Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Milli Uzay Programı


Berkay TORUNOĞLU
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Geçen haftaki yazımda ‘’Ortak hedef’’ başlığı atmış ve Türkiye’de genel siyaset yapanlara, özellikle de hükümet erkini elinde bulunduran iktidarı kastederek toplumu birleştirecek, bütünleştirecek bir ulusal hedefe ihtiyacımız olduğu vurgusunu yapmıştım.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan ‘’Milli Uzay Programı’’ çıkışı geldi ve hedefin ‘’Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Ay’a ilk temasımızı gerçekleştirmek’’ olacağına vurgu yapıldı.

Türkiye’nin bir ‘’Milli Uzay Hedefinin’’ olması güzel bir gelişme. Dünyada başta Amerika olmak üzere; Almanya, Japonya, Çin, Rusya gibi birçok ülkenin bu alanda ciddi yatırımlar yaptığı biliniyor. Hatta Elon Musk’ın Ceosu olduğu SpaceX gibi uzay taşımacılığı şirketleri de ciddi bütçeler ayırarak uzay serüveninin bayraktarlığını yapmaktalar. Günü geldiğinde Türkiye’de masada ki yerini almalıdır, alacaktır da.

Türkiye Uzay Ajansı (TUA) 2018 yılında kuruldu. Başkanlığını 2019 yılından bugüne Serdar Hüseyin Yıldırım yürütüyor. CNN News’e verdiği röportajında 2023 hedefini ‘agresif’ olarak tanımlıyor ve sapmalar olabileceğinin altını çiziyor. Ay misyonu bütçesinin ve nasıl karşılanacağı sorulduğunda, yaklaşık dahi olsa bir rakam vermemesine rağmen SpaceX firmasının yapacağı fırlatma maliyetlerini ve şirketin maliyeti düşürmek için ortaya koyduğu hedefleri rahatlıkla paylaşabiliyor olması ise kafalarda soru işareti oluşmasına neden oluyor.

 

‘’İlk Milli Uçak Projesi’’ nasıl sonuçlanmıştı?

6 Haziran 2015 genel seçiminden 2-3 hafta önce ilk milli uçağın üretimine başlandığı ve 2019 yılında göklerde olmasının hedeflendiği haberini hatırladınız mı? Türk halkını heyecanlandıran, gururlandıran bu gelişmenin, sadece bir algı operasyonu olduğu, dönemin hükümetinin seçim kazanmaya yönelik bir propaganda yürüttükleri anlaşılmıştı. Bu ve bunun gibi birçok örnek seçmen nazarında güvenin aşınmasına neden olduğu gibi, özellikle hükümeti destekleyen seçmenin hayal kırıklığı yaşamasına neden olmuştu.

Türkiye bugün her türlü donanıma, eğitime sahip genç dinamik nüfusuyla Avrupa’nın kıskandığı ve yakından gözlemlediği bir ülke konumunda. Maalesef kendi potansiyelimizi doğru yatırımlarla buluşturamadığımız, kısa ve uzun vadeli hedefler belirleyemeyip bütçe dengesini oluşturamadığımız içinse, içinde bulunduğumuz iktisadi ve sosyal bunalımı bir türlü aşamıyoruz.

Liderliğin temel görevi, tüm paydaşlarının yaşam standardını ve kalitesini yükseltmek değil midir? Yarının Türkiye’sini değerler üzerinden siyaset yaparak değil; her türlü düşüncenin, fikrin özgürce konuşulabildiği ve temsil edildiği, kurumların siyasi baskılardan uzak tutulduğu, demokrasinin içselleşmesinin mümkün kılındığı bir sistemde inşa edebiliriz.
Üniversitelerimizde ‘bilimsel özerkliği’ teşvik edersek bugünün dünyasıyla rekabet edebiliriz.

Alice Harikalar Diyarında!

İngiliz yazar C.Lutwidge Dodgson’nın, Alice Harikalar Diyarında adlı romanını bilmeyeniniz yoktur. Romanda Alice tavşanın peşinden koşar. Yol ikiye ayrılır. Tavşan durur, Alice de durur. Alice tavşana sorar ‘Hangi yoldan gideyim?’ Tavşanın verdiği cevap ise bugün ülkemizin yaşadığı tüm karmaşaları özetler niteliktedir: ‘’Nereye gittiğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin bir önemi yok.’’
                                                                                    Sağlıcakla kalın.



Bu yazı 792 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI