Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Gündemi Meşgul Eden Sorunlar


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

 Okullar açıldı…

    Malum öğrencilere dağıtılacağı söylenen tablet bilgisayarlar daha üç yıl önce Başbakan tarafından açıklanmış bir projeydi ve iki yılda bitirilecekti. Ondan sonraki her eğitim yılı başında öğrencilere söylenen masala yenisini ekleyen M.E.B Nabi Avcı’nın açıklamasına,

sanki müjde vermiş gibi başlık atmış yazılı basın: “Tablet bilgisayarların 3 yıl içinde dağıtımı tamamlanacak!”

    Gerçek ise ekranlarda; ekranlarda: hâlâ boya-badanası ve hizmetlisi olmadığı için sınıf, sıra temizliği yapılmayan, branş öğretmenleri tamamlanmayan okul görüntüleri ve öğrenci-veli isyanları yanı sıra atanamayan öğretmenlerin isyanları ve gösterileri vardı.

    Özetle: okullar yeni eğitim-öğretime bir kere daha sorunlarla girdi diyebiliriz...

    Suriye meselesi ise büyüyerek devam eden, başlatanlar tarafından yalnız bırakıldığımız ve bütçeye ek iki milyar dolar yük ekleyen başka bir sorun…

    Kaçan mültecilerin yarattığı soruna değinmeyeceğim zaten biliyorsunuz…

    Bir başka gündemi meşgul eden sorun da “çözüm süreci” ile azgınlaşan ve: “Çözüm süreci bitti! Kürtçe resmi dil olmadan, anadilde eğitim ve kendi kendimizi yönetme hakkı olmadan çözüm olmaz!” diyen PKK…

    Ve “çözüm süreci”(!) dayandığı rampada ağır aksak ilerlerken, PKK tehditleri ile alel acele Başbakanımızın bizzat kendinin açıklanacağını söylediği “Demokratikleşme Paketi”yle

başlayacak yeni süreç ve getireceği sorunlar…

 

    Demokratikleşme Paketi ve Ekran Akilleri

    Başbakanımızın yakında bizzat açıklayacağını söylediği “Demokratikleşme Paketİ” henüz hazır değil. Açıklamanın gecikmesinin nedeni ABD, -Özellikle yazdım. ABD’deki kimi basına göre paket Oslo görüşmeleri öncesi taraflarca ABD’de hazırlanmış. Yani var olan bir paket; yeni olan sadece gündeme şimdi getirilmiş olması…-İktidar, İmralı, Kandil arasında üzerinde uzlaşılmayan ve çözüm bekleyen bazı maddelerin olması; açıklama bu pürüzlerin giderilmesinden sonra olacak… Konum olarak: ”Cambaza bak!” sürecinden, “ Sihirbaz bak!” sürecinde paketten ne çıkacak merakla bekliyoruz…

    Şu şu dersek konu uzayacak, İktidar’ın PKK’ya verdiği her tavizin ardından, İktidar adına

halka ayar verme; kamuoyundaki algıyı, tereddütleri, soruları sözde cevaplamaya programlı güdülenmiş süreç narkozcuları kanal kanal gezer, emir üzerine “çözüm süreci” hakkında methiyeler düzerlerdi; yine ekranlarda zuhur ettiler. Halkı cahil yerine koyma, kamuoyu adına sesli düşüme ukalâlığındalar… Özeti: Bu halk yönlendirilmeye muhtaç ve müsait; çözümü yorumlayamaz, algılarına ipotek koyabiliriz…

    Ne açıklama ne de basına sızdırılmış bir metin var. Buna rağmen köşesinde yazan yandaş

gazeteciler, profesörler, eski siyasetçiler, sözde Kürt aydın(!) aslında PKKlı terörist kısaca “ekran akilleri(!)” hepsi devrede; şimdiden, paketin muhtemel içeriğinden ve sonucun güzel olacağından dem vuruyorlar: “Çözüm süreci gayet iyi gidiyor! Sürece başta karşı olan halkta

aleyhte algı olumluya dönüştü. “Demokratikleşme paketi” süreci daha da destekleyecek…” 

Bu düşünceleri aleyhte fikirlerle çürütecek ve kamuoyu ile paylaşacak bir tane muhalefeti, kim veriyorsa emri artık, aralarına almıyorlar, aldırmıyorlar. 

    “Demokratikleşme paketi” dedikleri dikteler de daha -ABDli gazetecinin ifadesi- Oslo sürecinde planlanmış. Başbakan’ın açıklaması önceki teyitlerin kamuoyuna deklaresi olacak;

yani itirafın(!), çözülme ile ilgili verilen tavizlerin kamuoyu ile paylaşılması da diyebiliriz…

    Süreç özetle: “Allah(cc) verdikçe veriyor”dan “verdikçe veriyoruz”a dönüştü.

    Sözlerim ağır gelebilir ama abartmıyorum.

    Geçtiğimiz günlerde, Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı yapıldı Diyarbakır’da; sonuç bildirgesinde:”Türk Devleti ve PKK arasında silahların susması ve Kürdistan halkının taleplerinin karşılanması için çözüm sürecine destek verdik. Anadilde eğitim; Kürtçenin resmi

dil olarak kabul edilmesi; kendi kendine yönetim hakkı; PKK taleplerine karşı devletin gerekli

adımları atmasını istiyoruz.” kararları çıktı.

    Buradan hareketle, PKK’ya, pakette hangi çözüm önerileri sunulursa sunulsun ve yukarıdaki istekleri içermiyorsa tatmin etmesi mümkün değil.

    Sözüm İktidar’a: zaten, “Kendi kendini yönetme hakkı” tek başına bölünmeyi içeriyor ki, “evet” diyorsanız sorun yok.  “Hayır” diyorsanız tatmin olmaları mümkün değil. Dolayısı ile

yeni çatışmalara gebe ki, süreç, “Analar ağlamasın”dan, “Daha çook analar ağlayacak” diyeceğimiz bir ivmeye doğru gidiyor.

    Özetle:

    Süreç barış getirir mi, çok şüpheli; şimdiden nefret söylemleri, iki toplum arasında ayrışmayı tetikledi bile. Bu sonuç, uzun vadeye yayılmış bir ayrışmanın planı olan çözüm ve demokratikleşme paketinin belki de bir parçasıydı. Nihai hedef için henüz şartları olgunlaşmadı. PKK istekleri, zaman içinde kesin sınırları belli bir coğrafyada egemen olana ve ayrı renklerle temsil edilene, anadilde eğitime kadar sürgit devam edecektir. Bunun dışında bir çözüme inananlar kesin gaflet içinde. Süreci hazırlayanlar da niyetleri bu milletten gizleyenler de; bizden uyarması…



Bu yazı 4137 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI