“Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız, hayatınızı bir amaca bağlayın; kişilere veya eşyalara değil.” A. Einstein
Sosyal medya paylaşımlarından bir paylaşıma denk geldim. Yukarıdaki sözle paylaşılmış eleştirel, hayatı ve amacı sorgulayıcı bir video hazırlanmıştı. Maddi değere sahip varlıkların kazanılması, elde edilmesi uğrunda bir serüven. Tüketim çılgınlığı da vardı, lüks de vardı. Para peşinde koşularak tüketilen enerji. Farklı statülerden olmayı temsil eden gömlek kıravatlı ve daha farklı kıyafet ve aksesuarlarla donatılmış bir canlı varlık. Koşturuyor. Tıkış tıkış ortamlarda ulaşım araçlarında sürdürüyor koşturmacalı hayatını. Kıyasıya rekabet, kıyasıya mücadele. Vahşi doğa şehirde. Sinemalarda değil hayatımızda. Öyle bir rekabetin varlığını hatırlatan bir video. Şöyle bir ağır eleştiri yapalım. Üç kuruşluk şeyler için beş kuruşluk hayatların acımasızlığı. Hayata paha biçilir mi diyebilirsiniz. Biçilmez ama videodaki hayatın bence parasal bir karşılığı var çünkü varlığının gayesi , sarf ettiği enerjinin ömrün hasılasında bir maddi beklenti var. Satın alma var. Hayatını harcarken ne satın aldığın hususu ederini gösterir neticede. Bir fındık bahçesinin değerinin hesabı gibi. Bilmem şu kadar yılda ne kadar fındık verir sorusunun cevabı gibi. Derken koşturmacada yıpranan sinirlere gönderme yapar gibi ilaçlarla mutluluk arayışı .En sonunda bu güdülerle paranın peşinde koşarken bir fare kapanında son bulan bir koşturmaca. Sanırım artık 8-5 mesaisi olan bir iş bulmuş çalışıyordu ya da sosyal medyanın da esiri olmuş olabilir.

Bu videoyu pek çok kişi beğenebilir, beğenen ve ya beğenmeyen pek çok kişi de o videodaki hayatı sürdürüyor olabilir, kimisi farkındadır, kimisi farkında değildir. Sorsanız herkes hayatın amacına dair para dışında pek çok şey söyleyebildiğini de görürsünüz. Para benim için araç diyen kısımlar özellikle böyle bir hayatı yaşıyor olabilir.
Neticede neyi bahane ettiğin, ne amaçla hareket ettiğin, kendini neyle kandırdığın da önemsizdir. Videodaki varlık da sorsan mutluluğun peşinde koşarken bulduğu elde ettiği hep mutsuzluktu. Kendimize eleştirel bakabildiğimiz ölçüde içinde bulunduğumuz durumun farkına varabileceğiz. Videoda insan dışında varlık kullanılmasının nedeni belki de kendimize eleştiri hususunda zorlanırken kendimiz dışındakileri rahat eleştirebilmemizdir. Kendi türümüzden olmaması , bir fare olması fareyi kolayca eleştirebilecek olmamızdandır belki. Benzerlikler de kendiliğinden bizi uyarmış oluyor.
Peki varlığımızı, hayatımızı nasıl daha anlamlı kılabiliriz? İşte zor soru bu. Bir amacımızın bulunması gerekliliğini kabul etmeliyiz. Amaçların amacına en nihai amaca odaklanmalıyız, onun tespitini yapabilmeli, varlığımızın her anını her zerresini amaçların amacı en nihai amaca odaklayabilmeliyiz. Bu amacın niteliği varlığımızın değerini , önemini belirleyeceğini düşünmeliyiz. Amacımızı doğru tespit ederek ona uygun hareket edebilmek bir başarım, bir kazanım olacaktır.