Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Batacak Gemi Karada Durmaz…


Av. Metin EFİL
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

İnsanın düşünmesi ne güzel bir şey.  Hep birşeyle meşgulsün. Oyalanacak bir şeyler buluyorsun. Canın sıkılmıyor. Düşünen bir varlık olmanın şükrü de en iyi düşünmekle olur herhalde. Allah bu yeteneği vermişse kullanmak bu hediyeyi kabul etmek gibi kullanmamak da hediyeyi kabul etmemek gibi olur belki de. Yine bu yeteneklerle donatılmış arkadaşlarımızla yürüyorduk. Güzelim Ünye’nin çok pek çok insanın eli değmekle zarar görmüş olduğunu düşünsem de yine de Ünye’nin oldukça güzel sahilinde yürürken düşüp taşınıp,  güzelce konuşup bir banka oturup çekirdeğimizi çitliyorduk. Ne güzel keyif değil mi? Çok şükür. Derken bir eski kayık gözümüzün önünde dururken düşünce sistemimizi tetikledi. Harabe bir kayık.  Çürümekte olan bir kayık.  Kırık dökük. Delikler de oluşmuş. Soru şu? Bu kayık yüzer mi? Delikler var, bütünlüğü zayıflamış, çürümekte olan bir kayık. Su alacağı muhakkaktı. Su almasa ne kadar bir bütün olarak kalırdı ki? Batacağı muhakkak belli bir kayık. Batmak üzere bir müddet yol alsa bile ya su alarak yüzemez hale gelip batacak ya da batacak kadar su almaya bile fırsat bulamadan bağlantıları ve bütünlüğü bozulup dağılacak ve bu şekilde batacaktı. 

Düşünsenize! Kayık ahşap malzeme ile yapılmıştır. Tahta suda yüzebilir. Fakat eskipüskü harabe bir kayık olmak varsa kaderlerinde yüzebilecek tahta denizin dibinde bir ömür çürütebilir. Kayık parçalara ayrılmış olsa her bir parçası yüzebilir. Her bir parçası yüzebilecekken biraradaki kereste parçaları batacaktır çünkü bazı kereste parçaları buna sebep olacaktır. Çünkü suyu dışarıda tutamayacak. Surda gedik açılmış bir kalenin kuşatılması halinde düşman kuvvetlerin o gedikten yararlanarak kaleyi fethetmesi gibi bir durum. Demek gibi yüzebilme yeterliliğine sahip bir kerestenin ya yüzebilen bir kayığın parçası olması ya da tek başına bir kereste olması gerekir. İşe yaramaz ve yeterliliğini yitirmiş keresteler nedeniyle yeterli keresteler de batmak kaderini yaşamak zorundadır.  

Buradan iyi bir organizasyon yapısının yüzebilirlik kabiliyetini artıracağını, organizasyon yapısındaki zayıflığın organizasyonun tamamına zarar vereceğini kayık üzerinde gösterebildim. Zayıflık nedeniyle organizasyonu yok edecek unsurların içeri girebileceğini görmüş olduk.  Devlet de zaten bir gemiye benzetilir, herkes aynı gemidedir, o halde o gemide olanlar geminin zarar görmesini önlemelidir, zarar görmesini önlemek gereği varken zarar verici olmamalıdır. Fakat bir de geminin kendisi vardır. Kendi yapısı organizasyon şekli , tasarımı vardır. Bu tasarım dalgalarla baş edebilmeli, suda gücü israf etmeden, kullanıcıyı yormadan ilerleyebilmeli. Tabi suyu içeri almamalı, dışarda tutabilmeli, içeri girmek isteyen tuzlu suya dayanabilmeli. İşte bunların hepsi niteliktir. Hepsinin niteliği genel olarak kayığın niteliğini belirler. Aynı gemideki yolculardan başka geminin kendisinin de selameti kendi parçalarına bağlıdır. Bu parçaların kalitesi geminin ne kadar suyun üzerinde kalabileceğini ya da ne kadar sürede suyun altına girebileceğini gösterir. 

İşte düşünürse insan bir bilim adamı olup kuşlardan uçak yapar, harabe kayıktan da sosyal bilimler alanında  ilham alır. Liyakat der, uyum der, bütünlük der, değişim, parça değişimi, bakım, onarım ,yenilenme der.



Bu yazı 1606 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI