Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Asıl Suçlular Kimler?


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Hani derler ya,

“Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.” Ya da aksilik yapan bir çocuk için “anası, babası terbiye etmemiş ki.” Denir.

Bugünkü dünyamızda bu sözlerin ne kadar hükmü var? Tartışılır.

Lakin…

Altının değeri yiter mi? Bir köşede unutulması ne ifade eder?

Elbette,

Sosyal yaşamımızda toplumu düzenleyen öz sözlerden biri olmasına rağmen… Ne var ki siyasette bunun pek hükmü yok. Hele bugünlerde!

Bir zamanlar derlerdi ki,

Filanca ağamız Ankara’dan geliyor. Onu Akçay mevkiinde karşılayacağız. Hem de onlarca araba ile. Bir de gaz verirlerdi “Öyle bir konvoy yapalım ki ağamızın şanına, partimizin namına layık olsun.”

Milletvekili- ki adı üzerinde vekil- milletin aslını maraba yapmışsa; bu beyinle kıçın yer değiştirmesinden de kötüdür. Çok şükür bu adet vazgeçildi… Geçilmesine de… Başka adetler zuhur

etti. Ağalar da zamana göre taktik değiştiriyorlar elbet.

Sadede gelelim,

Malum olduğu üzere parti yapılanmalarını biliyoruz. Genel merkez, il yönetimi ve ilçe yönetimleri. İlçe yönetimlerinin şu anda ortalama yirmi beş üyeleri var. Bunu bir kenara koyalım.

Belediye meclisi de (iktidarı-muhalefetiyle) bir o kadar.

Bunların hepsi ne yapıyorlar? Diye sormayacağım. Haklarını yemeyelim. Bunların belli sayıdan sonrakileri dolgudur. Kontenjan dolsun kabilinden. Dolayısıyla yönetimden ve meclis üyelerinin ondan

sonrasını pikniğe gönderirsek hata etmiş olmayız. Geride onar kişiden yirmi kişi kalır.

Bunların çoğu da uyanık kişilerdir. İşte esas mesele buradadır. Uyanıklardır... Uyanık olmasına

da seçme insanlardır. Yani hesaplı kitaplı kişilerdir. Kısaca hesaba göre hareket ederler. İşte o hesabı

kim/kimler yapar? O kadarını söyleyelim… Her zaman ağaların hükmü geçer.

Muhalefet partileri de bundan farklı değildir. Bir tarihler bir partinin meclis üyesi listesini

görmüştüm. Arkadaşıma “tam da müteahhit kadrosu olmuş.” Demiştim.

Neyse… Laf nereden nereye döndü, dolaştı. Ben aslında daha ciddi konulardan bahsedecektim.

Prof. İlber Ortaylı’yı hepimiz tanırız, biliriz. Onun güzel bir sözü vardır. Der ki “ demokrasiler bir

anlamda gelenek demektir.”

Elbette Ortaylı üstadımızın eline su bile dökemem.

Fakat…

Sayfa da benim… Söylemek zorundayım. “ Hiçbir ideoloji insanı ahlaklı yapmaz. Buna ideolojileştirilmiş dinler de dâhildir.” Buna ilaveten şunu da söylemek durumundayım. “ Toplumlar

kendi değerlerini kendileri yaratırlar. Hiçbir ideolojinin bunda hükmü yoktur.”

Ağanın onaylayıp seçin dediğine bir de seçim masrafını küllen adaya yüklediğinizde;

seçildiğinde ne yapacaktı ki? İş baştan kokutulmuş olmuyor mu? Belki de istenilen odur. Ağaya göre

maraba ile sazendeleri…

Kısaca,

Şucu veya bucu… Şu partili veya bu partili… Özelde Ünye olarak (konumuz gereği) siyasal

geleneklerimiz olmalı. Hangi partiden olursa olsun adaylar bu kriterlere göre seçilmeli. Ama bunun

için güçlü kamuoyu ve güçlü yönetimler gerekli.

Yoksa…

Gördüğümüz gibi… Atını alan İstanbul’a gider. Arkasına bile bakmaz. Giden gitti… Kalanlar da

suçu gidene yıktı. Ünye gül suyu ile yıkandı değil mi şimdi?

Şimdi soruyorum… Biz Ünyeli olarak kimin yakasına yapışalım. Bize özrü kim/kimler borçlu?

Allah’ınızı severseniz bunların kefili, sorumlusu kimlerdi? Bu bir değil, iki değil,üç değil… Otuz

küsur yıldır hep aynı şeyleri yaşıyoruz.

Galiba gerçekten avanağız!



Bu yazı 1186 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI