Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Hilmi Güler mi? Yoksa İdris Naim Şahin mi?


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Bilen bilir… Elbette hayat felsefem ve siyasi duruşlarım var. Ama uğrunda “öldüğüm ne siyasi parti… Hele-hele ne de liderim vardır.

Dolayısıyla üyesi olmadığım sürece bir partinin ne neferliğini ne de düşmanlığını yaparım.

Ondandır ki; Bir yerde yosun tutamadık bir türlü. Bu da benim başlangıç latifem olsun.

Gelelim sadede;

Bundan aylarca evvel Sn. Hilmi Güler’in AKP adaylığı açıklandı. Geçen hafta da Sn. İdris Naim Şahin’in adaylığı (nihayet) gerçekleşti.

Nihayet diyorum… Çünkü olduydu, olmadıydı, o parti idi, bu parti idi derken Saadet Parti’sinde karar kıldı. Saadet’te hoş geldin, sefalar getirdin dedi.

Bundan yıllarca önce ANAP İlçe başkanı rahmetli Cemil Yürür’e “abi Çaybaşı Belediye Başkanlığı adaylığına talibim”. Demiştim de rahmetli “var git işine, rahatlık mı soktu.” Demişti. Ondan ötesini de söylemişti de burada fazlasına gerek yok.

Ben Sn. Güler’in adaylığını duyduğumda “rahatlık mı soktu acaba?” Deyiverdim. Dostlar “öyle deme, belki de birileri iş sana kadar düştü, yürü vazife başına demişlerdir. Kim bilir?” Deyip, kulağımı çekiverdiler.

Bana şu soruyu da sorabilirsiniz haklı olarak… “Sn. Güler genelde Ordulu, özelde Ünyeli değil mi? İstediği zaman gelir de gider de.

Evet, yollar açık, kimseye dur geçme denmeyeceği gibi, Ünyeli olduğu da inkâr edilemez.

Ama…

Nüfus kâğıdında Ünyeli olmak başka bir şey, ruhen Ünyeli olmak başka bir şey... İşte o tartışılır. Buna itiraz edenlere yine genelde Ordu, özelde de Ünye ile alakalı faaliyet raporlarına bakın derim.

Hani derler ya… “İş kişinin aynasıdır lafa bakılmaz.”

Lakin… Öyle veya böyle Sn Güler’in kabiliyetsiz olduğunu iddia etmek haddi aşmak ve saygısızlıktır. “İsterse” Ordu ona az gelir. Fakat bu yaştan sonra kahır ne kadar çekilir? Ya da “hatır-emir” nereye kadardır? İşte o muamma. Bundan birkaç ay evvel bir emekli arkadaşım “Yakup devletten teşvik alıp organik tavukçuluk yapacağım” demişti de… Ben de “sen teşvikin mi yoksa tavukların mı peşindesin? Yoksa oynamaya yer mi arıyorsun? Ona göre karar ver. Eğer tavukların peşinde isen, tavukçuluk Grand tuvalet aheste, aheste devletin dairesine gitmeye benzemez.”

Demiştim.

Bu da benim ufak bir anımdı… Araya sıkıştırıverdim.

Sn. İdris Naim Şahin’e gelince;

Sayın Şahin bizim için Sn Güler’den daha muammalı… Zira hayatının büyük bir kısmı Cumhurbaşkanı ile kader birliği yaparak geçirmiş. Vaktiyle AKP’nin elit kadroları içinde yerini almış, partinin önemli mevkilerinde bulunmuş ve İçişleri Bakanlığına kadar yükselmiş bir Ünyeli.

Ani kararla, çok da (yeni edebiyat deyimle) “etik” olmayan bir şekilde görevinden alınmış ve akabinde partisinden istifa etmiş bir siyasetçi. Yani kaderi bol bir yaşam sürmüş.

Ben AKP yönetiminde olduğu sıralarda Ordu’ya Ankara’dan kotardığı hizmetleri birinci derece önemli bulmuyorum. Ankara’nın haznesinde olan yatırım kalemini Ordu’ya kotarmak veya gelenleri ısrarla takip etmek tabii ki kayda değer.

Ama bana göre AKP kurulmadan ya da parti içindeki makamı yükselmeden Ordu’ya olan alakası çok daha önemli. Burada kim daha önde, onu da vatandaş daha iyi tartar. Sn. Şahin’in güvendiği noktalardan biri de “ahde vefa” olsa gerek.

Sayın Şahin’in illa adaylık kabilinden o parti olmadı bu parti bari olsun görüntüsü, son yılların en ilginç adaylık sürecini yaşaması, birtakım soru işaretlerini aklımıza getiriyor. Daha doğrusu dostlar arasında ihtimaller hesabı yapmamıza vesile oluyor. Biliyoruz ki dostlar arasındaki sohbet her zaman dostlar arasında kalır. Avaralık zamanımızın dedikodusu diyelim, geçelim.

Fakat şu bir gerçek ki; Sayın Şahin, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığını aşk edinmişe benzer. Ordu’nun onun sayesinde taşıma suyla Büyükşehir olduğunu da unutmayalım.

Aşk güzel bir şeydir, insanı motive eder. Benim rahmetli Ulu Büyük Dedem kafası kıyakken “aşk yatağa girene kadardır” derdi. Ben onun yalancısıyım. İşin bu tarafını da unutmamak lazım...

Lakin… Sn. Şahin’in hayattan dersler çıkaracak kadar da hayatı iyi okuduğunu duydum.

Umarım öyledir. Ağalıkla başkanlığın aynı koltukta taşınmayacağını ona yılların öğrettiğine kaniyim. Ulu Büyük Dedemi hatırlamışken, onun bir sözü ile bitirelim satırlarımızı isterseniz. “ Kartallar yüksekten uçar, ama rızkını hep yerde arar ve yerdekine mahkûmdur.”

Haa… Bu arada,

Birtakım aslı astarı olmayan suçlamalara maruz kalacağını bile, bile ve “gemi azıya almış güce” rağmen er meydanına çıkmak her babayiğidin karı da değildir. Bu yönü ile Sn. Şahin’e saygı duymak boynumuzun borcudur.



Bu yazı 1139 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI