar zamanında gördük!

      Meclis’te, 15 Temmuz ve FETÖ araştırılsın önerisi yine AKP milletvekillerince ret edildi…

      Ama halâ siyasi ayağı yok!  

      AKP içinde milletvekilleri dahil FETÖ’den dolayı yapılan hiçbir temizlik hareketi olmadığı gibi ne gözaltına alınan ne de tutuklanan var; İktidar pırıl pırıl!

      Olmadığı gibi siciller bozuk olduğu halde beraber ıslandık kontenjanından torpilliler ve onların damatlarının durumu yanında tutuklu gazetecilerin varlığı çağrının samimiyetine gölge düşürüyor…     

           Kendilerine toz kondurmadıkları gibi çıkmış İktidar sözcüsü, “Adalet Yürüyüşü” ne de atıfta bulunarak, açıklamasında: “CHP, parti içinde FETÖ temizliği yapmamıştır…” dedi.

      Tek kelime ile: Yuh!

      İhmalleri ile 15 Temmuz sürecini hazırlayanlar çıkmış “Demokrasi Nöbeti” çağrısı yapıyor: “Unutturmayacağız…”

      Kesinlikle unutturmayın; hatta sonsuza kadar…

      Ama MİT, MGK nöbete çağırdığında demokrasi görevini ihmal ettiğini, ihmalin acil nöbette olan 249 cana mal olduğunu ve dahi ülkenin bekasına mal olacağını da siz unutmayın…

      15 Temmuz’da yaşanan tehlike, verilen şehitler siyasi şov malzemesi değildir…

      Demokrasi ve hukuk adına vahim hatalar yapıldı ve halâ yapılıyor suçlu İktidar’dan başka herkes…

      PKK ile her ortamda savaşan da Fırat Kalkan’ı operasyonu ile Suriye’deki uzantısıyla savaşan şehit ve gazi olan da Mehmetçik…

      Ve hali hazırda bir fiil 15 Temmuz dahil görevde ve nöbette olan da Mehmetçik ama incitilen de Mehmetçik…

      Anma afişlerindeki kullanılan fotoğraflara bakın ne demek istediği anlarsınız...

      Özetle:

      Müsteşarının da dediği gibi, yıllar öncesinde cemaate yapılacak operasyonu engelleyip sümen altı etmek bir yana verdiği tavizlerle daha da şımartanlar 15 Temmuz’un da sorumlusudur.

      Çağrıya gerek duymaksızın resen kendilerine demokrasi nöbeti yazanların;

      Tutuklu koğuşunda nöbette olan gazetecilerin olduğu ülkemde ayrıca davete gerek yok sadece samimi olduğunuza inandırın yeter; nöbet yeri, demokrasi vatan, millet söz konusu iken boş kalmaz…



Bu yazı 1812 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI