Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Yıllar Öncesinin Planı, Yahudi Lobisi, ABD Soruları


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

 Taksim olayları sırasında polisin göstericilere tutumu, kamuoyunda orantısız ve zalimane bulunmuştu.

      Emri veren malum…

      Aleyhte algıyı dağıtmak için İktidar’ca, Taksim Gezi Parkı gösterileri için değişik iddialar atıldı ortaya; günler öncesinde “faiz lobisi” dendi.

      E. Bağış ise:”Taksim Gezi Parkı olayları aylar önce, hatta yıllar önce planlandı…”

      Devamında: “ Taksim Gezi Parkı olayları “Türk Baharı” olamaz zira 3 Kasım 2002’de bir Anadolu devrimiyle başladı…” dedi.

      Şaşırmamak mümkün değil. Söylemleri ile yeni bir tartışmayı başlatıyorlar. Kasıtlı mı yapıyorlar anlamaya çalışıyorum… 2002’deki Genel seçimle İktidar oldular; sandık sonuçları nasıl devrim olur ki?!

      Konumuza dönecek olursak, şimdi yeni bir iddia var: “Yahudi lobisi…”

       Artık karar verseler; hangisi?

      Algıyı yönetmek, aleyhte algı yaratmak, “Gezi Parkının toplumdaki sempatisini kırmak için:

      “Camide içki içtiler.” Dendi; yalan çıktı;

      “Polis müdürünü köprüden attılar.” Dendi; yalan çıktı;

      “Bayrağımızı yaktılar.” Dendi; 2010’da Bayrampaşa’da PKK’nın yaktığı bayrak eylemi çıktı;

      “Birlik mitingleri” yapıldı, gereken etkiyi yapmadı;

      Yirmi dört gazete ve televizyondan yandaşları aracılığı ile başlatılan İktidar’ın tavrının haklılığı konulu dikteler; toplumda İktidar aleyhine algıyı değiştirmeye yine tek başına yetmedi;

       Aleyhte algıyı kırmak için başvurulan yeni yöntemde: “ Gezi Parkı olayları Yahudi lobisinin işi ” söylemini denediler; şimdi beklemedeler…

       Maksat açık; bu yolla, toplumda yeni bir “One minutes” dalgasının oluşacağını umuyorlar…

                                                                                   ***

     Şimdi söylenenleri birleştirerek yazıyorum.

      “Yahudi lobisi” “faiz lobisini” güdüleyerek yıllar öncesinden bu olayları tezgahladı ve 2013 yılının Mayıs ayının son haftalarında devreye soktu işbirlikçileri olan “çapulcu”, “marjinal”, “Vandallar” la…

       Nasıl bir plansa ve yıllar önce kurgulandıysa; kendi tabirleri: “sivil ihtilal”se, neden silah ve vs. plan kurgusu araçlar stoklanmamış anlamış değilim.

       Olaylarda silah yok; var onu da polis kullandı; sonuçlarını biliyorsunuz; ölenler, gözü kör olanlar, kafasında gaz bombası kapsülü patlayanlar ve beyin kanaması geçirenler var…

       İddia doğruysa: “Aylar hatta yıllar öncesinde planlanmış.” bir kurgunun oyuncuları mı diyeceğiz…

       Hatta:

       Yıllar öncesinden, kız-erkek evlenecekler tespit edildi; aileler kendi aralarında beşik kertmesi yaptı ve

düğünleri Taksim Gezi Parkı gösterilerine denk getirilip, düğünden çıkıp göstericileri desteklemeleri daha

o günlerde mi planlandı?

        “Çapulcu”,”Vandal”, “marjinal” söylemleri daha önceden hiç dillendirilmeden, yeri gelince

sürüme sokulmak üzere hafızada bu günler için mi bekletildi?

       Gösterilerin sembolü olan o “kırmızılı kadın” yıllar öncesinden mi tespit edildi; o gün için giymesi gereken kırmızı elbisesi bile yıllar öncesinden mi sipariş verildi?

       Gezi göstericileri aç kalmasın diye çevre evlerden sıcak yemek servisi de yıllar öncesinden mi planlanmıştı; hatta menü bile?

       İsminin, cisminin bilinmesinden ve görünmesinden korkanlar sessizce yiyecekleri ağaçların altına bırakacakları da mı?

       Gezi Parkı gösterilerine çocuklarının yanında katılan anneler, rollerini oynamaları için yıllar öncesinden belirlenmiş; hatta gösterilerde çalacakları tencere-tavalar dahi yıllar öncesinden mi ayarlanmıştı?

       Hatta olayların başlayabilmesi için görsel ve yazılı basında, İktidar, Taksim Gezi Parkı ağaçlarını kesiyor, yerine “AVM” ve “Topçu Kışlası” yapacak haberlerinin çıkması yıllar öncesinden mi planlanmıştı?

       Olur da plan yürümez, gösteriler planlanandan önce bitirilirse, kitleleri tekrar harekete geçirmek için

“duran adam” eyleminin de devreye sokulacağı yıllar öncesinden mi planlandı?

        Sınır dışı edilen ithal eylemci “Eliza”; Tomaların önünde duran “Cullen” de –siyahlı kadın- Avrupa’da daha çocukluk yıllarında mı ayarlandı?

       Yeni doğmuş beş-altı aylık bebeler anneleri ile oradaydı; onlar bile gezi parkı için aylar öncesinden

ana rahmine sipariş mi verildi?

        Cevaplar zor değil oyunları takip edene…

        Bir domino oyununda oyun taşlar bitene kadardır. İyi oynamazsan oyun bağlanır taşlar elinde kalır. Burada da taşlar İktidar’ın elinde kaldı. Hala bir takım ithamlarla oyunu yeniden başlatıp çıkış arıyorlar.  Bu gidişle bir labirentte bitecek gibi…

                                                                                      ***

     Gezi Parkı gösterileri gerek iç gerekse dış basında hala haber özelliğini koruyor.

       Bu özelliği nedeni ile ABD’nin, Türkiye’de olayların yansımalarının etkileri yanı sıra hangi dengeleri lehte ve aleyhte değiştirdiği konusunda araştırmaları var. Birtakım sorularla cevaplar arıyorlar…

      “ Niye?” Diye sormayın, küresel güç; muktedirler, istediğini getirip-götürme gücü var;

        Destekçileri var dünyada hep aynı dili konuşan: “Have me!”-hav, me!-

        Soruyu soran ABD Temsilciler Meclisi Alt Komisyonu;

        Sorular ise:

        “Gezi Parkı etrafında AKP’ye karşı mobilize olan siyasi muhalefet sürer mi?”

        “Mevcut çalkantı, Erdoğan’ın Suriye’deki iç savaşın meydan okumalarına cevap verme kabiliyetini zayıflatır mı?”

        “Erdoğan görev süresi dolmadan önce yeni bir anayasayı meclisten geçirerek kendisini güçlü bir başkan yapma umudu kalmış mıdır?”

        “Cemaatlerin Gezi Parkı protestolarına aldığı pozisyon ne, AKP buna ne gibi tepki gösterdi?”

      ABD’nin yaptığı, İktidar’ın geleceği hakkında sorularla cevap bulma anketi…

        Buradan alacağı cevaplara göre ABD-İktidar ilişkilerinin geleceğine ışık tutacaklar. Cevaplara göre

ya devem ya da “The End” diyecekler.

        Özetle buradan çıkaracağımız sonuç:

        Siyasi muhalefet sürerse başka bir liderle devam konusunda tavır alacaklar; imalar bu yolda.

        ABD’nin, Türkiye’nin Suriye konusundaki tavrından hoşnut sonucu çıkarabiliriz. Gezi olayların sürmesi halinde, Türkiye’nin tavrında bir gevşemeye neden olacağı konusunda tereddütleri olduğunun gösteriyor.

        ABD’nin yeni bir anayasa beklentisi, bu anayasaya Güneydoğu konusunda konulacak esneklikler, Kürtlerin ve bölgenin gelecekteki siyasi ve idari şekillenmesi noktasında bu güne kadar atılan adımlarda bir gerileme söz konusu olur mu, merakları… Bu sürecin devamını güçlü bir Erdoğan’la(!) doğru orantılı görüyorlar. -Aynı zamanda ABD ve İsrail’in Suriye konusundaki işbirlikçilerinin kimler olduğunun da açık delili- Süreç içinde İktidar’ın yitirdiği halk desteğinin boyutuna -ki, yüzde on dört olduğu söyleniyor- cevap arıyorlar.  Aksi takdirde yeni bir BOP Eş Başkanı(!) kesin düşüneceklerdir…

        Cemaat konusunda en net cevap, İktidar’ca tekrar gündeme getirilen: “Dershaneleri kesin kapatacağız.” tehdididir. Eee AKP’nin cevabı bu olunca, cemaatin yaklaşımını, pozisyonunu bir düşünün lütfen…

        Sorular, velhasıl Taksim gösterilerinin, daha sonuçlanmadığını, başka olaylara vesile olacağı sinyalini veriyor; Türkiye için hayırlısı olur inşallah…



Bu yazı 4569 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI