Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Özgül Ağırlık ve Yeni Düşman Tanımımız


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

  Kız ve erkek üniversiteli öğrencilerin aynı evlerde kaldığı iddiası ile başlatılan “ahlâksızlık” tartışmalarına ilk tepki Başbakanımızdan geldi:”Biz muhafazakâr bir İktidar’ız; buna müsaade etmeyiz. Valilere gerekli talimatı verdim.”

     Arınç’ın söylenenlere tepkisi: “Yanlış anlamadır!” diye düzeltmeye kalkışması oldu.

     Bir başka yetkili: “Asparagas! Olur mu öyle şey?” diyerek “yok” demeye getirdi.

     Anlaşılan, AKP içinde iddiadan çok söylenenlere tepki var; Başbakan’ı düzeltmeye çalışmaları onu gösteriyor.

     Başbakanımız ise: “Evet söyledim; doğrudur.” diyerek, tartışmaları değil ancak O’nu doğrultmaya çalışanları bitirdi!

     İşin ilginç yanı:

     İktidar’ın cazibesine(!) kapılarak tamamen duygusal(!) işbirliği yapan liberallerin,

eskiden komünistlerin, demokratik solcuların, ılımlı İslâmcıların, yandaş basının, köşesinden yazan gazetecilerin, “özel hayatın gizliliği”ne vurgu yaparak Başbakan’ı eleştirmeleriydi ilk gün… Ve içlerinde aynı hızla tükürdüğünü yalayanlar oldu ise de ne yalan söyleyeyim şaşırttılar beni.

                                                                           **************

     Bu tartışmalarla başladı şuur aydınlığı.

     Ve Arınç birden bir “özgül ağırlığı” olduğunu fark etti!

     Hâlbuki önceden de bir-kaç kez ters köşe yapılmıştı ama aynı tepkiyi vermemiş ve kendi ifadesi, kum

torbası olarak yumruklanmaya müsaade etmişti!

     Demek “zurnanın zırt” dediği yere gelindi!

     Çıkışında: “Ben sadece bir bakan değilim, benim bir özgül ağırlığım var. Benim yıpranmamam lâzım. Hiçe sayılmamam lâzım. Birilerinin kum torbası haline getirilmek istenmemem lâzım. Başbakan ile Hükümet sözcüsü arasındaki çelişkinin sorumlusu ben değilim. Bu çelişkinin izah edilmesi dün, bugün, yarın kendisinden beklenir…”

     Görüldüğü üzere bu cümleleri bir “çıkış” olarak algılamayın; sitem de var. Ve zamanla biriken gerilimin, stresin dışa vurumuydu. Özetle, “fay kırıldı” diyebiliriz!

      Tek anlamadığım çıkışını geciktirmiş olması; beklemesinin nedeni bir yerlerden izin ya da onay

olmasın!

                                                                      *************

      İktidar’ın iki önemli ismi arasındaki atışma yazılı ve görsel basın için bulunmaz bir malzeme ancak karşılıklı zıtlaşmayı kimse helva yapmayı denemedi!

      İktidar’ın, basının yazacakları konusunda hiza-istikamet tayini yaptığını biliyoruz. Dolayısı ile özgür basınımızın(!) konuyu işleyerek ortamı fazla germemesi, bu anlamda istenmiş olabilir mi?

      Başbakanımızın:” Aramızda konuşur, çözeriz…” açıklaması sonrası aralarında bu anlamda ortam yumuşaması yapacak jest içeren diyaloglar geçtimi bilmiyoruz ancak 10 Kasımda basına verilen üçlü fotoğrafın, bir gönül alma seferinin yapıldığını gösterir işaret olabilir diye düşünüyorum.

      Özetle: Pek tasvip etmedikleri 10 Kasım kırgınlıkların yarattığı soğuk havanın tasfiyesine de vesile olması açısından milat oldu diyebiliriz. Sanırım unutarak geçiştirmezler bundan böyle;

her 10 Kasımda resim verip muhabbet tazelerler!

                                                                       *************

      Kamuoyuna yeni gafların sürümü yapılmadan, aklımdan, bundan sonra kırgınlık ve gerilim yaratacak söylemlerden uzak durmak için, “Bin düşünüp bir söyler…” taraflardan biri diye düşünüyordum; yanılmışım.

      Arayı düzeltelim türden verilen mesaj aynen şöyle:” Düşmanlarımızı sevindirtmeyiz…”

      Sanırsınız karşılarında silahlı ordular var!

      İyi de düşman kim?

      PKK mı, değil.

      Türkiye’nin sınır ötesi komşuları mı, o da değil.

      Peki, kim?

      Onların anlayışına en uygun düşman tanımı, zor tuttukları %50’nin dışındaki halk ve muhalefet… 

      Kabul edelim ki, siyasette, siyasi rakipler ve İktidar’ı beğenen ya da beğenmeyenler olabilir; demokrasinin gereğidir. Ancak yüksek demokrasilerde(!), muhalefet partilerinin ve destek vermeyen halkın, İktidar’ca tanımı:”düşman”dır.

      Özetle: TDK’nun sözlüğünde “düşman” kelimesinin karşısında:”Muhalefet partisi ve liderleri”, “Muhalefetin, İktidar’a oy vermeyen tabanı”, “İktidar’a karşı olan herkes” diye yazarsa şaşırmayın.

      Muhalefet ve oy tabanı sandıkta kazanırsa, “kesin düşmandır” algısıyla yüksek demokrasimiz karşı durursa buna da şaşırmayın!

                                                                  



Bu yazı 4269 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI