Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
HALK İKTİDARI: CUMHURİYET


Cumhur ÖZTÜRK Açı-Yorum
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

İlkel zamanlara gidelim. Mağarada avcılık ve toplayıcılık yapıldığı zamanlar… Can güvenliği her şeyden önemli… Kimin mağaranın en güvenli yerinde yatacağı, kimin vahşi hayvanlara kurulacak tuzaklarda ön planda olacağı, kimin neye sahip olup olmayacağına kabilenin şefi karar veriyor. Şef; kanun yapma, mahkeme gibi karar verme, kimin ölüp kimin yaşayacağına, kimlerin kabileye girip giremeyeceğine karar verebilme yetkisine sahip.

Peki, kabile şefi nasıl seçiliyor? Beden gücü ile. En güçlü üye, diğerlerini döverek şef oluyor. Tarım dönemine, köylerin kurulduğu zamana gidelim ve duruma bakalım. İnsanlar toplu yaşamaya başlamış, tarım devrimi ile beslenme sorununu çözmüş, evler yaparak toplu yaşayarak güvenliğini sağlamış durumda.
Peki, kimin hangi tarlayı ekeceğine, kimin ne kadar çalışacağına, kısaca toplumsal işbölümünde kuralları kim koyuyor? Bunlara kim karar veriyor? Bizde “Bey” Avrupa’da “Lord” dediğimiz kişiler… Bey nasıl olunuyor ya da lord? Ben söyleyeyim: Ailesi ya da kabilesi en kalabalık olan kişi… Halkın istekleri, ihtiyaçları mı, beyin isteklerimi daha önemli? Halk olabilir mi? Elbette olmaz…
Köylerin birleşerek şehirlerin kurulduğu, şehirleri yöneten beylerin-lordların-de başı olan krallar dönemine bakalım birde… Hukukun, eğitimin, ekonominin kısaca her şeyin tek sahibi krallar olmuş. Gücünü ve yetkisini sınırsızca kullanma yetkisine sahip. Kararlarına kim karşı gelirse “hain” ilan edilip ölüme mahkûm ediliyor. Üstelik bu krallar güçlerini din ile birleştirmiş, gücü sınırsız olmuş durumda. Halk hem yoksul hem acizken karalın kölesi
konumunda.
İnsanlık tarihiyle ilgili olarak buraya kadar geldiğimiz süreçte: Kadın; hukukta, eğitimde, toplumsal işbölümünde nerede? Savaşta esir düşenler ya da Afrika kökenli milyonlarca insan “köle” olarak alınıp satılabiliyor mu? Halk her türlü yoksulluğu yaşarken yönetici kesim saraylarda “ekmek yoksa pasta yesinler” diyebilecek kadar halkın
ihtiyaçlarından habersiz mi? Toplumsal işbölümünde adalet, hukuk, eşitlik, ne durumda?
Yukarıda anlattıklarımız cumhuriyet öncesinin resmidir.
Halkın kendi kaderini belirleyecek hale gelebilmesi bin yıllar almıştır. Bu süreçte köle olarak kabile reislerinin, beylerin, kralların malı olarak alınıp satılmışlar, öldürülmüşlerdir.
Yukarıda anlattığımız tabloyu bizim faydamıza çeviren sihirli güçtür cumhuriyet. “Halkın kendi kendisini yönetmesi”: Bu bağlamda algılanmalıdır.
Kısa cümlelerle anlatmak istersek:
Cumhuriyet: Kadınların insan olarak toplumda yer almasını sağlayan haktır.
Cumhuriyet: Adalettir, hukuktur, eşitliktir.
Cumhuriyet: Bizim Rönesansımızdır.

Cumhuriyet: İnsan olabilmek, insan kalabilmektir.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.



Bu yazı 626 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI