Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Cemre


Cumhur ÖZTÜRK Açı-Yorum
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Hani çizgi filmlerde vardır ya; sihirli değneği dokundurup bütün sorunları çözersin.

Cemre de doğaya dokunur ve tüm sorunları çözer. Karanlıkları aydınlığa çıkarır gibi uyuyan doğayı canlandırır. Ağaçlar yeni filizlerini verir, çiçekler, kışa inat açarak doğayı gelin gibi süsler. Sayısız böcek toprak altından çıkıp doğayı işlemek için işe koyulur. Kelebekler çiçekler arası güzellik elçisi sıfatıyla uçarak doğanın nefesi olur, doğayı canlandırır. Cemre, güzel günlerin müjdecisi ve başlangıcıdır.
Bu mucize neden sadece havaya, suya ve toprağa düşer ki? Siyasete düşse ilk olarak…
“Yalan söyleyerek insanları kandırma, yalan söyleyeni başarılı bulma” olayı kalksa. Doğru söyleyen, ilkeli olana değer verme filizlense. Kavga ederek, rakibine ağza alınmayacak hakaretler, küfürler ederek değil uzlaşarak, barışarak siyaset yapılsa… İktidarda olan gibi düşünmek, üstünlük; muhalefette olan gibi düşünmek, hakarete haiz sayılmasa… Ülkeyi yönetenlerin kaprisleri ve hırsları, devlet politikası olmasa… Hastane yapmak, okul açmak,
yol yapmak, köprü yapmak yönetenin lütfü değil asli görevi sayılsa… Görevini yapmayan, görevini kötüye kullanan, milletin hakkını yiyenler; mahkemelerde hesap verse… İşe almada, birilerinin adamı değil devlet adamı olabilme koşulu aransa…
Adalete düşse cemre… Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde “En fazla “Hak İhlali” yapılan ülkeler sıralamasında birinci olmasak, hak ihlali konuşulmaz olsa… Mahkemelerde adaletin terazisi hiç şaşmasa… Adalet kişiye ya da güce göre değil “hakka” uygun dağıtılsa…
Karar veren mahkeme heyeti değişince kararlar da değişmese… Geleneksel ve evrensel değerlere uygun dünyaya örnek olabilecek bir hukuk sistemimiz olsa…
Eğitime düşse cemre… Beynini kullanan, her türlü olasılığı hesaplayabilen bireyler yetiştirsek… Hiçbir şey bilmeden, öğrenmeden sadece ezber yapanı değerli kılan eğitim sistemimiz olmasa… Öğretmen yetiştiren donanımlı ve çağdaş kurumlarımız olsa… Dünya klasiklerinden hiç olmazsa birini okumuş, okumayı yazmayı seven öğretmenlerimizin sayısı çoğalsa… Müzik, resim gibi sanatın dallarına saygı duyan seven öğrenci ve öğretmen
yetiştirebilsek… Okulları; matematik, fizik, kimya ve dilbilgisinin kutsallaştırılıp ezberletildiği yer olmaktan çıkarıp “yalan konuşmayan, toplumu benimsemiş, güzel ahlaklı bireyler” yetiştiren kurumlar haline getirebilsek… Zorunlu olarak on iki yıl eğitim verdiğimiz öğrenciler okulu bitirince: Yüzmeyi bilebilse, bir enstrüman çalabilse, ilk yardım yapmayı bilebilse… On iki yıl eğitim verdiğimiz çocuklarımız hayata hazır olabilse…
Toplum yaşantısına düşse cemre… “Kadınlar okumaz, mirastan pay almaz” diyenleri yakıp yok etse… Sokak ortasında karısını dövmek; anında toplumca durdurulabilse…
Ahlakın; dinin içinde değil toplumun içinde olduğu anlaşılsa… Hak yiyenin ibadetinin Tanrının gözünde değeri olmadığı anlaşılsa… Yalan konuşup insanı kandırıp parasını aldıktan sonra “Allah affetsin” diye kılınan namazın “günah çıkarmadan farksız olduğu” herkes tarafından anlaşılsa… Kavga etmenin, güçlünün güçsüzü dövmesinin “yiğitlik” olmadığı adilik olduğu bilinse... Sevginin, dünyanın en değerli duygu olduğunu bilebilsek… İnsanı ve
doğayı seven bir toplum olsak…

Spora, sanata, alış verişe ya da kötü olan her şeye cemre düşsün isteriz ama doğanın mucizesi sadece üç yere düşebiliyor: havaya, suya ve karaya…

Kim bilir cemre; sadece insana düşse bütün sorunlar çözülür…



Bu yazı 529 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI