Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Başkan Hilmi Güler’in Hayvan Barınağı


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Olmadı bu iş… Olmadı. Bu kadar da eziyet olmaz ki…

Öyle… Bir elin parmaklarından fazla büyük-büyük şirketlerin yönetim kurullarında boy gösterip, o şirketten bu şirkete kadillakla gideceksin…

Üstelik memleketin enerji musluğunun bilmem kaç sene başında nöbette bulunacaksın… Ve sonra da (emir demiri keser hesabı) gelip nüfusu milyonu bile bulamamış (büyükçe) bir şehre ağabeyliğe tenzil-i rütbe edeceksin.

Olacak iş değildi tabii… Ne yaparsınız? Dedik ya… Emir demiri kesti.

Vaktiyle,

Heves bu ya, 90’lı yıllarda Çaybaşı’na belediye başkan adayı olmak istedim. ( O zamanlar Çaybaşı Ünye’den sorulurdu) Rahmetli Cemil Yürür’ün yanına gittim.

-Abi münasip görürseniz Çaybaşı’na aday olmak istiyorum.

-Rahmetli; Senden iyisini mi bulacağız? Ama sana bir sorum var. Aday yapılıp

yapılmayacağına bu cevabından sonra karar vereceğim. Her akşam Çaybaşı Kaymakamı ile pişti oynamaktan bıkmayacak-mısın? Öğrendim ki Kaymakam pişti bilmiyormuş. Yırttık paçayı.

Bazen medet diye gönderilenlerin aslında öyle olmadıklarını bir kendileri bilir, bir de kendilerini buralara iteleyenler.

Ne nedir, ne değildir… Müneccim değiliz. Ama bildiğimiz bir şey var ki… Yazar üstadımızın yanıp yakındığı gibi “abi” olmak gibi bir niyetinin olmadığıdır.

Öyle abilik kolay mı? Bir kere ayak oyunlarını çok iyi bileceksin. Sonra istihbaratın saat gibi

çalışacak. Her hafta yemlediklerinizle memleketinizin ahvallerini konuşup boy, boy yakışıklı fotoğraflar çektireceksiniz. Ama asıl paylaştıklarınız sizinle mezara kadar gidecek.

Sonra,

Hadi Ünye, Fatsa olsa ne ala… Yol üzerinde. Bu işin Akkuş’u var, Gölköy’ü, Aybastı’sı var.

Dahası… Ayağı çarıklısı, makosenlisi var… Karı, çamuru var. Hinlisi, hınzırı, alttan güreşeni var. Yazı, kışı, gecesi, gündüzü var. Ankara’da ayağı asfalt görmemiş birine bu reva görülür mü?

Bir de üstelik sayın valimiz piştiden hoşlanıyor mu bakalım. Bu yaştan sonra da uzun geceler çekilmez ki. Ha deyip eski mekânlara gitmeye on üçün onda biri kadar uçağı da yok ki…

Akıl karı mı? Ay sonu üç kuruşluk hazine iaşesine değer mi? Ne yaparsın, hatır büyük yerden.

Ama yine de vaziyeti idare ediyordu. Ta ki birileri çıkıp “abi” olduğunu hatırlatana kadar. Bir de Allah yağmur afetini eniklerin başına yağdırmasaydı.

Galiba asıl sorun Sayın başkanı abi yapamayanlarda. Gitti canım(haftalık) kare, kare memleket kurtarma pozları.

Hazır başkanı sayfamızda esir etmişken;

Hürmetli Başkan… Neyin hesabını soracaksın. Bilmem kaç on-yüz-bin- hayvanın vebalini ödemek o kadar kolay mı? Videolardan hamaset yapacağına “Sayın halkımız önce hayvanlardan sonra sizden özür diliyorum. Müsebbiplerini bu sabah itibarı ile görevden aldım. Üç gün içerisinde de hayvanlarımızın yeni barınakları bitmiş olacak.” Bitti, gitti.

Vallahi, önce zehirlediğiniz Rahmetli Kurt’umun sonra da yağmur altında sabaha kadar titreşen gariplerin bedduası bir gün sizi bulur. Sizi Cuma tövbeleri bile kurtaramaz. Benden söylemesi.

………………

Teşekkürler Başkan Yard. Orhan Gürel Orhan Gürel ile Sn Başkan Güler’in ne alakası var? Hiçbir alakası yok. Bu tamamen başka bir konu... Geçen gün onunla sohbetimizde laf döndü dolaştı, cenaze günü cenaze sahiplerine belediyenin yemek getirmesine geldi.

Kendisi “artık belediyenin bu tür işleri bıraktığını, çünkü bunun bizi biz yapan kültürümüzün vazgeçilmez geleneklerimizden biri olduğu; bunun da halkımız tarafından yaşatılması gerektiğini” söyledi. “Eğer belediye olarak biz bu işe el atarsak bu geleneğimizi de yok etmiş oluruz.”

Bu konuda Sn. Gürel yerden göğe kadar çok haklı… Nice geleneklerimiz var ki; İlgili kurumlar tarafından (ama bilerek veya bilmeyerek) yok edildi.

Hey gidi günler,

Ne idi o… Bir ucu şarkta… Bir ucu garpta yemek masaları… Yenilmeyenlerin, israfın, şatafatların görkemi… Mübarek sanki Lale devri idi…

Bilmem kaç bin dolarlık vaazcılar, toplu namazlar, dağıtılan seccadeler.

Belediyecilik, particilik bu idi işte… Her kula nasip olmaz.

Büyük şehir başkanı Güler’e çamura batan hayvan barınağının… Meslektaşım Ünye Beld.Başk.Yard. Orhan Gürel’e de cenaze adabının hesabını vermek düştü.

Neylersin kader… Kimilerine develeri hamutları ile yutmak… Kimilerine de yutulan develerin hacetlerini temizlemek düşer.



Bu yazı 914 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI