Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Kale İki Kere Talan Edilir…


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Sovyetler dağılmadan… Yani 1989 yılında sınır kapıları açılınca Sovyet Vatandaşları ellerine ne geçirdilerse ülkemize getirip sudan ucuz sattılar. Üç beş yıl satmakla da bitiremediler.

90’ yılında daha Sovyetler yıkılmadan Gürcistan üzerinden Azerbaycan’a gittiğimde mağazalar bomboştu.

Fabrikalar ise çalışmıyordu.

“Allah-Allah dedim kendi kendime… Bu kadar satacak malı nereden buluyorlar?”

Nitekim bir yıl sonra Sovyetler yıkıldığında, Azerbaycan’a yeniden gittiğimde yeni rejim mensuplarının eskisinden beter talan içerisinde oldukların gördüm.

Haklılardı,

Bir davaya baş koymuşlardı ve kazanmışlardı. Karşılığını almalıydılar.

Nitekim Rusya Federasyonunu Putin gelene kadar oligarklar yönetti. Sovyetleri yıkarken talan ettiler.

Federasyon kurulurken de talan ve zenginlik oligarklar eliyle oldu.

Bu kural Dünya tarihi kurulduğundan beri vardır. Kaleyi koruyanlar yenilecekleri anlayınca talan ederek kaçarlardı. Fethedenler de talan ederek davaya baş koymanın bedelini tahsil ederlerdi.

Sonuçta olan halka olur. Halk arasında bu tür vakalar için güzel bir-iki tabir vardır. Sayfada yer kalırsa yazarım.

…………………………….

İki futbol takımı sahaya çıkar. Birisi amatör ligdedir. Diğeri ise süper ligin şampiyonudur. Maç sonunda

amatör takım süper lig şampiyonuna beş çekmiştir. Hemen şunu deriz “Helal olsun Amatörspor’a cengâverce oynadılar.” Hiç düşünmeyiz ki arka planda kırk tane neden, kırk tane hesap vardır.

Bu da nereden çıktı demeyin… Muhalefet olmadan seçim kazanılmaz… Ya da rakip olmadan kazanç olmaz. Bilesiniz.

…………………………….

Dedik ki,

Putin’e kadar Rusya’yı oligarklar yönetti. Putin geldi. Kimini infaz etti, kimini de mahpuslarda çürüttü. İki bin yılından, daha doğrusu AKP iktidarından önce ülkemizde bankalar talanı vardı. Müsebbiplerine ne oldu acaba? Yoksa eski sermaye gitti yeni sermaye mi geldi?

…………………………….

Adam belediye başkanı seçilir. Başkan “ben falanca yerin tedrisatından geçtim. Biz de hilaf olmaz.” Der.

Adamın referans kaynağı, kefili orasıdır.

İyi, güzel… Olmasına iyi, güzel de,

Ama zevahirin böyle demedi/demiyor. O falanca yer, yani tedrisatçında demiyor ki “yuh olsun sana… Kabak çıktın. Yıkıl karşımızdan.” Tam tersi hoca efendinin dizi dibinde poz vermeler, baş okşamalar cabası.

Sonra,

İş tutmalar… Ki ne tutma. Pervazsızlık, patavatsızlık, acemilik ne ararsan var. Yahu her şeyin de bir şanı var. Bari ona uyaydınız.

Sonra üstelik…

İş tutulan kişilere bakıyoruz… Sümüğünüzü atmazsınız. Yahu aptal-mısınız? Bu adamları yim paraya satın alabilecekken neden çuval işi yeşillikleri verdiniz? Diyecek olsak aptallık etmiş oluruz. Muhtemel ki en iyi ayakçılar

ya da aracılar onlardı. Belki de geçmişte yapılmış bazı hizmetlerin bedeli ödendi. Yoksa çekeri belli kişilere bu denli baha biçecek kadar aptal olmanız mümkün değil.

………………………………

Buradan (emanetçi) yeni belediye yönetimine bir çift sözüm/nasihatim var. Orada kırk yıl da kalsanız da gideceğiniz yer yine şehrimizin sokaklarıdır. Yani yeniden aramıza karışacaksınız.

Birilerinin talanını bizim üzerimizden kapatmaya çalışmayın. Yeni icatlar çıkarıp vur abalıya demeyin. Üç gün önce kanun olmayanı üç gün sonra hüküm etmeyin.

Bu millet aptal değil, her şeyi görüyor. Ümüğünü sıkıp çaresiz kılmayın. Ahlarını almayın. Kişilikleriniz ve aidiyetiniz sorgulandığında verecek cevap bulamazsınız. Adil olun, adalet kılın.

Dedim ya… “Dün kanun olmayanı bugün hüküm kılmayın.”

Bence deymez… Vallahi deymez… Deydirenleri görüyoruz.



Bu yazı 1236 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI