İnsanoğlunun özelliklerini saymaya kalktığımda eminim hepsini kendinizde bulacaksınız. Kimisi az kimi çok. Bir örnek olarak uzaktaki bir tehlike, bir olumsuzluk muhakkak olsa bile insan yakında olan menfaati tercih etmektedir. Olumsuzluk, tehlike dikkate alınmamaktadır. Çünkü zaman olarak uzakta. Ölüm var ama yokmuş gibi yaşamakta olan insanın hali bu kadar net. Mültezim sistemi de buna örnektir. Teknik teferruata girmeden olan durumu izah edeceğiz. Devlet harcamalarından alınan menfaat ya da kolaylık, ya da zevk borçla finanse edilmekte  olduğu bir sistemde de insanoğlunun bu özelliğini görebilmekteyiz. Borcu gelecek nesiller ödemek zorunda bırakılmaktadır. Bu da ayrı bir hak sorunudur. Halbuki insan çok hassas olsa idi bugün ot yer yarına borçlanmazdı. Kabaca mültezim sistemi şöyle açıklayalım: Bir malın satılması halinde o malın yerine para koymuş olursun parayla değiştirmiş olursun. Elinde malın varken bu böyledir. Elinde olmayanı satma olayı vardır bir de. Bir başkasından olan alacaklarınızı başka birisine nasıl satabilirsiniz? Türlü türlü yollar vardır. Vadesi geçmiş alacakların satışı da var vadesi geçmemiş alacakların satışı var. Bir de daha var olmayan alacakların satışı var. Mültezim sistemi de vergi tahsil işinin özelleşmesi veya vergi gelirlerinin ya da alacakların satılması halidir.  Harcamaları karşılamakta acelesi olan devletin gelecekteki tahsilatı bugün yapmasını sağlaması için icat edilmiştir. Bugün ticarette olan senedin kırdırılması hali gibidir. Senet netice itibariyle bir alacak nedeniyle düzenlenmiş olup borçludan o alacağın istenmesi için o senedi düzenlemeye değecek bir zaman üzere tarafların anlaşması ile düzenlenir. Devletin vergi alma yetkisi ve gücü vardır. Verginin vadesi varsa devlet onu isteyemeyecektir. Beklemek zorundadır. Beklemek istemeyen ise alacağının bir kısmından vazgeçmeyi başka birisine  teklif ederek alacağını devreder.100 TL alacağım var sen bana 90 TL ver 10 TL kazanç elde et demektir. Bunun faiz olduğu açıktır. 90 TL borç almış olup 100 TL olarak ödemiştir yani. İşte devletler boşuna yıkılmıyor. Bu sistemin ilk uygulanmaya başladığı dönemde devletin yıkılış için bir darbe daha vurulmuştur muhakkak ki. İlk ne zaman uygulanmaya başlamış, kim icat etmiş, bu yolu açmış onu da artık siz araştırırsınız.