Oyun deyince çoğu kişinin aklından geçebilecek bir oyundan bahsederek örnek vereceğim. Futbol. Bilindiği üzere “Futbol” oyununda pekçok unsur var. Futbolcu var. Futbolcular kendi içinde kaleci dışında oynadığı alana göra  defans, orta saha, ileri, görevlerine  göre sağ bek, sol bek, stoper, santrafor, libero, forvet. Artık daha ne varsa. Teknik kadro var. Antrenörler. Malzemeciler. Sağlık ekibi var. Bir kulüp ve idarecileri var. Bu şekilde birden fazla takım ve kulüp var. Bu takımların taraftarları var. Stadyumlar var farklı farklı şehirlerde. Bunlar kendi içinde belli standartlarda , belli seviyelerde olup farklı liglerde futbolunu oynar, taraftarları da izler. Futbolcu adayları vardır. Çalışıp futbolcu olmaya  çalışırlar, fotbolcu olmak üzere eğitim alırlar. Kulüpler tüm bunlar için yatırımlar yapar para harcar ve harcamaları için gerekli paraları kazanmak için çalışırlar. Neticede bu şekilde çalışan bir sistemde kimisi ligden düşmemeye çalışır kimisi de şampiyon olmaya çalışır ve birileri de kupon yapar.

Bu örnekte küresel güç olma seviyeniz bu sistemde dengi olabilecek uluslar arası sahnedeki aktörlerden hangisi üzerinde belirleyici olabildiğinizle alakalıdır. Kırk yılda bir tesadüfen bir maç izleyip hangi takımın iyi oynadığını anlayıp kazanacak takımı seçmeye çalışmak da vardır , alt yapıda yetiştirilecek oyuncuyu, teknik direktörü, hangi takımda hangi oyuncuların yer alacağını belirlemek, hangi takımın ne kadar ekonomik güce sahip olacağını belirlemek de vardır.

Mesela denge politikasını bilmeyen yoktur. Bu stratejik olarak en düşük seviyede hamlelerdendir. Bir kararsızlık bir belirsizlik halinden istifadedir. Bunu da futboldan başka bir oyunla anlatayım. Satranç oyununda her şah çekildiğinde şahı kaçmak, onu kurtarmaya yönelik hamleler yapmak gibidir. Zaman kazandırır ve sonunda büyük olasılık yenilirsin. Yenilmeden hamle sayısı dolar, kıyamet kopar işte o başka. Bundan bir seviye daha iyiysen piyondan kaybettiğin taşı vezir yaparsın ya da neye ihtiyacın varsa.

Velhasılkelam büyük stratejik güçler oyunu izleyerek yorum ve tahmin yapmaz, kendisine tv yayınını daha iyi izleyecek yerin arayışına girmez, oyuncuyu belirler, oyunu dizayn eder, skoru ,galibi, mağlubu dizayn eder, dolayısıyla tvden yapılan maç yayınının da belirleyicisi olur yani maç yayını bilmem hangi takımın galibiyeti ya da mağlubiyeti yayınını yaptırır. Bu kadarı benden uluslar arası ilişkilerde ülkeleri konumlandırmak da sizden olsun. Yazara sormuşlar :“niye hepsini anlatmadın?” Yazar da “köşem dar” demiş.