Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Sanatçı Müsveddesi!


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Benim bir Ulu Meşem var. Bazen soğuk, sıcak, gece, gündüz demez “gurguluk” gibi altına sığınır, düşünür, fikirleşirim.

Derim ki kendi kendime;

Şu karşı tepede yatan rahmetli Şeyh Yunus acep Acem illerinde yaşasa idi, Yunus olur-muydu?

Ya da ona bu denli kıymet verilir-miydi?

Veya bazen şöyle de düşünüyorum;

Pir Sultan Abdal Acem illerinde ömrünü geçirseydi boynu vurulur muydu?

Bazen de derim ki “sanatçı olmak nasıl bir şey?” Az buçuk bu “illete” bulaşmama rağmen…

Azerilerin Milli Şairi ve dolayısıyla Türk Dünyasının önemli şairlerinden rahmetli Bahtiyar  Vahapzade’nin (-ki kendisi ile tanışma şerefini on dakika ile kaçırdım) bir tv söyleşisinde “falanca şair ile her ne kadar fikirlerimiz tamamen zıt olsa bile; o çok iyi bir şairdi ve onunla çok iyi dost idik.”

Demişti. Bu sözü duyduğumda Necip Fazıl ile Nazım Hikmet geldi aklıma. Kan davalık olmak kimin/kimlerin işlerine yaradı?

Her iki taraf da karşıtını adam yerine koymadığı gibi hain ilan etti.

Geçen gün Face’de duvar yazısı olarak şöyle bir şey yazmıştım.” İstiklal Şairimizi defnederken layık olduğu değeri esirgeyen zamanın yönetimine bu ayıp yeter.”

Düşününüz ki,

Kendini kalemiyle, duygu yoğunluğu ile ispatlamış, İstiklal Marşımızı yazmış, bu milletin

tarihinde kilometre taşı olmuş bir sanatkârı sırf kendi ideolojileriyle ters düştü diye; görmezden gelip itibarsızlaştırmanın derdine düştüler.

Milletin İstiklal şiirini yazmış şairine zerre kıymet vermezsen… Sen acaba hangi milletin atasısın?

Diye sormazlar mı? Kılıçlarının hükmettiği devirlerde sordurtmadılar.

Ya devran bitince? Beteri oldu. Zannettiler ki hüküm baki kalacak.

Gerçi bu sadece bizde değil... Bilebildiğimiz bütün tarih boyunca böyle olmuştur.

Olmuştur… Olmasına da kılıçları kesenler yine bildiklerini okumuşlar/okuyorlar, ders almıyorlar. Tabi elinde sadece kılıç olanlar için bu sözlerim. Adaletin hizmetindekiler hariç.

Liderlik ile emeni ele geçirmek arasındaki ince çizgiyi tayin edebilmek her babayiğidin karı değil elbette. Acem halıları üzerinde kâinata hükmettiğini sanmakla… Yarısı pürçeklenmiş yolluk üzerinde “âlemlerin kralını” hiçe saymayı denk tutabilir miyiz?

Hani üstat Romen Diyojen demiş ya… “Gölge etme başka ihsan istemem.”

Acaba kim kimi itibarsızlaştırdı? Ya da kim kimin üzerinden itibar kazanacaktı?

Sanatkârın sanatkâr olabilmesi için odda yanması vacip değil midir? Onun yüreğini dağlayan ateş olmasa, o ateşte yanmasa eserlerini bu denli güçlü verebilir mi?

Ayrıca,

Hangi irade, hangi siyasi güç, sanatkârı yakan ateşe ayar verebilir, rengini tayin edebilir ki?

Akif’in yüreğini vatan, din, millet aşkı ile dağlayan ateşi acaba o siyasiler mi harladılar?

Ya da,

Bu denli güçlü duyguları olan sanatkârları hangi “hükmü cümrü kadar” olanlar dizginleyebilir, ayar çekebilirler?

Bir yazımda “lider, milletinin geleceğini kendisi üzerinden tahakküm altına alınmasına izin vermez.” Demiştim.

Nitekim geldiğimiz nokta ayan, beyan “şimdi sıra bizde” ye gelmedi mi?

Gerçi kabahat sırası gelenlerde değil. Kabahat ortamı hazırlayanlarda… Bizde bununla alakalı

nice atasözleri var.

Mesela, “ne ekersen onu biçersin.”

Bu ülke toprakları kafa yapısına göre insan tasnif etmedi mi? Hüküm vermedi mi? Düşman yaratmadı mı?

Ama öbür taraftan sırası gelenler şunları da bilmezler mi?

Bu vatan, milleti tasnif edenlere yar oldu mu? Bu zihniyetle, öfkeyle, garezle zannediyorlar mı ki biz ilelebet payidar olacağız.

Bu zamana kadar kim payidar olmuş ki… Siz olacaksınız.

Neticede,

Hükmü biten sanatkâr olmaz… Her sanatkârın her devirde toplumda bir karşılığı olmuştur/olacaktır.

Ya sizin? Bugün varsınız… Yarın yoksunuz.

Not: Dilerim 2019 yılında huzurlu oluruz.



Bu yazı 1309 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI