Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Ünye Belediye Başkan Adayları…


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

İşin ucu belli oldu,

Bundan böyle belediye başkan adayları artık yerel teşkilatlar tarafından belirlenmeyecek. Ondan da öte;

Başkanlar doğrudan partinin genel merkezine sorumlu olacak. Ya da onun işaret ettiği milletvekiline…

Buna bağlı olarak,

Parti programları, yerel ihtiyaçların gündeme gelmesi belediye başkan adayları tarafından gündeme getirilecek.

Yani,

Tek adam ve bunu kontrol eden genel merkez… Ya yerel teşkilatlar? Onlar dostlar alışverişte görsünler kabilinden… Prosedür yerine gelsin, gerisi önemli değil.

Burada bazılarımız haksızlık etme, AKP haricindekiler parlamenter sistemi savunuyorlar, bu vesile ile geçmişte olduğu gibi(çoğunlukla) yerel teşkilatlar dikkate alınır. Diyeceksiniz.

Ünye’yi bir an bırakıp İstanbul’da CHP adayı İmamoğlu ile alakalı bir haberin başlığını yazıp geçelim. Haberde diyor ki “İmamoğlu Ankara’da genel başkan Kılıçdaroğlu ile görüşerek İstanbul ile alakalı projelerini anlattı.”

Elbette CHP’nin İstanbul ile alakalı düşüncelerini Kılıçdaroğlu zaman-zaman basına açıklıyor. Ama “o an ki dillendirmelerden” öte bir şey değil.

Ünye’ye dönecek olursak,

İşin tuhaf tarafı AKP’yi anladık. Zaten kurulduklarından beri teşkilat değillerdi. Bu zamana kadar taşra memurları gibi çalıştılar. Büyük ihtimal bundan sonra da böyle olacak. Bu arada bu arkadaşlara haksızlık da etmeyelim. Mayaları böyle, sistemleri bunun üzerine kurulu. Yapacakları bir şey yok. Kim yetkisiz masada oturmak ister ki?

Dolayısıyla başkan aday adayları biliyorlar ki hükmü yukarısı verecek, yerel teşkilat falan hak getire… İki yere yaslanarak aday olmanın peşindeler. Birincisi Büyükşehir belediye başkan adayları Hilmi Güler ve genel merkez. Adayların mutlaka genel merkezde bir “ağa babaları” var. Gün geçmiyor ki ortalıkta laflar havada uçuşmasın.

Daha üç gün önce bir laf “ Ankara ağamız filanca, falancadan başkasını kabul etmem” demiş. Biz garip-guraba takımı da “vay canına” deyip üç gün kendimizi oyaladık.

Adaylarına gelince;

Yahu ne diyeyim? Medeni cesaretlerinden dolayı tebrik ederim. Rahmetli Ulu Dedem bana iki öğüt vermişti.

Hiç unutamam. Birincisi “kahvede yerini iyi bil, yoksa haftada bir don eskitirsin.” İkincisi ise “kendini çok pazarlama, tapon kalırsın.” Bir üçüncüsünü de ben söyleyeyim, belki kızancıklarıma miras kalır “bu millet saf ayağına çok iyi yatar, ama kimin ne mal olduğunu gayet iyi bilir.” Onun için iyi hesap yapmak lazım. Yoksa adama “kih-kih” gülerler.

Bence aday çoktan belli de… Günü-saati bekleniyor. Aday ya da formatı daha üç-beş ay öncesinden belli oldu. Bu aday adayları içerisinden de olabilir mi? Formatı tutuyorsa neden olmasın. Ama bana uzak ihtimal gibi gözüküyor. Öbürleri ise “alt solistler.” Zaten kendileri de biliyorlar. Hani beş isteyeyim ama bire de fit olurum kabilinden.

Bir şey daha söyleyip her zamanki gibi tarihe not düşmüş olalım. “Ünye’ye başkan seçilmiyor ki?” Ya ne?

Onu da siz bulun. Bir ipucu size… Üç –beş ay önce tatile gönderilenin başkan mı seçildiğini zannediyordunuz?

Ben asıl muhalefete şaşıyorum. Bu arada MHP’yi muhalefetten saymadığım için ona değinmeyeceğim. Hadi yine bir şeyler söyleyeyim. MHP Ünye’de AKP’ye rağmen seçimi nasıl kazanacak? Bunu kendileri de biliyorlar. İki hesapları var bence. Birincisi AKP Ünye’yi bize bırakırsa... İkincisi ise beş olmazsa bir de yeter hikâyesi… Bir üçüncüsü de olabilir. AKP’den kaçanlar bize gelir hikâyesi. O da yukarının talimatıdır.

Muhalefet demiştik, yani CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi.

Ama burada esas sözü CHP ve İyi Parti’ye söylemek isterim. Saadet Partisi’ni esamiye almadığımdan değil.

Belli görüş ve çalışma prensipleri var. O minval üzerine gidiyorlar.

CHP ve İyi Parti’ye dönelim. AKP’nin ve MHP’nin aday adayları gani olduğu halde, bu iki partide tık yok.

Neden?

Muhtemel ki kazanamayacağımız yere neden yatırım yapalım? Hesabı olsa gerek.

O zaman şu soruyu sormak bize vacip oldu. Siz parti değil misiniz? Neden kuruldunuz? Ticaret şirketi misiniz ki kar edemeyeceğiniz bir şeye yatırım yapmıyorsunuz?

Kazanma ihtimaliniz olacak ya da adayların bir yerlere sıçrama tahtası olma ihtimali olacak… Bu şekilde adaylara masrafları karşılatacaksınız. Yönetim de adaylar üzerinden nemalanacak. Sonra bir şekilde kokular ortaya saçıldığında “vay namussuz biz dürüst zannetmiştik.” Diyeceksiniz. Buna da particilik diyeceksiniz, dürüstlükte mangalda kül bırakmayacaksınız.

Ya sonra… Ya sonra (diyelim ki) seçtirdiğiniz haddini aşmışsa “Tekmeledik namussuzu” deyip hiç yüzünüz kızarmadan başka bir adayla biz “avanakların” karşısına dikileceksiniz.

Bu kafa ile siz kazansanız ne olacak ki… Örneğini daha üç ay önce yaşamadık mı? Bildiklerimiz ve asıl olan varken neden çakmalarını seçelim ki?



Bu yazı 1303 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI