İnsan olarak varlığımız bir mekanda zamanın içinde sürmektedir. Varlığımız pek çok temel gereksinimi karşılamamıza bağlıdır. Sağlığımız soluduğumuz havadan yediğimiz gıdadan , içtiğimiz sudan etkilenmektedir. Bu bedenimizin doğrudan ihtiyaç duyduğu maddeleri sağlamamıza yarar. Bedenimiz ayrıca çevremizdeki olumlu veya olumsuz koşullardan da etkilenir. Yüksek sesle bağıra çağıra konuşan bir insandan veya yüksek sesle müzik yayını yapan bir yerden olumsuz etkilenebileceği gibi güzel sesten, müzikten de olumlu etkilenebilir. Kuş sesleri, gecenin karanlığında izlediğiniz yıldızlar, ormanın içindeyseniz vahşi hayvanların sesleri bile olumlu etki yapabilir. Rüzgarla gelen temiz ve ferah havanın etkisini de hissedersiniz hele bir de güzel çiçeklerin kokusunu getirmişse. Hayatınıza aniden giren ve sizi mutlu eden bir insan gibi bir etki bile yapabilir. Tarifi imkansız etkilerle de karşılaşırız hayatta işte yaşadığımız çevrenin özelliklerine göre.

Hal böyleyken internet aleminde fotoğraflar görürsünüz veya videolar izlersiniz hayvanların öldüğü, öldürüldüğü , can çekiştirildiği görüntüler…  Denizlerde , okyanuslarda çöp adaları konuşuluyor. Kuşun gagası jilete sıkışmış ölmüş, ölen deniz kuşlarının kemiklerinin arasında kuşların hayattayken yemiş olduğu bir sürü çöp. Pekçok çöp ile plastik eşya parçasıyla birlikte yaşamak zorunda kalan onların esiri olan canlılar …Kiminin ağzına takılmış, kiminin boynuna takılmış kalmış. Hayvanlar çıkaramamış ya da içinden çıkamamış. Pekçok fotoğraf. Geri dönüşümü de mümkün olan pekçoğu plastik çöpün bunlara neden olması da ilginç. Bu çöpler deniz etkisine açık olan yerlerde ve denize bağlantısı olsun veya olmasın akarsular yakınındaki çöp depolama tesislerindendir büyük olasılıkla ve de tsunamiler, sel suları şehir çöpünü denizlere taşır. Bunların tamamı tek tek insanların çöplerini çevreye atmasından kaynaklanamaz. Biz çöpe atsak bile çöp depolama sistemi önemlidir. Çevreye çöp kaçırmamalı, çöp kaçağı olmamalıdır.

İnsanın temel hakları ve özgürlükleri şeklinde düzenlemeler mevcuttur ülkelerin yasal düzenlemelerinde. Yaşamak da bir haktır. Bu hakkın varlığı ancak sizi hızlı hızlı veya yavaş yavaş öldürmeyen bir çevre içinde yaşıyor olmanıza bağlıdır. Çevre hakkı ile ilgili düzenlemeler de bu nedenle dünyada var olmak zorunda kalmıştır. 1982 Anayasa'sının 56 maddesi ‟ herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidirˮ der. Devlet ve vatandaşın işbirliği, ortak sorumluluğu olarak çevrenin kalitesinin korunması düzenlenmiştir. İnsanların yaşamını başka insanlardan korumak için ceza hukuku alanında düzenlemeler olsa neye yarar, neye yarar sosyal güvenlik kurumları aracılığıyla sağlık giderlerin karşılansa, neye yarar her yerde bedava hastane olsa. İnsanı yaşatmak için alınacak tedbirler neye yarar yaşanılan çevre insanı yavaş yavaş zehirlerse, öldürürse, hasta ederse. Çevre işte bu kadar önemlidir. Bütün haklarımızı anlamlı kılar.

Katı atıklar ve çöpler yerine gönderilmezse, gübre ve zirai mücadele ilaçlarının üretimleri standardına uygun değilse ve rastgele bilinçsizce kullanılırsa, kanalizasyon sularının arıtılması yeterli veya hiç olmazsa ve bu sular sulamada kullanılırsa çevre ve insan zarar görür.  Yapılardaki ısınma ihtiyacından dolayı fosil yakıt kullanımı nedeniyle (özellikle kalitesiz kömür kullanımı) hava kirliliği, ormanların yok edilmesi,  istenmeyen yangınlar ve erozyon, kaçak ve aşırı avlanma , arazilerin yanlış kullanımı, aşırı otlatma ve doğal bitki örtüsünün tahribi, çarpık kentleşme, petrol, kalitesiz kömür gibi fosil yakıtların aşırı ve bilinçsiz tüketilmesi, sulak alanların ve göllerin kurutulması, kişi başına kullanılan enerji su kağıt kömür vb. artışı çevreyi bizden almaktadır. Dolayısıyla bizler yaşarken bunlara duyarlı olmazsak tüm insanlığın yaşamı ,yaşam hakkı elinden yavaş yavaş alınmaya devam edecektir.