Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Acele Abiler Aranıyor


Yakup HALICI Bugün Pazartesi
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

          
               Ömr-hayatım boyunca abilerle başım hoş olmadı.
               Bunun nedenini Ulu Meşemin dibinde düşünmedim değil.  Zaman zaman da olsa kendime abi/abiler bulmak çabası içerisinde olmadım da değil hani… Lakin hiç birine yar olamadım. Onlarda bana…
               Vaktiyle,
               Zamanın abisini  “Ağamızı Akçay mevkiisinde tantana ile karşılayacağız haydi…Dediklerinde o önce “teşkilata gelip ne yapıp ne ettiğinin hesabını vesin” demek gafletinde bulunduğumda… Kendimi teşkilat içerisinde “dış kapının mandalı” bile diğil olduğumu anladığımda; benim için artık çok geç olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
                Ama onu yirmi yıla yakın abilikten de öte sırtlarında gezdirenlerin  milletvekilliği adayı  yapılmadığında; partinin yöresine uğramadığı gibi, üzerine kayıtlı telefonunu da  götürdüğünü  gördüklerinde, yüzlerindeki  ifadeyi görmek  bana bir hayli keyif vermişti. Hatta, bu keyfe yüz ifadelerim de yetmemiş başka uzuvlarımı da devreye sokmuştum.
                Haliyle… Memleketimin aynı anda bir abisi olmadı elbette… Birden fazla abi ya da abilik iddiasında olanlar oldu. Hepsinin ayrı ayrı yöntemleri vardı. Kimisi okşayarak yapardı bu işi… Bazıları ise, işine gelmediğinde merkezden “ destur, haddinizi bilin” derdi. Onunlada yetinmez, iyi gününde değilse “yedim lan sizi” bile derdi. Yerdi de…Marabalarını ufak uşak gibi ağlatırdı.
               Bir de… Birbirleri ile yalandan peşrev çekerler avanelerini kızıştırırlardı. Ağaya sahip çıkmak marabalığın birinci şartı değilde ne ya! 
                Bir yandan kendime  abi ararken,diğer yandan da  insan neden kendine abi arar? Sorusunu sordum kendime…
                Lakin, bu sorumun cevabını geçen gün bir köşe yazısını okuya kadar bulamadım her ne hikmetse. Halbuki, kendi aklım yetmese bile; Ulu Büyük Dedemin yardımı  ve Ulu Meşemin hikmeti  bu soruyu çabucak cevaplamama  yetmeliydi.
               Öyle ya,
               Akıldanem  Ulu Dedem ile hikmet kaynağım Ulu Meşem her şeye kadirdiler. Bu güne kadar her başım sıkıştığımda onlara koşmam, huşu içerisinde itaat etmem, onların her dediğine “hee” demem  yetmemişti.
                Acaba yanlış soru mu sormuştum. Nitekim bu sorumu sorduğumdan bir gece sonra Ulu Dedemin gecenin bir vaktinde cinlerini göndermesi … Beni kan ter içerisinde bırakıp “bre hadsiz” demesi gözlerimi açmama yetti.
                Her ne kadar evimin direği hayat yoldaşımın “yine tereyağlı pilavı fazla kaçırmışsın” sözüne itibar etmiş görünsem de; asıl nedenin ne olduğunu gayet iyi biliyorum.
               Buradan ilan ediyorum, Ulu Dedeme baş kaldırmaya,”yetti gayrı” demeye kararlıyım.
                … Ve kendi hür irademle şu soruyu sordum kendime “abiler mi kutsal ya da çok akıllılar… Yoksa işimize geldiği için biz mi “abileri” kutsuyoruz?
               Galiba, galiba değil tastamam  bu bizim aklımızın kıt,kıçımızın yamalı olduğundan ileri gelmektedir.Haa  bu midemizin ve tabii ki nefsimizin de aç olduğuna delalettir. Nokta.
            
                               
                
               

 



Bu yazı 698 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI